3. Yerel Kilisenin Görkemi/Yüceliği

Bu kitabın esas amacı, eylemleri ve kuruluşu açısından yerel kilisenin yaşamı ve uygulamaları için Kutsal Yazılar’dan öğrenmektir. Fakat kilisenin Kutsal Ruh’un yarattığı bir beden ve bu nedenden ötürü görkemli bir beden olarak tasarlanmış olduğunu anlamadıktan sonra, daha ileriye gidemeyiz. Hristiyanlar sıklıkla yerel evanjelik kiliselerden aşağılayarak söz etmektedir. Kiliselere karşı tutumlar pervasızdır. Hiç şüphesiz bu kurumlar, Tanrı’nın Sözü’nü terk etmiştir ve bu nedenle müjdeye karşı olan kişiler Rab’bin halkını sürüklemesin diye yargılanmalıdır. Bu ciddi bir meseledir ve Kutsal Kitapsal bir duruş sergilemeyi gözleyen gerçek kiliselerle ilgili kimi zaman bir şeyler duyan bir kişinin aylak ve zararlı sohbetinden daha farklı bir durumdur. Bu şekilde bireysel üyeler, Tanrı’nın lütfundan ötürü Mesih’in yerel kilisesinin üyeleri olduğunu ve sahip oldukları konumun ayrıcalıklı bir konum olduğunun farkına varmalılardır. Kilisenin görkemiyle ilgili bir anlayışa sahip olmalı ve Mesih’in yerel bedeninin üyeleri olarak Tanrı’nın bu mükemmel eylemine saygıyla yaklaşmalılardır.

Bir önceki çalışmamızda herhangi bir gerçek yerel kilisenin, evrensel kilisenin günümüzdeki görünümü olduğunu ve bu nedenle kiliseye işaret eden Kutsal Yazılar’ın şimdiki çağda doğru bir şekilde yerel kiliseye uygulanabileceğini öğrendik. Eski Antlaşma’da Yeruşalim’in veya İsrail’in görkeminden bahseden birçok ayet bulunmaktadır ve bunlar ruhsal olarak yorumlanmalıdır. Bu ayetler, Yahudi halkından değil fakat Kilise’den söz etmektedir ve böylece yerel kiliseden söz etmektedir. Örneğin, Mezmur 48’e bakınız.

Mezmur 48, kilisenin Tanrı’ya övgü dolu olması gerektiğini bizlere söylemektedir. Kilise, Tanrı’nın kutsallığını yansıtmalıdır. Tanrı’nın pak ve hoşnut eden Sözü’yle öyle dolmalıdır ki Rab’bin ve her imanlının gözünde ‘güzel’ ve ‘tüm yeryüzünün sevinci’ olmalıdır. Ruhsal insanlar kiliseden hoşnut olmalı ve Tanrı halkı arasında olmak için bu yaşamın en göz alıcı şeylerini memnuniyetle göz ardı etmelidir.

Aynı söylemler Mezmur 87’de de bulunmaktadır. Rab, bireysel Hristiyan yaşamlarından ziyade, bir araya gelmiş ve toplanmış kilisesini daha çok sevmektedir (ayet 2). Bu gerçekten de önemlidir. Tanrı’nın seçtiklerinin her birine ebedi sevgisini sunduğunu biliyoruz. Her biri Tanrı için değerlidir, her biri Mesih’in değerli kanıyla satın alınmıştır. Ancak Tanrı’nın Siyon’a olan aşkın ve belirgin sevgisi de vardır. Bu nedenle üçüncü ayeti, kilisemize uygulanabilir bir şekilde algılamalıyız. Bu ayette görkemli şeylerden söz edilmektedir!

Eski Antlaşma’da kullanabileceğimiz daha nicesi vardır. Tanrı uzun uzun çağlar önce, çağımızdaki müjde kiliselerinin görkemli olacağını beyan etti. Herhangi bir dünyasal ulusa uygulanamayacak olan peygamberlikler ve vaatler, Kutsal Yazılar’ın yetkisi altında imanla yaşayan kiliselerde mükemmel ve harika bir şekilde yerine geldi.

