Bölüm 6 | Uyanış Yayılıyor!

Daha önceden de belirttiğimiz gibi, buğday ve delicelerin birlikte büyüdüğü ve olgunlaştığı günleri yaşıyoruz. Dünya üzerinde bir çok felaket var ama cennetin zaferleri de gitgide artıyor. Habakkuk 2:14’te iyi bir haber var: “ Çünkü sular denizi nasıl dolduruyorsa, dünya da RAB’bin yüceliğinin bilgisi ile dolacak.” Bu sadece Tanrı ile ilgili bir vahiy değil ama Rab’bin görkeminin anlayışının tüm dünyayı dolduracağına dair bir söz! Bu bizi heyecanlandırıyor! Bu gözlerimizin önünde oluşacak bir gerçek.

Yüz yıl önce Hristiyan dünyası çok farklıydı. Örneğin Asya ruhsal açıdan çok farklıydı. Kore’de neredeyse hiç imanlı yoktu. Bugün Güney Korelilerin %50si Hristiyan olduklarını söylüyor1! Güney Kore’de büyüyen büyük kiliseler var. Bunlara, Dr David Yonggi Cho’nun kilise önderliğini yaptığı 800.000 üyesi olan ve bir kaç yıldır dünyanın en büyük topluluğuna sahip kilise de dahil2.

Endonezya’ya hizmet amacıyla ilk gezimiz 1980 yılındaydı. Bize, Endonezya’nın en büyük Müslüman ülke olduğu söylenmişti; %97’si Müslüman, %3’ü diğer dinler. Belki Hristiyanların sayısı %1-2lik bir kısmı oluşturuyordu. O sırada tanıklığımızı paylaşmak isteyen ve oradaki insanlar için maddi yardım toplamak için giden iş adamlarıydık, ama onlar bizim Kanada’dan gelen müjdeciler olduğumuza inanıyordu. Her yerde toplantılar düzenleniyordu. Buna üç günlük bir gezi de dahildi ve bu gezi beni hayran bıraktı. Sınırlarımız kesinlikle zorlanmıştı ama insanlara hizmet ederken, küçük grup ve toplulukları yönetirken, Tanrı’nın bizleri gerçekten kullanabileceğini gördük. Tanrı harekete geçti ve yaşadıklarımız inanılmazdı. Oradaki insanlar sevgilerini bize öyle bir şekilde gösterdi ki eve dönerken gözlerimizden yaşlar akıyordu, Uçaktayken “Hayatlarımızı işlerimize odaklanarak daha fazla geçiremeyiz, kendimizi hizmete adamalıyız” dedik (O sırada Tanrı’nın bizi Carol’ın memleketine göndereceğini bilmiyorduk). Gayriresmi bir şekilde Endonezya’da bulunan imalıların sayısının şu anda %30lara çıktığını öğrendik!

Çin, her gün yaklaşık 30.000 kişinin İsa Mesih imanlısı olmasına tanık oluyor. Bu otuz senedir devam ediyor. Bu neredeyse ayda bir milyon insan demek! Kısa süre önce 10/40 penceresi ile ilgili bir film gördük3 ve bu filmde Çin’in 10 sene içerisinde Hristiyan bir ülke olacağı belirtiliyordu. 10/40 penceresi, ekvatorun kuzeyinde kalan 10 ve 40 derece enlemleri arasındaki ülkelerden bahsediyor, ki bu doğu yarımküresinin çoğu demek oluyor. Bu yerler 1990’da müjdeye en az ulaşımı olan ülkeler idi, ama bugün Çin uyanış ile sallanıyor.

1993’te, oradaki uyanışı tatmak için Arjentina’ya gittik ve Kutsal Ruh’un muhteşem dokunuşuna tanık olduk. Oraya gitmeseydik bugün nerede olurduk, inanın bilmiyoruz. Arjentina’da güçlü bir meshediliş aldık ve uyanışın Toronto kilisesine gelmesinin üzerinden neredeyse 20 yıl geçti. Ve hala muhteşem! Uyanış Brezilya ve Arjentina’da devam ediyor. C. Peter Wagner uyanışın merkezinin Brezilya’ya geçtiğini ve burada daha da alevlendiğini söylüyor4.

