13Şimdi siz, uluslara söylüyorum: Mademki ben uluslara gönderilen bir haberciyim, bunu yüce bir hizmet sayarım. 14Belki bir yoldan soyumdan olanları imrendirip aralarından bazılarını kurtarırım. 15Çünkü onların yoksun bırakılması dünyanın Tanrı’yla barışmasına yol açtıysa, kabul edilmeleri ölülerin yaşam bulması değil de nedir? 16Eğer ilk hamur kutsalsa, tüm hamur kutsaldır. Eğer kök kutsalsa, dallar da kutsaldır. 17Ama eğer iyi cins zeytin ağacının kimi dalları budandıysa ve sen bir yaban zeytiniyken onların arasına aşılanıp onlarla birlikte ağacın yaşam sağlayan özüne ortak oldunsa, 18sakın önceki dallara karşı böbürlenme! Eğer böbürleniyorsan şunu unutma: Kökü destekleyen
sen değilsin; tam tersine, kök seni desteklemektedir. 19Belki de, “Dallar ben oraya aşılanayım diye budandı” diyeceksin. 20Bu doğru. Onlar imansızlık nedeniyle budandı, sen ise iman nedeniyle durmaktasın. Ama sakın böbürlenme, tersine kork! 21Çünkü eğer Tanrı iyi cins ağacın dallarını esirgemediyse, seni de esirgemeyecektir. 22Tanrı’nın iyiliğini de sertliğini de tanı. Düşenlere karşı sert, sana karşıysa tanrısal iyilikle davranandır O. Bu iyiliğe bağlı kalman gereğini de unutma; yoksa sen de kesilip atılırsın. 23Eğer imansızlıkta direnmezlerse, İsrailliler de aşılanacaklar. Çünkü Tanrı’nın gücü onları yeniden aşılamaya yeter. 24Sen yabanıl zeyten ağacından kesilip doğaya aykırı olarak iyi cins zeytin ağacına aşılandınsa, iyi cins zeytin ağacından budanan dallar ne denli kolaylıkla kendi ağaçlarına aşılancaklardır.
Bu kesimde Pavlus Uluslar'dan Mesih'e inananları uyarır. İsrailliler'e karşı büyüklenmesinler! Pavlus buna başlarken, Uluslar'dan Mesih'e bağlananlara seslendiğini açıkça belirtir (ayet 13). Pavlus, Tanrı'dan aldığı hizmete büyük değer verdi. Bu hizmet Uluslar'a haberci olmaktı. Haberci diye çevirilen sözcük "gönderilen" anlamındadır. Pavlus İsa Mesih tarafından Uluslar'a gönderildi. Pavlus Uluslar'a, Sevinç Getirici Haber'i duyurmayı yüce bir hizmet gözüyle baktı.
Uluslar'a olan hizmetine büyük değer veriyordu çünkü bu yoldan kendi soyu olan İsrailliler'i imrendiririp aralarından bazılarının kurtulmasını sağlamayı umuyordu (ayet 14). Ayet 15'te ayet 12'de vurguladığı gerçeği başka sözlerle tekrarlıyor: İsrailliler'in Mesih'ten yoksun bırakılması dünyanın öbür uluslarından insanların Tanrı'yla barışmasına yol açtıysa Mesih aracılığıyla kabul edilmeleri son dirilişin gelmesine yol açacaktır. Tanrı'yla barışmak kurtuluşun başlangıcıysa "ölülerin yaşam bulması" kurtuluşun bütünlenmesidir. Ölümün yenilmesi ve imanlıların Mesih'le birlikte Tanrı katına yükseltilmeleri demektir.
Bundan sonraki ayetlerde Pavlus İsrail'deki azınlığın Mesih'e bağlanmasının ileride İsrail ulusunun çoğunluk olarak Mesih'e bağlanacağına güvence verdiğini belirten iki örnek verir:
1/ İlk hamur
"Eğer ilk hamur Kutsal'sa tüm hamur Kutsal'dır" (ayet 16). Bu örneğin ayrıntılarına inmeden ona değinmekle yetinir. Bu örnek ruhsal yasadan gelmektedir. "İlk tahılınızdan yapılmış bu sunuyu kuşaklar boyunca RAB'be sunacaksınız." (Sayılar 15:21). Tanrı'ya sunulan ilk hamur kutsaldır. Buna göre ilk hamurun geldiği hamurun tümü kutsal sayılır. Mesih'e iman eden İsrail'in azınlığı Tanrı'ya ayrılmışsa, bu azınlığın geldiği İsrail'in tümü de Tanrı'ya ait sayılır.
2/ Zeytin ağacının dalları
Pavlus bu örneği ayrıntılı olarak ele alır. "Eğer kök kutsalsa dallar da kutsaldır" (ayet 16). Bu benzetmede daha aşağıda vurguladığı gerçeğin
açısından yaklaşım yapar: "Ama Tanrısal seçim açısında atalar bakımından sevgilidirler” (ayet 28). Pavlus'un yaşadığı çağdaki Yahudiler benzetmede dalları karşılar. Kök ise atalardır. Pavlus'un zamanındaki Yahudiler atalarının kutsal olduğu gibi dallar olarak kutsal sayılırlar.
