TANRI'NIN SEÇİLMİŞ HALKI

Seçilmiş Halkın İmansızlığı 9:1-5

1Mesih bağlılığında gerçeği söylüyorum, yalan konuşmuyorum. Kutsal Ruh'un aydınlattığı vicdanım bana tanıklıkta bulunuyor: 2Derin üzüntü içindeyim, yüreğimdeki acı dinmek bilmiyor. 3Kardeşlerim ve soydaşlarım için ben kendim kargışla Mesih'ten koparılıp atılmayı dileyecek hale geldim. 4Onlar İsrailliler'dir. Onlara her şey verilmiştir: Tanrı oğulları olma yetkisi, yücelik, antlaşmalar, ruhsal yasa, ruhsal hizmet, vaatler. 5Üstelik onlar ataların soyundandır. Beden açısından Mesih de onlardan geldi. O her şeyin üzerinde olan, zamansız çağlar boyu kutlu olan Tanrı'dır. Amin.

Pavlus Yahudiler'in dua evleri olan sinagoglarda yaptığı tartışmaları akla getirince bunların kendisine getirdiği derin üzüntüyü dile getirir (ayet 2). Dinmek bilmeyen bu acı onların kendi Mesihleri olan İsa'yı kabul etmemeleriydi.

Mektubu okuyacak olan Roma'daki Mesih inanlılarının bu 'derin üzüntüyü' yadırgayacağı ya da onu anlamayacağı düşüncesiyle Pavlus, ayet 1'debunu dile getirdiğinde hiçbir kabartmada bulunmadığını vugular. Asıl metinde "Mesih'te gerçeği söylüyorum" biçiminde olan "Mesih bağlılığında gerçeği söylüyorum" sözünün anlamı geniştir. Mesih inanlısı olarak, Mesih inanlısına yakışır biçimde gerçeği söylediği anlamlarını kapsar. Bunun yanı sıra Mesih'in verdiği güçle, Mesih'in aracılığıyla gerçeği söylediği anlamlarını da içine alır. "Yol da, gerçek de, yaşam da Ben'im" diyen İsa Mesih ile ilişkide olan inanlının gerçeği konuşması beklenir (Yuhanna 14:6). İblis ise "hiçbir zaman gerçekten olmadı, çünkü onda gerçek yoktur. Yalan söylerken içinde bulunanı söyler. Çünkü yalancıdır ve yalanın babasıdır" (Yuhanna 8:44). Şeytan'a bağlı insanın yalan söylemesi doğaldır. Şeytan'dan kurtulup Mesih'e bağlanan Pavlus yalan konuşmadığını diyebiliyordu (Romalılar 9:1).

Pavlus gerçeği söyleyip yalan konuşmadığına emindir çünkü vicdanı bu konuda kendisine tanıklık eder (ayet 1). Pavlus için vicdan sadece bir işin doğru olup olmadığı bilinci değil, bundan daha çok Kutsal Ruh'un verdiği kutsallık anlayışına göre yaşamı eleştiren tanrısal ölçüydü. "Kutsal Ruh'un aydınlattığı vicdanım bana tanıklıkta bulunuyor" diye çevirilen söz asıl metinde "Kutsal Ruh'ta vicdanım benimle birlikte tanıklık ediyor" biçimindedir. Kutsal Ruh Pavlus'un vicdanını etkilemekteydi. Kutsal Ruh Pavlus'ta bulunduğu için vicdanının değerlendirmesi doğruydu. Kutsal Ruh'un aracılığıyla vicdanı gerçek bir ölçüye göre onu uyarmaktaydı. Bu nedenle ayet 2'de değindiği "derin üzüntü" konusunda vicdanı doğru tanıklık verdiğini vurgulayabilir.

Ayet 2'de içinde olduğu derin üzüntüyle yüreğindeki dinmek bilmeyen acının ne olduğunu açıklamaz. Bunu izleyen ayetlerden İsrailliler'in Sevinç Getirici Haber'i kabul etmemelerinden ileri geldiği anlaşılır.