Randy Clark bir kaç sene önce üç yüz kişilik bir topluluğa sahip bir Brezilya Baptist Kilisesini ziyaret etmişti. İki üç sene sonra ikinci bir ziyaret için oraya döndü, topluluk 2000 kişiye çıkmıştı. İki sene sonra yine gitti ve topluluğun 10.000’e ulaştığını gördü. Yakın bir zamanda yeniden gittiğinde kilisenin 23 yerel kilise başlattığını ve toplam 30.000 kişilik topluluğa sahip olduğunu öğrendiğinde hayran kaldı. Bu 6-7 sene içerisinde gerçekleşen inanılmaz bir büyüme! Biz böyle bir büyüme için hazır mıyız? Böyle bir büyümeyi kiliselerimizde bekliyor muyuz ki?

Karanlık karardıkça, ışık daha da parlıyor. Uyanış için hazırlanmalıyız. Rab’bin, gelini için geldiği zamanda iki tarafta da büyük hasat yaşanacağına inanıyoruz.

Bunları yazmamızdan sekiz sene önce bir kilise önderleri konferansı için Kolombiya’daydık. Vardığımız günden bir gün sonra hotelin dışında yürüyüşe çıktık. Birden bir minibüs arkamızda aniden frenledi, kenara çekildi ve içinden üç iri adam çıktı. Ben (John) hemen “Eyvah, bizi kaçırıyorlar” diye düşündüm. Ama onların bizim özel güvenliğimiz olduğu ortaya çıktı!

Bize: “Ne yapıyorsunuz? Hemen arabaya binin lütfen, bu fazla tehlikeli” dediler. Böylece hotele geri götürüldük. Güvenlik görevlilerinden biri olmadan dışarı çıkmanın bu kadar tehlikeli olabileceğini düşünmemiştik.

Görevlilerden birinin silahı bile vardı. Adam, duvara yaslanmış, etrafını dikkatle gözlemlerken aynı zamanda telsizini cevaplayıp görevini yapıyordu. Sonra Carol ona bakar, eğlencesine, elleri ile ona Kutsal Ruh’un meshedilişiyle dolu bir silahla ateş ediyormuş gibi yapmaya başlardı. Adam duvara çarpıp yere yıkılırdı! En keyifli an ise Carol’ın daha sonra sorduğu “Kimin silahını tercih edersin? Seninkini mi benimkini mi?” sorusuna “Seninkini tercih ederim” cevabını verdiği andı.

Ben (John) iki sene önce Jerry Anderson ile Kolombiya’ya döndüm ve oradaki değişim karşısında hayran kaldım, tümüyle farklı bir atmosfer vardı. Jerry ve ekibi, iş adamlarına, okullardaki öğrencilere ve ordudaki askerlere, Süleyman’ın Özdeyişlerini temel alan prensip ve değerleri öğreten ‘La Red’ adlı bir organizasyonun parçası. Hava kuvvetlerindeki ikinci amir, General Perez ile bir öğlenimizi geçirdik. Anlaşılan, Özdeyişler kitabından gelen prensip ve değerler 300.000’den fazla ordu personeline öğretilmiş5.

Kolombiya ordusu bir zamanlar eşkıya, haydut topluluğu olarak bilinirdi. Çalmak, yağmalamak ve tecavüz etmek için gelirlerdi. Bir çok şehir, yaptıklarından ve sahip oldukları itibardan dolayı ordudan nefret ederdi. Şimdi Rab’bin Sözü ile yaşadıkları karşılaşma aracılığıyla her şey değişiyor. Kutsal Kitap’taki değerler, prensipler, doğru ve yanlışın bilgisi aracılığıyla inanılmaz bir değişim yaşandı, Rab’be hamtlar olsun! Baba’nın sevgisini ve Kutsal Ruh’un gücünü, bunlara fazlasıyla muhtaç olan bir yere getirmek muhteşem bir fırsat. Kolombiya ve Latin Amerika’nın bir çok yeri Mesih için yanıp tutuşuyor.

