14Ama iman etmedikleri kişiyi nasıl çağıracaklar? İşitmedikleri kişiye nasıl iman edecekler? Söz'ü yayan olmazsa nasıl işitecekler? 15Bu işe gönderilmezlerse Söz'ü nasıl yayacaklar? Kitap'ta yazılmış olduğu gibi: 'Sevinç Getirici İyi Haber'i yayanların ayakları ne güzeldir!' 16Ama yine de Sevinç Getirici Haber'in buyruğunu herkes dinlemedi. Yeşaya buna ilişkin şöyle der: 'Ya Rab, Haberimiz'e kim inandı?' 17Demek ki, iman, Haber'i duymakla, Haber'i duymak da Mesih'in Söz'ü aracılığıyla olur. 18Ama soruyorum: 'Gerçekten Haber'i duymadılar mı?' Hiç kuşkusuz duydular: 'Onların sesi tüm yeryüzüne yayıldı. Sözleri de dünyanın her ucuna ulaştı.' 19Yeniden soruyorum: 'İsrail bunu bilmedi mi?' İlkin Musa şöyle diyor: 'Sizleri ulus özelliği taşımayan bir ulus aracılığıyla imrendireceğim. Anlayışsız bir ulus aracılığıyla sizleri kızdıracağım.' 20Yeşaya da korkmazlıkla şunu bildirir: 'Beni araştırmayanlarca bulundum; Beni soruşturmayanlara açıklandım.' 21Öte yandan, İsrail için de şöyle diyor: 'Tüm gün, söz dinlemez, baş kaldırıcı bir halka ellerimi uzattım.'
Bu parçada Pavlus Yahudiler'in imansızlığı için bir bahanenin bulunmadığını belirtir. Yahudiler'in dağıldığı her yerde Mesih'in Sevinç Getirici Haberi duyurulmuştur (ayet 18). "Haberi duymadık" diyemezler.
Yahudiler olsun, Uluslar'dan insanlar olsun herkes Rabbin adına seslenmeye çağırılır. Kurtuluş yolu budur (ayet 13). Ayet 14'te Pavlus bir dizi soru sormaya koyulur. İnsanlar iman etmedikleri kişiyi nasıl çağıracaklar? Bu "çağırmak" deyiminin anlamı birisinin adını tekrarlamaktan daha ileri gidip, o kişiyi yardıma çağırmak, ona güvenmek ve ona bağlanmak anlamlarını içerir. Bu "çağırmak" işi ancak imanla olanaklıdır. Tıpkı Eski Antlaşma'daki şu ayetlerde olduğu gibi: "RABBİN ismini o zaman çağırmaya başladılar" (Yaratılış 4:26 Kitabı Mukaddes). “O zaman insanlar RAB’be yakarmaya başladı” (Kutsal Kitap). "İbrahim Beer-Şeba'da bir ılgın ağcı dikti, ve orada RABBİN, Ebedi Allah'ın ismini çağırdı" (Yaratılış 21:33 K.M.). Rab İsa Mesih'i yardıma çağırabilmek ve kendisine bağlanabilmek için kişinin O'na iman etmesi gerekir.
Pavlus'un sorduğu ikinci soru şu: "İşitmedikleri kişiye nasıl iman edecekler" (ayet 14).İnsanların Rab İsa Mesih'e iman edebilmeleri için O'nun hakkında işitmeleri gerekir. İşitmeden iman edemezler.
Mesih inanlıları Mesih'in Sevinç Getirici Haberi'ni duyurmakla sorumludur. Pavlus bu konuya üçüncü sorusuyla değinir: "Söz'ü yayan olmazsa nasıl işitecekler?" (ayet 14). Sen de bu sorumluluğun bilinci içinde misin?
