Rab, yerel kiliselerinin iyi bir şekilde yönetilmesi ve uygun bir şekilde sürdürülmesi için gerekli bütün sağlayışı yapmıştır. Bir önceki bölümde kiliseyi kayıran hizmeti ele aldık ve Yeni Antlaşma döneminde kilisenin büyük bir yük taşıdığını gördük. Üyelerin birçoğu ihtiyaç içindeydi ve bu nedenle insanlar gerekli ihtiyaçları görmek için sahip olduklarını karşılıksız olarak sundular. Elçiler, materyal dağıtım yönetiminin kendileri için bir zaman kaybı olduğunu gördü ve bunun bir sonucu olarak Tanrı Kelamı gibi önemli bir hizmeti bırakma tehlikesiyle karşı karşıya geldiler. Kiliseden, içlerinden yedi ruhsal ve onurlu kişiyi bu göreve atamak için seçmelerini isteyerek bu problemi çözdüler. Böylece elçiler bu işten tamamen rahatlamış olacak ve kendilerini sürekli olarak dua ve Söz hizmetine verebileceklerdi (Elçilerin İşleri 6:4). Bu, kesinlikle diyakon görevinin çıkış noktasıdır. Diyakon kelimesi, Elçilerin İşleri 6:1’de kullanılan ‘hizmet sunma’ olarak çevrilen Grekçe kelimedir.
Filipililer 1:1’de Pavlus ve Timoteos, Filipi’deki bütün kilise üyelerini, ‘gözetmenleri’ ve en son diyakonları selamlamaktadır. Bu ayetteki ‘diyakonlar’ kelimesini ‘hizmet eden kişiler’ olarak çevirmek mantıksız değildir. 1. Timoteos 3:8’de tam olarak aynı kelime ‘diyakonlar’ için kullanılmıştır fakat her iki referansta da Pavlus’un ihtiyarlardan ayrı olarak farklı özel bir görevden söz ettiği anlaşılmaktadır. Elbette aynı Grekçe kelime Kutsal Yazılar’ın bir başka yerinde ‘hizmet’ olarak çevrilmiş fakat buradaki bağlam hizmet eden kişinin, müjdeyi vaaz eden kişinin insanların ruhsal yararı için hizmet ettiğini vurgulamak için kullanılmıştır.
1.Timoteos 3:8-13’te diyakonların tamamen güvenilir ve kilise tarafından saygı duyulan kişiler olmaları gerektiği ve Tanrı’nın krallığında büyük bir değere sahip olduğu sonucunu çıkarabiliriz.
O halde sorumlulukları nelerdir? Diyakonlar, maddi meselelerle ilgilenmek üzere kilisenin güven duyduğu kişilerdir. İstefanos ve diğer kardeşlere kilisenin maddi hizmetlerini yönetme görevi emanet edilmişti. Böylece bu işin başına getirildiler. Kaynakların dağıtımı tamamen onların elindeydi ve herkes bu görevi onlara emanet etmekten mutluluk duymaktaydı. İyi üne sahip ruhsal kişiler olduklarından kilise, onların kararlarını ve yönetimini kabul etti. Dua ve elçilerin ellerini üzerlerine koymalarıyla bu görev için ayrıldılar ve atandılar.
Böylece günümüzde diyakonlar kilisenin finansal işlerinden sorumlu olan kişilerdir ve paydaşlığın bütün ufak meselelerinden onlar sorumludurlar. Paydaşlık içindeki ihtiyaçların giderildiğinden ve ibadetin uygun bir şekilde sürdürüldüğünden emin olmalıdırlar. Paydaşlığın tamamı için kilise meseleleri, Mesih’in bedenini ve müjdenin işini anlayan ve bu işi buna uygun olarak yönetebilen kişilerin ellerinde olduğu zaman büyük bir sevinç kaynağıdır. Diyakonlar, yeni ihtiyaçlara karşılık vermeye hazır olmalı ve gerekli görevlerin tamamını sürdürerek kilisenin tüm yaşamına ve gelişimine destek olabilmelidir. Hiç kuşkusuz bu istek, Rab’bin Sofrası için sağlayışı da içermektedir ve bu buyruk yerine getirilirken hizmet etmeleri de yerindedir.
Elçilerin İşleri 6. bölümde kilise, bu büyük sorumluluk için uygun olan kişileri kendi aralarından seçti. Bugün de dürüst bir izlenime sahip olan Kutsal Ruh’la ve bilgelikle dolu, yaşamları 1. Timoteos 3:8-12’ye uygun olan kişiler kilise tarafından seçilmeli ve güvenilir kişiler olarak bu görev için ayrılmalıdır. Rab’bin maddi meselelerde sorumlu olan kişiler için bile öncelikle ‘temiz bir vicdanla iman sırrını benimseyen kişiler’ olmaları gerektiğini söylediğini belirtmemiz gerekmektedir. Eğer bir kilise diyakon olarak kötü bir üne, vizyona sahip ruhsal olmayan kişiler tarafından üzerine yük bindiriyorsa, bu kesinlikle trajik bir durum olacaktır. Bu nedenle Rab, bu kapasitede hizmet edebilecek ve 1. Timoteos 3:13’ün gerektirdiklerini yerine getirebilecek kardeşlerimize büyük bir lütuf sağlasın.