Ama daha da muhteşem olan şey müjdenin Orta Doğu’ya yayılması. Ben (John) Türkiye’yi ilk kez Kasım 2011’de ziyaret ettim. Dört şehire gittim ve karşılaştığım insanlar ve anlattıkları beni hayran bıraktı. Oraya ziyaretimden bir sene önce İran ile ilgilenen birisi ile tanıştım. Bana İran’da uyanış olduğunu söyledi. Tanrı’nın mucizevi bir şekilde rüyalarda ve görümlerde belirmesi sebebiyle yeniden doğmuş imanlı sayısının bir milyonlarda olduğu tahmininde bulundu. Ben Türkiye’deyken bu kesinlikle doğrulandı.

Her toplantıda vaazı birbirlerine farsi’ye, kendi dillerine, çeviren küçük İranlı gruplar vardı. Türkiye’ye mülteci olarak sığınmışlardı. Gittiğim her yerde bir grup daha görüyordum ve onlarla konuşmaya can atıyordum. Öğrenmeliydim, ve bundan dolayı onlara sordum: “ Yetmiş milyon İranlının bir milyonu imanlı diye duydum! Bu doğru mu?”

“Hayır” dediler, “En azından iki milyon var”.

O zamandan beri Joel Rosenberg’in ‘Inside the Revolution: How the followers of Jihad, Jefferson and Jesus are battling to dominate the Middle East and transform the world’ (Devrimin içinde: Cihad, Jefferson ve İsa takipçilerinin Orta Doğu’ya hakim olma savaşları ve dünyayı değiştirmeleri) adlı kitabını okuduk. Rosenberg New York Times için çalışarak Orta Doğu’da yirmi sene yaşamış olan bir Mesih inanlısı. O bir milyon değil, iki milyon da değil, yedi milyon İranlının, İran’da, İsa ile doğaüstü bir karşılaşma yaşadıklarına inandığını söylüyor.

O iki Hristiyan’ın, Türkiye’den bir araba dolusu Kutsal Kitabı dağların arasından İran’a götürdüklerinde yaşananların hikayesini anlatıyor.

Birden direksiyon sıkıştı ve yoldan çıkmamak için ani fren yapmak zorunda kaldılar. Başlarını kaldırdıklarında kitapları olup olmadığını soran yaşlı bir adamın arabanın camına vurduğunu gördüler. “Ne kitabı?” diye sordular. “İsa hakkındaki kitaplar” diye cevap verdi yaşlı adam ve anlatmaya devam etti. Kısa bir süre önce bir görümde bir meleğin ona geldiğini ve İsa’dan bahsettiğini anlattı. Daha sonra köyündeki herkesin aynı görümü gördüğünü öğrendi. Hepsi iman etmişti ama ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Daha sonra yaşlı adam bir rüya gördü ve rüyasında İsa ona dağdan inip, onlara nasıl Mesih imanlısı olacaklarını anlatacak olan kitapları getirecek kişiyi beklemesini söylemiş. Yaşlı adam itaat etti ve birden Kutsal Kitaplarla dolu arabayı süren iki adam önünde durmuş.” (sayfa 387-388)6.

Bunun gibi sayısız hikayeler var. Tüm dünya üzerinde uyanış var bugün.

Yanıt

Baba, Ruh’un bugün de harekette olduğu için sana teşekkür ederim.

Şehrim ve ulusumda uyanış başlaması için dua ediyorum.

Kutsal Ruh, varlığının taşıyıcısı olmayı öğret, sevgi ve güç ile Egemenliğini nasıl gösterebileceğimi göster.

Baba, bana kişisel bir uyanış ver ki, sonra gidip başkalarına bunu verebileyim.