Mesih'le ilgili sözü yayabilmesi için inanlının Tanrı tarafından gönderilmiş olmalıdır. Pavlus bu konuya dördüncü sorusuyla geçer: "Bu işe gönderilmezlerse Söz'ü nasıl yayacaklar?" (ayet 15).Söz'ü yayan inanlı Rab tarafından atanan ve gönderilen gerçek bir habercidir. "Gönderilmezlerse" sözcüğü 'haberci' (veya 'elçi’') diye çevirilen kelimenin kökündendir (Haberci = 'apostolos'; göndermek = 'apostello'). Sevinç Getirici Haber'i yayan inanlı Rab tarafından gönderildiği bilincinde olursa bu işi yapmak için yetkiyle donatılmış olur.
Ayet 15'te Pavlus Haber'i yayma çalışmasını onurlandıran bir ayeti Eski Antlaşma'dan aktarır. Yeşaya peygamber kurtuluş ilan eden, Yeruşalem halkına “Tanrınız egemenlik sürüyor!” diyen müjdecinin ayakları "ne güzeldir" der (Yeşaya 52:7). Getirdiği haberin güzelliği getiren kişiye güzellik verir. O çağdaki kurtuluş haberi İsrail halkının Babil'deki sürgünden kurtulmalarıyla ilgiliydi. Bu çağda yayılan kurtuluş haberi ise günah ve Şeytan tutsaklığından kurtulmakla ilgilidir. Bu Sevinç Getirici Haber'i yayan inanlı Haber'in güzelliği yüzünden onur alır. Ayakları güzeldir çünkü müjdeciyi bu iyi işi yapmaya götürür.
Oysa Pavlus'un çağında bile herkes bu güzel Haber'i gerektiği gibi değerlendirmedi (ayet 16). Herkes Sevinç Getirici Haber'in buyruğuna boyun eğmedi. Haber'in getirdiği iyiliklerden yararlanmak için gösterdiği koşullara da uymak gerekir. Haber'i söz dinlemezlikle karşılayan kişi ondan hiç yarar görmez. Eski çağda olduğu gibi Pavlus'un zamanında da İsrail halkı söz dinlemezlik ve imansızlıkla davrandı. Yeşaya acı çeken RABBİN Kulu'ndan söz ederken "Haberimize kim inandı?" diye sorar (Yeşaya 53:1). Müjdecinin haberi o çağda imansızlıkla karşılandı. Haberci Pavlus da Yeşaya peygamberin bu konudaki duygularını iyi anlıyordu. Kendisi Sevinç Getirici Haber'i Yahudiler'e duyurduğu zamanlar "Ya Rab, Haberimiz'e kim inandı?" diye yakınacağı çok gelmiş olsa gerek.
Acı çeken RAB’bin Kulu halkın kendisini geri tepmesine uğrayacaktı. Rabbin Uşağı, İsa Mesih bu peygamberlik sözünü yerine getirirken İsrail halkının geri tepmesine uğradı.
Pavlus ayet 17'deönceki ayetlerde soru sorarak değindiği konuyu özetler. İman edebilmek için iman edilecek şeyleri açıklayan bildiriyi duymak gerek. Bu bildiri 'Mesih'in Sözü'dür. Romalılar'a Mektup'ta defalarca gördüğümüz gibi Sevinç Getirici Haber'in merkezi İsa Mesih'in kişiliği ve eylemleridir. İnsan Mesih'in yüceliğini ve sevgisini anlatan sözü duyarak iman eder.
İsrail Sevinç Getirici Haber'e iman etmemeleri için Haber'i duymadıklarını özür gösterebilirdi. Oysa Pavlus bu yolun onlara açık olmadığını kanıtlamaya koyulur (ayet 18).Bunu yapmak için yine bir soru sorar: "Gerçekten Haber'i duymadılar mı?" Bu yoldan özür dilemeyeceklerini vurgulamak için sorusuna, "Hiç kuşkusuz duydular" yanıtını verir.