Pavlus'un ayet 3'tesözü ettiği kardeşleri ve soydaşları İsrailliler'dir (ayet 4).Onlara "kardeşlerim" demesi kendilerine karşı taşıdığı sevgiyi belirtir. "Soydaşlarım" sözüyse asıl metinde "bedene göre akrabalarım" biçimindedir. Bununla İsrailliler'le paylaştığı kan ve kültür bağlarını dile getirir. Mesih inanlısı olması kendi ulusunu derin sevgiyle sevmesini engellemiyordu. Mesih'in sevgisi Pavlus'u öyle etkilemişti ki, Mesih gibi ulus için kendisini feda etmek isteğini duyuyordu. Bunu şöyle dile getiriyordu: “Şoydaşlarım için ben kendim kargışla Mesih'ten koparılıp atılmayı dileyecek hale geldim" (ayet 3).Bu cümledeki "dileyecek hale geldim" sözü asıl metinde "dua edecek hale geldim" biçimindedir. Ulusu için olan duaları o denli hararetli olmuştu ki, İsrail'in kurtuluşunu sağlayacaksa kendisinin Mesih'ten uzaklaştırılması için dua ediyordu. Bu durumda halkının günahlarını itiraf eden Daniel ve Musa gibi Tanrı'ya yalvaran eski zamanın büyük dua adamlarına benziyordu. Özellikle şu sözlerle dua eden Musa'ya çok benziyordu: “Sonra RAB'be dönerek, ‘Çok yazık, bu halk korkunç bir günah işledi’ dedi, ‘Kendilerine altın put yaptılar. Lütfen günahlarını bağışla, yoksa yazdığın kitaptan adımı sil’" (Çıkış 32:31,32).

Sevgili okuyucu, böyle bir özveride bulumaya hazır bir sevgiyle ulusunu seviyor musun? Halkına bu kadar acıma duyuyor musun? Onlar için bu kadar hararetle, bu kadar çabayla Tanrı'ya yalvarıyor musun? Onların günahları kendi günahlarıyla itiraf ediyor musun? Bağışlanmaları için Rabbe böyle yakarıyor musun? Rab bu gibi duaları seviyor. Daniel böyle dua ettikten sonra, daha doğrusu daha dua ederken olup bitenleri şöyle anlatır: “Cebrail hızla uçarak yanıma geldi. ‘Sen Tanrı'ya yalvarmaya başlar başlamaz,’ dedi. ‘Duan yanıtlandı; bunu bildirmeye geldim. Çünkü sen çok sevilen birisin.’” (Daniel 9:21-23).

Ayet 4'te Pavlus İsrail'in Tanrı'nın evrensel planındaki önemini vurgular. "Onlar İsrailliler'dir." İbrahim'in torunu Yakup'un Tanrı'dan aldığı yeni adla anılırlar. Yeni adı aldığı olay şöyleydi: Yakup kendisinden küsmüş olan ağabeyini beklerken yalnız başında kaldı. “Bir adam gün ağarıncaya kadar onunla güreşti. Yakup'u yenemeyeceğini anlayınca, onun uyluk kemiğinin başına çarptı. Öyle ki, güreşirken Yakup'un uyluk kemiği çıktı. Adam, ‘Bırak beni, gün ağarıyor’ dedi. Yakup, ‘Beni kutsamadıkça seni bırakmam’ diye yanıt verdi. Adam, ‘Adın ne?’ diye sordu. ‘Yakup.’ Adam, ‘Artık sana Yakup değil, İsrail denecek’ dedi, ‘Çünkü Tanrı'yla, insanlarla güreşip yendin.’ Yakup, ‘Lütfen adını söyler misin?’ diye sordu. Ama adam, ‘Neden adımı soruyorsun?’ dedi. Sonra Yakup'u kutsadı. Yakup, ‘Tanrı'yla yüzyüze görüştüm, ama canım bağışlandı’ diyerek oraya Peniel adını verdi.” (Yaratılış 32:24-30). İsrail (İbranice: yisra el) 'Tanrı uğraşır' anlamındadır. Yakup Tanrı'yla insanlarla uğraşıp yengiyi elde ettiğinde bu adı aldı. İbranice'de Yakup "topuğu tutan" anlamını taşır. Bu deyiminin mecazi anlamıysa "aldatan"dır. Doğarken kendisinden önce doğan ikiz kardeşi Esav'ın topuğunu tutuyordu. Daha sonra aldatıcılığıyla tanınıyordu. "İsrail" adı bu aldatıcı adamın Tanrı'yla derin bir ilişkiye kavuşup yenilendiğini kutlayan ad idi.

Tanrı'ya yakın getirilen halka büyük ayrıcalıklarla birlikte büyük sorumluluklar da verildi. Asıl metinde denildiği gibi onlara "oğulluk" verildi. Önümüzdeki çeviri bu deyimi "Tanrı oğulları olma yetkisi" biçiminde açıklar. Tanrı İsrail oğullarına topluca "oğlum" diye çağırır: "Çocukluğunda sevdim İsrail'i, Oğlumu Mısır'dan çağırdım” (Hoşea 11:1; bakınız Çıkış 4:22 ve sonrakilere). Bunun yanı sıra da Tanrı onlara bireyler olarak “Tanrı'nın çocuklarısınız" der (Hoşea 1:10).

