19Şimdi bana, "Tanrı neden insana kusur buluyor? Tanrı istemine kim karşı koyabilir ki?" diyeceksin. 20Ey ademoğlu! Sen kim oluyorsun da Tanrı'yı sorguya çekiyorsun? "Kendisine biçim verilen biçim verene, 'Beni neden böyle yaptın?' diyebilir mi? 21Öte yanı, "çömlekçinin kili" dilediği gibi kullanmaya hakkı yok mu? Aynı topraktan, biri özel kullanış, biri sıradan kullanış için iki çömlek yapamaz mı?
Pavlus ayet 19'da daha önce bölüm 3'te yaptığı gibi sinagoglarda Sevinç Getirici Haber üzerindeki tartışmalarda karşı koyan Yahudiler'den duyduğu bir itirazı ele alır: "Şimdi bana, 'Tanrı neden insana kusur buluyor? Tanrı istemine kim karşı koyabilir ki?' diyeceksin." Böyle itirazları öne sürenler Pavlus'un "kötülük işleyelim ki bundan iyilik çıksın" varsayımını savunduğunu güçlendirilmeseydi, ilk yargılamalardan sonra İsrail halkını salıverecekti ve böylece Tanrı'nın gücü tümden gösterilmezdi.
Altıncı yargılama olan irin çıkaran çıbanlardan sonra Firavun sarsılabilirdi. Oysa "RAB Firavun'un yüreğini katılaştırdı ve RABBİN Musa'ya söylediği gibi onları dinlemedi" (Çıkış 9:12). Bundan sonra Tanrı bunu yapmasının nedenini Firavun'a şu sözlerle açıklar: “Çünkü elimi kaldırıp seni ve halkını salgın hastalıkla vurmuş olsaydım, yeryüzünden silinmiş olurdun. Gücümü sana göstermek, adımı bütün dünyaya tanıtmak için seni ayakta tuttum. Hâlâ halkımı salıvermiyor, onlara üstünlük taslıyorsun” (Çıkış 9:15-17). Pavlus'un Romalılar 9 17'de kısmen aktardığı RABBİN sözü budur.
Tanrı'nın Firavun'u yükseltip durdurmasının nedeni adının yüceliğini ve gücünü bütün dünyada yaymak istemesiydi. Firavun'un kötü işleri onun Tanrı tarafından yeryüzünden silinmesi gerektirirken Tanrı sabır göstererek daha büyük bir amaç için onu sağ bıraktı ve onun direnme gücünü yükseltti. Tanrı'nın bunda haklı olduğu Erihalı Rahab'ın kırk yıl sonra söylediği şu sözlerle doğrulanır: "‘RAB'bin bu ülkeyi size verdiğini biliyorum’ dedi, ‘Sizden ötürü dehşete kapıldık; ülkede yaşayan herkesin korkudan dizlerinin bağı çözüldü. Çünkü Mısır'dan çıktığınızda RAB'bin Kamış Denizi'ni önünüzde nasıl kuruttuğunu.. duyduk. Bunları duyduğumuzda korkudan dizlerimizin bağı çözüldü. Sizin korkunuzdan kimsede derman kalmadı. Çünkü Tanrınız RAB hem yukarıda göklerde, hem de aşağıda yeryüzünde Tanrı'dır’” (Yeşu 2:9-11).
Demek oluyor ki, İsrail ulusunun başlangıcında Tanrı'nın amaçları hiçbir insanın iyi ya da kötü işleriyle kararlaştırılmadı. Tam tersine, Tanrı'nın isteğiyle kararlaştırıldı. Acıması Musa'nın ya da İsrail'in sevabıyla etkilenmedi. Firavun'un kötü işleri Tanrı'nın onu sağ tutup kendisine direnme gücünü vermesini engellemedi. Bütün bu durumlar Tanrı'nın dileğine bağlıydı. Pavlus'a karşı koyan Yahudiler Tanrı'nın seçtiği yolların doğru olduğunu getirdikleri sonuçlardan itiraf etmek zorunda kalırdı. Tanrı'nın yolları doğru ve adaletlidir. "O dilediğine acır, dilediğinin yüreğini katılaştırır" (ayet 18).