İsrailliler'in çoğunun imansızlıkta direnmesi ve Uluslar'ın Mesih'e bağlanması iyi cins zeytin ağacından bazı dalların kesilip atılması ve yerlerine bir yaban zeytin ağacının dallarının aşılanmasına benzetilir (ayet 17).İyi cins zeytin ağacından kesilen dallar imansız İsrailliler ve yaban zeytinin aşılanan dalları Uluslar'dan Mesih'e bağlanan kişilerdir. Pavlus Uluslar'dan Mesih'e bağlanan kişilere seslenmeyi sürdürerek onlara imanlı İsrailliler'le birlikte "ağacın yaşam sağlayan özüne ortak" olduklarını hatırlatır (ayet 17).
Tanrı tıpkı İbrahim'e vaat ettiği gibi kurtuluşu İsrail aracılığıyla dünyaya getirdi. İsa Mesih de aynı gerçeği Samiriyeli kadına açıklamıştı: "Kurtuluş Yahudilerdendir" (Yuhanna 4:22). İsa Mesih'in kendisi de "beden açısından Davut soyundan" doğdu ve bu nedenle İsrailliydi (Rom. 1:3). Böylelikle sonsuz yaşam sağlayan öz İsrail kökünden gelmekteydi. Uluslar Tanrı'nın kayrasıyla bunda pay aldılar. Ama bu durumda hiç böbürlenmemelidirler (ayet 18).
Oysa Uluslar'dan imanlıların imansız İsrailliler'e karşı böbürlenmek tehlikesindeydi. Ama onlara karşı övünürlerse şu gerçeği unuturlar: Uluslar'dan imanlılar kök olan İsrail'i desteklemez. İsrail kök olarak onları destekler (ayet 18). İmanlıların kökü Tanrı'nın İsrail Ulusu aracılığıyla geçekleştirdiği kurtarış eylemleriydi.
Uluslar'dan imanlılara şöyle seslenmeye devam eder: "Belki'de 'Dallar ben oraya aşılanayım diye budandı' diyeceksin" (ayet 19). Pavlus bu gerçeği yalanlamaz. İsrailliler'den bazıları kesilip atıldılar. Bu da onların imansızlıkları yüzünden oldu (ayet 20). Uluslardan imanlıların ağaçta durmaları imanları nedeniyleydi. Buysa İsrailliler'e karşı övünmelerine hiç bir neden vermez. Daha çok korkmalarına yol açmalıydı.
Tanrı imansızlık gösteren iyi cins ağacın dallarını esirgemedi. İmansız İsrailliler'i İsrail'den kesip attı. Yaban zeytininden gelen dalları aynı duruma düşerse onları daha mu çok kayıracak? Hayır onları daha çabuk kesip atması gerekecekti. Onları da esirgemeyecektir (ayet 21).
Daha önce değindiği Tanrı'nın iyiliği ve sertliğini vurgular bu durumda (ayet 22). Uluslar'dan olan imanlıları bunu tanımaya çağırır. Tanrı "düşenlere karşı sert" davranır (ayet 22). Tanrı "onlara uyuşukluk ruhu" verir "görmeyen, işitmeyen kulaklar" verir (Rom 11:8). İnanlıya karşı "tanrısal iyilikle" davranır. İmanlı bu iyiliğe bağlı kalmaya yükümlüdür. Tanrı'nın kendisine karşı olan sevgisini unutmamalıdır ve kurtuluşunu Tanrı armağanı olarak tanıyıp sürekli teşekkür eden biri olmalıdır. Tanrı'nın son bulmaz iyiliklerini armağan olarak kabul etmelidir. Bunu reddederse kesilip atılacaktır. İmanlılar Tanrı'nın iyiliğiyle sona kadar kurtulacaktır. Ama yalnız gerçek imanlılar sona dek yola devam edecekler.
İsrailliler de yeniden ağaca aşılanacak (ayet 23). Bunun tek koşulu imansızlıkta direnmelerinden vazgeçmeleridir. Tanrı'nın onları tekrar ağaca koymak için gücü vardır. Uluslar'dan olan imanlıların yaban zeytin ağacından kesilmesi ve iyi cins ağaca aşılanması doğaya aykırı bir olaydır. Oysa iyi cins ağaçtan dalların yeniden o ağaca kavuşmaları daha doğal bir olaydır. Onların aşılanması çok daha kolay bir iştir (ayet 24).(Yaban ağaçtan dalların iyi cins zeytin ağacına aşılanması doğaya aykırı olduğu halde o çağın tarım çalışmalarında kullanılan uygulamadır. Pavlus'un zamanında yaşayan Kolumella adlı adam böyle bir uygulamayı kitabında kaydeder).