Onlara "yücelik" verildi. Tanrı kendisinin aralarında olduğunu belirtmek için yüceliğini gözle görülür bir bulut olarak verdi. Bu bulut İbranice'de "şekhinah" adıyla tanınırdı. İlk kez çölde kurulan çadıra geldi: “O zaman bulut Buluşma Çadırı'nı kapladı ve RAB'bin görkemi konutu doldurdu” (Çıkış 40 34). Aynısı Süleyman'ın kurduğu tapınakta oldu: “RAB'bin Tapınağı'nı bir bulut doldurdu. Bu bulut yüzünden kâhinler görevlerini sürdüremediler. Çünkü RAB'bin görkemi tapınağı doldurmuştu” (1.Krallar 8:10-11)

Onlara "antlaşmalar" verildi: “O gün RAB Avram'la (yani İbrahim’le) antlaşma yaparak ona şöyle dedi: ‘Mısır Irmağı'ndan büyük Fırat Irmağı'na kadar uzanan bu toprakları, …senin soyuna vereceğim’" (Yaratılış 15:18-21). Tanrı Musa zamanında İsrail oğullarıyla başka antlaşmalar da yaptı: “‘RAB'bin İsrailliler'le Horev Dağı'nda yaptığı antlaşmaya ek olarak, Moav'da Musa'ya onlarla yapmayı buyurduğu antlaşmanın sözleri bunlardır’” (Yasa. 29:1). Bu antlaşmalar Yeşu önderliği zamanında yeniletildi (Yeşu 24:23-28). Tanrı Davut'la da bir antlaşma yaptı. Davut Tanrı için, "O benimle sonsuza dek kalıcı, güvenilir bir antlaşma yaptı" der (2.Samuel 23:5). Tanrı Yeremya peygamber aracılığıyla Tanrı İsrail evine ve Yahuda evine yeni antlaşmayı vaat eder: “‘İsrail ve Yahuda halkıyla Yeni bir antlaşma yapacağım günler geliyor’ diyor RAB, ‘Atalarını Mısır'dan çıkarmak için Ellerinden tuttuğum gün Onlarla yaptığım antlaşmaya benzemeyecek. Onların kocası olmama karşın, bozdular o antlaşmamı’ diyor RAB” (Yeremya 31:31-32).

Onlara "ruhsal yasa" verildi. Eski çevirilerde "şeriat" adıyla anılan ruhsal yasa On Buyruğu içine alan Tanrı'nın İsrail halkına verdiği ahlak, hukuk ve tapınma kurallarının toplandığı yasa kitabıydı. Bu kitaba "şehadet" de denirdi. "Ruhsal yasa Musa aracılığıyla verildi" (Yuhanna 1:17). “Tanrı Sina Dağı'nda Musa'yla konuşmasını bitirince, üzerine eliyle antlaşma koşullarını yazdığı iki taş levhayı ona verdi” (Çıkış 31 18).

"Ruhsal hizmet" onlara verildi. Tanrı İsrail halkı için Musa'ya şunları söyledi: “Aralarında yaşamam için bana kutsal bir yer yapsınlar" (Çıkış 25:8). Ruhsal hizmet çadır biçiminde düzenlenen bu kutsal yerde yapılan tapınmaydı. Tanrı bu tapınmanın biçimlerini ayrıntılı olarak Musa'ya açıkladı.

"Vaatler" onlara verildi. Pavlus bu önemli konuyu böllüm 4'te vugular: "İbrahim'e ya da soyuna, dünyanın mirasçıları olma vaadi ruhsal yasa aracılığıyla değil, imandan doğan doğrulukla sağlandı" (Romalılar 4:13).

"İbrahim umutsuzluğa karşı umutla birçok ulusun babası olacağına iman etti. Yazılı olduğu gibi: 'Senin soyun böyle olacaktır'" (4:18). Vaatleri alan İbrahim'in soyu İsrail oğullarıydı. Oysa bu vaatler İsrail oğullarından gelen Mesih aracılığıyla gerçekleşecekti: "Vaatler İbrahim'e ve onun soyuna verildi. Birçok kişiyi kapsıyormuş gibi, 'soylarına' denmiyor. Tam tersine, tek kişiyi kapsar nitelikte 've senin soyuna' deniyor ki, bu Mesih'tir" (Galatyalılar 3:16). İbrahim'e verilen vaatler Yaratılış 12:7; 13:15; 17:7; 22:18; 24:7 ayetlerinde bulunur. Vaatler İshak ve Yakup'a tekrarlandı.

"Üstelik onlar ataların soyundandır" (ayet 5). İsrail oğulları ulusun büyük ataları olan İbrahim, İshak ve Yakup'un (İsrail'in) soyundandır. Bu söz onların vaatleri alan ataların mirasçıları olduğunu bir daha vurgular.