Bunu güçlendirmek için Eski Antlaşma'dan bir ayet aktarır: "Onların sesi tüm yeryüzüne yayıldı. Sözleri de dünyanın her ucuna ulaştı" (ayet 18). Bu ayetin alındığı Mezmur 19 "Gökler Tanrı'nın görkemini açıklamakta, Gökkubbe ellerinin eserini duyurmakta." diye başlar. Mezmur'da gün güne Tanrı'nın yüceliğini ve yaptığı işleri anlatır; gece geceye bu konularda bilgi verir deniliyor (Mezmur 19:2). Bu tanıklığın sözlerle olmadığı, oysa bütün dünyaya yayıldığı onda sonraki ayetlerde bildirilir. Sözlerle anlatılmayan bu tanıklığın her yere ulaştığı gibi Mesih'in yüceliğini ve yaptığı işleri bildiren Sevinç Getirici Haber de Yahudiler'in bulunduğu her yere ulaşmıştı.
İlk bildirildiği Pentikost gününde dünyanın her ucundan bayrama gelmiş olan Yahudiler onu duymuştu. On iki haberci de onu yaymıştı. Pavlus ve yardımcıları da Uluslar arasında gittikleri her yerde Haber'i ilkin Yahudiler'e yaydılar. Onlar için bu yönden bir özür kalmadı.
Bölümün geri kalan ayetlerde Pavlus İsrailliler'in öne sürebilecekleri başka bir özür üzerinde durur: Belki Haber'i duyup da anlamadılar. Bu konuyu aydınlatmak için Pavlus yine Eski Antlaşma'ya başvurur. Vardığı sonucu ayet 21'deaçıklar: İsrail anladı ama söz dinlemedi; bu bilgiye sahip oldu ama ona karşı baş kaldırdı.
Pavlus yeniden soru sorar: "İsrail bunu bilmedi mi?" (ayet 19). Bununla İsrail halkının Haber'i duyup da anlamaması olasılığına değinmek ister. Soruya yanıt vermek için Musa'nın İsrail'e öğrettiği ezgiden bir parça aktarır. Tanrı bu ezgiyi öğretmesinin nedenini Musa'ya şöyle açıklar: "Şimdi kendiniz için şu ezgiyi yazın ve İsrailliler'e öğretin; onu okusunlar. Öyle ki, bu ezgi İsrailliler'e karşı benim tanığım olsun. Onları atalarına ant içerek söz verdiğim süt ve bal akan ülkeye getirdiğimde, yiyip doyacaklar; semirince başka ilahlara yönelip onlara tapacaklar. Beni tepecek, antlaşmamı bozacaklar. Başlarına sayısız kötülükler, sıkıntılar geldiğinde, bu ezgi onlara karşı tanıklık edecek" (Yasa 31:19-21).
Aktarılan ayetin tümü şöyledir: "Tanrı olmayan ilahlarla beni kıskandırdılar; değersiz putlarıyla beni öfkelendirdiler. Ben de halk olmayan bir halkla onları kıskandıracağım. Anlayışsız bir ulusla onları öfkelendireceğim" (Yasa 32:21). İsrail Tanrı olmayan (İbranicesi 'Lo-el') yalancı tanrılara tapmakla RAB’bi kıskandırdılar. RAB da onları halk olmayan (Lo-am) bir ulusla kıskandıracaktı. RAB Tanrı'yla ilişkide bulunmayan Uluslar'ı, İsrail'i yargılamak için kullanacaktı. Tanrı'nın seçtiği, kendisiyle ilişkide yaşayan bir ulus bu anlamda 'halk' sayılırdı. Bu ayrıcalığa ve sorumluluğa sahip olmayan ulus ise 'halk olmayan' (Lo-am) sayılırdı.
