1Kardeşler, yüreğimin özlemi ve Tanrı'ya duam, İsrailliler'in kurtuluşu içindir. 2Kendileri için tanıklık ederim ki, Tanrı önünde çabadan geri durmazlar. Ne var ki, bu çaba gerçek bilgiye dayanmıyor. 3Tanrı'nın insanı doğruluğa eriştirdiğini bilmeden kendi doğruluklarını kendileri çizmeye kalkışıyorlar. Çünkü bunlar, Tanrı'nın insanı doğruluğa erdirme ilkesine bağımlı olmadılar. 4Oysa Mesih, ruhsal yasanını son bulmasıdır; iman eden herkes doğrulukla donatılsın diye.
Ayet 1'de Pavlus bölüm 9 ayet 2 ile 3'te İsrail için dile getirdiği yüreğindeki acı ve üzüntüyü yeniden vurgular. Bu kez İsrailliler'in kurtuluşu için duyduğu özlemi belirtir. Pavlus'un bu özlemi yüreğinde kalmaz, duaya dökülür. Her gerçek dua, yürekte duyulan derin özlemin dile getirilmesidir. Pavlus bütün İsrailliler'in kurtulması için Tanrı'ya dua eder. Biz de kurtulmamış yakınlarımız, tanıdıklarımız, ülkemizde ve başka ülkelerde olan insanların kurtulmaları için gece gündüz Tanrı'ya dua ediyor muyuz?
Pavlus İsrailliler'in durumunu çok iyi biliyordu çünkü eskiden onlar gibiydi. Onların Tanrı için gayretli olduğuna tanıklık edebiliyordu (ayet 2).Ne var ki, Tanrı'nın isteğine uymadığı için bu kadar gayretle yaptıkları dinsel işler boşunaydı. Tanrı'nın isteğini belirten gerçek bilgiye sahip olmalıydılar. Ama Kutsal Yazılar'da bulunan bu bilgiyi anlamak istemediler.
Bu bilginin ne olduğu ayet 3'teaçıklanır. İsrailliler Tanrı'nın doğruluğunu bilmiyorlardı. Tanrı'nın doğruluğu günahlı insanları doğruluğa eriştiren doğruluktur. Asıl metinde "Tanrı'nın doğruluğu" der. Oysa bu sözün "Tanrı'nın insanı doğruluğa eriştirdiği" diye çevrilmesi anlamını tam karşılar. (Bakınız Romalılar 3:25-26; 4:5). Tanrı'nın insanları doğruluğa eriştirdiğini bilmeliydiler. Oysa yüreklerini bu bilgiye karşı kapatıyorlardı.
Bunun tam tersine, "kendi doğruluklarını çizmeye" kalkışıyorlardı (ayet 3).Sadece İsrailliler değil, dünyanın her bir yanında bulunan dindar insanlar bu hataya düşerler. Kendi çabalarıyla kendilerini Tanrı'nın önünde doğru kılmaya çalışırlar. Dinsel ve ahlaksal kurallar tutmaya çalışarak 'sevap' kazanmaya çabalarlar. Kazandıkları 'sevabı' Tanrı'ya getirip onun karşılığı olarak cennete alınacaklarını sanırlar. Kötülüğe ödün vermez, kutsal Tanrı'yla alışveriş yapmanın olanaksızlığını kavrayamazlar.
İsrailliler "Tanrı'nın insanı doğruluğa erdirme ilkesine bağımlı olmadılar" (ayet 3).Tanrı'nın doğruluk armağanını reddetmek kendisine büyük saygısızlıktır. Dindar kişiler böyle bir saygısızlıkta bulunduklarını anlamazlar. Onların bu tutumu gururdan ileri gelir.
Doğruluktan yoksun olduğumuzu itiraf etmek ve Tanrı'nın bize armağan etmek istediği doğruluğu imanın boş elleriyle kabul etmek ancak kendimizi alçaltmamızla olanaklıdır. "Kendi doğruluklarını kendileri çizmeye" kalkışanlar ise başardıklarıyla gurur duyarlar. Oysa "Tanrı gururlulara karşı çıkar, alçakgönüllülere ise kayra sağlar" (Yakup 4,6). "Mesih ruhsal yasanın son bulmasıdır" (ayet 4). Bu ayetteki "son bulma" sözcüğü asıl metinde 'telos'tur. Bu sözcüğünün iki anlamı var: Birincisi "son bulma", ikincisi ise "amaca ulaşma"dır. "Telos" sözcüğünü "son bulma" anlamında alırsak ayet, "Mesih, ruhsal yasayı kurtuluş yolu olarak sona erdirmiş, kendisine iman eden herkesi doğrulukla donatmıştır" anlamına gelir. Onu "amaca ulaşma" anlamında alırsak ayet, "Mesih ruhsal yasayı amacına ulaştırmıştır ve böylece yasayı çiğnemiş olanlar bile O'nun aracılığıyla doğrulukla donatılır" anlamına gelir. Pavlus'un her iki anlamı vurgulamak istediği anlaşılır.
Birinci anlam Pavlus'un Galatyalılar'a yazdığı mektupta şöyle vurgulanır: "Ruhsal yasada sıralanan işlerle hiçbir insan doğrulukla donatılmayacaktır.. Çünkü ben ruhsal yasa yoluyla ruhsal yasa karşısında öldüm. Öyle ki, Tanrı için yaşayabileyim" (Galatyalılar 2:16,19).
İkinci anlamını Mesih'in şu sözü destekler: "Ruhsal yasayı ya da peygamberleri ortadan kaldırmaya geldiğimi sanmayasınız. Ortadan kaldırmaya değil, ancak yerine getirmeye geldim" (Matta 5 17). İsa Mesih günahsız yaşamıyla ruhsal yasayı yerine getirdi. İsa Mesih çarmıhtaki ölümüyle ruhsal yasadaki sunuları tamamladı. O'nun bu sunusu aracılığıyla "iman eden herkes doğrulukla" donatılır. Doğrulukla donatılanlarda, "Ruh'un isteğine göre" yaşayanlarda "ruhsal yasa hakça gereğini" bulur (Romalılar 8:1-3). Bu yoldan ruhsal yasa iman edenlerde amacına ulaşır. Oysa kurtuluş yolu olarak ruhsal yasa sona ermiştir. Daha iyi bir yol bulunduğundan kimsenin ruhsal yasa yoluna başvurmasına gerek kalmadı. Mesih'e iman eden herkes ruhsal yasanın gerektirdiği doğrulukla donatılır.