Ayetin ikinci kesiminde Pavlus Mesih inanlısı olarak İsrail'in kendisi için taşıdığı en büyük önemini açıklar: "Beden açısından Mesih de onlardan geldi" (ayet 5). Mesih'in İsrail soyundan beden alması "Tanrı gerçeği yararına.. sünnetli Yahudi kuşağına hizmet edici" olarak "atalara verilen sözleri yerine" getirmesi içindi" (Romalılar 15:8).

Pavlus birinci bölümde yaptığı gibi (1:3,4) burada da Mesih'in kişiliğinin iki yönünü vurgular: "Beden açısından Mesih de onlardan geldi. O her şeyin üzerinde olan, çağlar boyu kutlu olan Tanrı'dır. Amin" (ayet 5).Mesih gerçek insan ve gerçek Tanrı'dır.

Bazı yorumcular ikinci cümlenin Tanrı'ya sunulan bir övgü olup Mesih'le ilgili olmadığını öne sürer. Dil bilgisi açısından bu yorum da olanaklı olabilir. Oysa önceki cümleyle bağlantısı bakımından Mesih'le ilgili olması gerekir. Bölüm 1 ayet 3 ile 4'e bakınca Pavlus'un bunu demek istediğinden emin olabiliriz. Mesih'in Tanrı olduğunu sadece bu ayet kanıtlamaz. Konuyla ilgil olarak şu ayetlere başvurulabilir: 1.Korint. 8:6; 12:3-6; Efes. 4:4-6; Kolose. 1:16; 2:9; Filip. 2:6-11; İbraniler 1:1-14. Özellikle Pavlus'un Filipililer bölüm 2 9-11 ayetlerinde Yeşaya bölüm 45 ayet 23'ü aktarması çok ilginçtir. Yeşaya bölüm 45 21-23 ayetler şöyledir: “‘Bunları çok önceden duyurup bildiren kim? Ben RAB, bildirmedim mi? Benden başka Tanrı yok, adil Tanrı ve Kurtarıcı benim. Yok benden başkası. Ey dünyanın dört bucağındakiler, Bana dönün, kurtulursunuz. Çünkü Tanrı benim, başkası yok. Kendi üzerime ant içtim, Ağzımdan çıkan söz doğrudur, boşa çıkmaz: Her diz önümde çökecek, Her dil bana ant içecek.’” Filipililer bölüm 2 9-11 ayetleri şöyledir: "Tanrı O'nu pek çok yüceltti ve O'na her adtan üstün olan adı bağışladı. Öyle ki, İsa adına, göklerde, yeryüzünde ve yer altında olan her varlık diz çöksün ve her dil İSA MESİH RAB'dir diyerek, Baba Tanrı yüceliği için tanıklık etsin."

Eski Antlaşma'da RAB Tanrı, önünde her dizin çökeceğini ve kendisine her dilin ant içeceğini bildirir. Oysa Yeni Antlaşma her dizin çökeceği adın "İsa" adı olduğunu ve her dilin Tanrı'ya içeceği antın "İSA MESİH RAB'dir" antı olduğunu açıklar. Bundan çıkan kaçınılmaz sonuç: İsa Mesih'in "ben, RAB ve benden başka Allah, hak Allah ve Kurtarıcı yok" diyenle aynı öz olduğudur. "İSA MESİH RAB'dir" denince İsa'nın Tanrı'nın özel adı olan "YAHVEH" adını taşımaya layık olduğu bildirilmektedir. (Yahveh adı bazı çevrelerince 'Yehovah' olarak tanınır.)

İsa Mesih gerçekten "her şey üzerinde olandır" (Romalılar 9:5). Pavlus'un başka bir mektubunda yazdığı gibi: "Çünkü göklerde ve yerde, göze görünen ve görünmeyen her şey Mesih'te yaratıldı: Tahtlar, egemenlikler, başkanlıklar, yetkiler, her şey O'nun aracılığıyla ve O'nun için yaratıldı. O her şeyden öncedir ve her şey O'nda birbirine bağlı durmaktadır" (Koloseliler 1:15-17). Bu nedenle İsa Mesih'in "çağlar boyu kutlu olan Tanrı" olduğunu şöylemek yerindedir. "Çünkü tüm tanrısal doluluk O'nda konut kurmaya kıvanç duydu" (Koloseliler 1:19).

İsa Mesih beden açısından İsrail soyundandı. İsrail oğullarının Tanrı'nın amaç ve planlarındaki yeri büyük ve önemlidir. Pavlus bu halkın imansızlığı karşısında büyük acı ve üzüntü duyuyordu.