İbranicesi 'Lo-am' olan bu deyim Pavlus'a kuşkusuz Hoşea'nın üçüncü çocuğuna koyduğu 'Lo-ammi' adını andırmıştı. Bu adın anlamı 'halkım olmayan'dır. Pavlus bölüm 9'da Tanrı'nın Hoşea'ya bildirdiği "Halkım olmayana halkım diyeceğim" sözünü aktarmıştı (9:24,25). Halk olmayan Uluslar'dan İsa Mesih'e iman eden insanlar Tanrı'nın halkı oldu. Bu gelişimde Tanrı bu inanlılar aracılığıyla İsrailliler'i imrendirecekti: "Uluslar'a kurtuluş geldi. Öyle ki, İsrailliler onlara imrensin" (Romalılar 11:11).
Bu imrenme bazılarında kurtuluşa kavuşma isteğini uyandıracaktı; çoğunluktaysa kıskançlıkla dolup öfkelenmelerine yol açacaktı. Tıpkı aktarılan ayetin ikinci parçasında dendiği gibi: "Anlayışsız bir ulus aracılığıyla sizleri kızdıracağım" (ayet 19).İsrail'e göre Uluslar akılsız ve anlayışsızdılar çünkü Tanrı'ya ilişkin bilgileri yoktu.
Pavlus'un bu konuda kişisel deneyimleri olmuştur. Örneğin Pisidya'da bulunan Antakya'da Sevinç Getirici Haber'i bildirince "neredeyse tüm kent Tanrı Sözü'nü dinlemek için bir araya geldi. Yahudiler bu yoğun topluluğu görünce kıskınçlıkla doldular. Pavlus'un söylediklerine karşı konuştular, birçok aşağılayıcı söz söylediler" (Elçilerin İşleri 13:44,43). Uluslar'ın Sevinç Getirici Haber'e ilgi göstermesi İsrailliler'i küplere bindirdi.
Pavlus Yeşaya'nın Uluslar hakkında "korkmazlıkla" konuştuğunu vurgular. Yeşaya Tanrı'nın kendisini aramayanlar tarafından bulunduğunu bildirir (ayet 20).İsrailliler'in karşısında Tanrı'nın şu sözünü söyleyebilemesi için Yeşaya'nın gerçekten korkmazlığa gereksinmesi vardı: "Beni sormayanlara göründüm, aramayanlar beni buldu. Adımla anılmayan bir ulusa, 'Buradayım, buradayım' dedim" (Yeşaya 65:1). Tanrı'yla ilgilenmeyen Uluslar O'na kavuştu. Tanrı kendisini sormayan Uluslar'a kendini açıkladı. "Adımla anılmayan bir ulus" sözüyle Uluslar'ı belirttiği anlaşılır.
Pavlus Uluslar'ın Tanrı'ya kavuştuğunu vurguladıktan sonra ayet 21'de Yeşaya bölüm 65 ayet 2'nin İsrail'le ilgili olduğunu bildirir: "Öte yandan, İsrail için de şöyle diyor: 'Tüm gün, söz dinlemez, baş kaldırıcı bir halka ellerimi uzattım'" (ayet 21). Pavlus, "Kötü yolda yürüyen, kendi tasarılarının ardınca giden dikbaşlı bir halka bütün gün ellerimi uzatıp durdum" sözünden alıntı yapar. Ne söz dinlemez, baş kaldırıcı bir halk! Tanrı'yı bütün gün ellerini boşuna uzatmaya bırakan bir halk. Ne derin sevgiye sahip Tanrı! Onları özlercesine bütün gün ellerini uzatır. Pavlus'a göre Tanrı Sevinç Getirici Haber'in duyurulmasıyla ellerini İsrailliler'e uzatır. Oysa onlar O'nu kabul etmediler. İsrail anladı ama bildiğini geri tepti.
Sevgili oyucu, sana uzatılan ellere koştun mu? O kolların içine girdin mi? "Ey Baba, sana karşı günah işledim?" dedin mi? Baba sana en seçkin giysiyi giydirdi mi? O sana bunu yapmak ister. Niye onu bekletirsin?