Yeni Antlaşma Kiliselerinin Görkemi

Rab İsa Mesih’in dirilişinin ardından geçen elli yıl ya da daha aşkın bir zaman diliminde kiliseler, tam da Roma dünyasına karşı kuruldu. İman eden kişiler aracılığıyla birlikte müjde inanılmaz bir hızla yayılmaya başladı. Bu periyodun sonuna doğru elçi Yuhanna aracılığıyla, Tanrı vahyinin son kısmı verildi. Özel ve mükemmel mesajların oluşturduğu bir seri, Kurtarıcı dönene dek kiliseleri besleyecek ve ayakta tutacaktı. Tanrı, Vahiy kitabında, müjdedeki tasarısıyla ilgili birçok görsel resim sundu ve daima Mesih ve kiliseleri konunun merkezidir. Gerçek şu ki, halkının Kurtarıcısı olarak Rab İsa Mesih’in görkemi en yüce beyanla duyurulduktan sonra, Yuhanna 1-3 bölümlerinde müjde-çağı kiliselerinin durum ve statülerine yöneldi. Belirli yedi kiliseye işaret edilmesine rağmen, sevinç ve kederleriyle, zaferleri ve günahlarıyla bütün müjde-çağı kiliselerini temsil ediyor olduklarını görmek kolaydır.

Yuhanna, yedi kiliseyi temsil ettiğini anladığı yedi kandillik gördü. Eski Antlaşma döneminde İsrail, yedi kollu kandillikle temsil ediliyordu, fakat şimdi kiliseler bağımsızdır. Herhangi bir günah ya da başarısızlık olduğunda kandilliklerini ellerinden alabilecek olan Mesih’e karşı sorumludurlar ancak (Vahiy 2:5).

Kiliseler kesinlikle kandillik olarak temsil edilmektedir, çünkü müjde gerçeği ve Tanrı’nın doğruluyla karanlık bir dünyada ışık olmaya ve parlamaya çağrılmaktadırlar.

Kilise tarafından vaaz edilen, kilisenin bu dünyadaki en önemli süsü olan, Tanrı Sözü’dür. Gerçeği cesaretle ve korkmadan duyurduğunda kilise en iyi konumundadır. Hiçbir zaman sönmeyen kandillik paha biçilemezdir ve kilise, Müjde ile günahkarların yüreklerini ve zihinlerini aydınlatmak için tasarlanmıştır. Yuhanna, kandilliklerin altından yapıldığını anladı. Bu, kiliseyi Kendi kanıyla satın almış olan Rab için kilisenin ne denli değerli olduğunu göstermektedir.

Yuhanna’nın görümünün en görkemli kısmı, Rab’bin Kendisidir. Yuhanna’nın Rab İsa Mesih’i görmüş olduğu görünümü öyle mükemmeldir ki, elçi ‘ayaklarının dibine ölü gibi yığıldım’ diye yazmıştır. Yuhanna kendinden geçmiş olmasına rağmen, görmüş oldukları zihninde hala tazeydi ve bizler de Rab İsa Mesih’in eşsiz resmi üzerinde hayranlıkla düşünebiliriz.

Ancak Yuhanna’nın Mesih görümünün, kiliselerin ortasında duran Rab İsa Mesih olduğunu unutmamak için her zaman dikkatli davranmalıyız. Mesih, kandilliklerin arasında yürümekteydi. Bu nedenle Mesih, yerel kilisenin başıdır. Bu söylem bizlerde nasıl da hayranlık uyandırmaktadır! Kilisemizin başı olan Rab İsa Mesih, Mesih kişisinde ve gücünde görkemlidir. Görümün çeşitli boyutlarının anlamını anlamak zor değildir. Kral, bilge kişi (ak saçlarından ötürü), her şeyi gören vb. olarak görünmektedir. Bu nedenle yerel kiliseyi ele aldığımızda, en önce şunu düşünmeliyiz- Mesih’in kilisesidir ve Mesih tamamen görkemlidir. Kiliseden söz ettiğimde, Mesih’in kilisesinden söz etmekteyim. Kendimi kiliseye bağlı kıldığımda, bunu O’nun gözünde yapıyorum. Eğer günah aracılığıyla kiliseyi onurlandırmıyor ve ona zarar veriyorsam, aynı şekilde Mesih’i de onurlandırmıyor, O’nun bu dünyadaki amaçlarına da zarar vermiş oluyorum. Kilisesinin üyeleri olarak, çok önemli bir ayrıcalığa sahibiz ve büyük bir sorumluluk taşımaktayız. Bu nedenle Rab korkusuyla yürüyen Yahudiye, Celile ve Samiriye kilisesi gibi olmalıyız; Kutsal Ruh’un tesellisiyle çoğalmalıyız (Elçilerin İşleri 9:31).