Ayet 14 Pavlus bu kısımda kendi yaşamında ruhsal yasayla edindiği tecrübeleri anlatmaya devam eder. Günahın aşırı günahlılığı karşısında (ayet 13) ruhsal yasanın ruhsal olduğunu vurgular. Ruhsal yasanın buyrukları Ruh olan Tanrı'nın öz yapısını yansıtır. Bir insan ruhsal yasanın tüm buyruklarını eksiksizce yerine getirse Tanrı'ya uygun bir yaşam sürdürmüş olur.
Oysa Pavlus ruhsal yasayı yerine getirmeye çalışınca kendi kendini tanımaya başlar: "Ne var ki, ben bedenin gereksiz istemlerine bağlıyım. Günaha satılmış bir tutsağım." Ruhsal yasada kötülük yoktur. Onu yerine getirmeye çalışınca günahın Pavlus'un yaşamında çoğalmasının suçu yasada değil, kendisindedir.
Ruhsal yasayı tutmaya çalışan herkes şu buluşu yapacaktır: Onu tutamıyorum. Bunun nedenini Pavlus anlamıştı: "Bedenin gereksiz istemlerine bağlıyım." Ruhsal yasa tutmaya çalışan herkes "bedendedir", günahlı benliği tarafından yöneltilmektedir. Ruhsal yasanın doğru buyrukları günahlı benliğe uygulanınca günahlı benlik yasaklanan şeyleri daha çok yapmak ister. Kişi günaha satmış bir tutsak olduğu için günahlı benliğin isteklerine "hayır" diyemez. O isteklere boyun eğip günah işler. Pavlus ruhsal yasayı yerine getirmeye çalışınca bu tecrübeyi edindi.
Ayet 15 Pavlus ruhsal yasanın aydınlatmasıyla iyi olarak tanıdığı bir şeyi yapmak istiyordu. Ama bunu yapmak istediği halde yapmadı. İstemediği, vicdanının nefret ettiği şeyi yaptı. "Yapmak istediğimi yapmıyorum; tersine, iğrendiğim şey neyse onu yapıyorum." Ruhsal yasayı uygulamaya çalışan her imanlı aynı şeyi yaşayacaktır. Ruhsal yasa bana doğru olanı bildiriyor. Bunu kabul ediyorum ve yapmak istiyorum ama günaha satılmış bir köle olduğum için günahın istediğini yapmak zorunda kalıp günah işliyorum. Bu durumda ne yaptığımı bilmeyen, karışık bir kişi oluyorum. Pavlus da aynı durumda olduğunu itiraf eder: "Ne yaptığımı kendim de bilmiyorum."
Ayet 16 Pavlus ruhsal yasanın gösterdiği doğru olanı yapmak istiyordu. Ama yaptığı bunu tersiydi. Pavlus'un ruhsal yasanın buyurduğunu yapmak istemesi ruhsal yasanın doğru olduğunu kabul ettiğini gösterir. Yasayı içtenlikle yerine getirmeye çalışıp da onu yapamayan her imanlı ruhsal yasanın doğruluğunu onaylar. Yasaya karşı günah işlemek onun yapmak istemediği şeydir.
Ayet 17 Tutsak olduğu günah gücü onu yasaya ters düşeni yapmaya zorlar. Sonuç olarak istemediği kötü şeyi yapar. Pavlus bu tecrübeyi edinmişti: "Öyle ki, gerçekte bu işi yapan ben değilim; içimde konut kurmuş olan günahtır." Kötü bir iş yaptığım zaman, benim düşüncem, benim vicdanım bunu bana yaptırmaz. İçimdeki günahlı istekler beni kötü olanı yapmaya götürür. İsteklerimi o yöne zorluyan içimde konut kurmuş günah gücüdür. Günah gücünün ardında Şeytan yatar.
Ayet 18 Pavlus'un içinde yabancı bir şey yerleşmişti. Bu şey de iyi bir şey değildi. Yararlı olmayan bu şey Pavlus'un günahlı benliğine yapışmıştı, bedeninin gereksiz isteklerini kışkırtıyordu. "Çünkü içimde, yani bedenimin gereksiz istemlerinde yararlı bir şeyin konut kurmadığını biliyorum." Pavlus bu durumu fark ediyordu ama onu değiştirmek için hiçbir şey yapamıyordu. Buna kendi gücü yetmiyordu. İyi olanı işlemeyi bütün yüreğiyle istiyordu. İçinde istek vardı ama "iyilik yapma gücü" yoktu. Şeriat doğrultusunda iyilik yapmaya çalışan herkes samimiyse aynı sonuca varacaktır: "İçimde istek varsa da, iyilik yapma gücü yok." Yine kimse ümitsizliğe düşmesin. Madem ki, yararlı olmayan şey içime konut kurmuşsa yetkili biri tarafından kovulabilecektir.
Ayet 19 Ne var ki, bu durumda bulunan kişi için durum gerçekten ümitsiz görünür. "İstediğim yararlı işi yapmıyorum; tersine, istemediğim kötü şey neyse onu yapıyorum." Pavlus yukarıdaki ayetlerde bildirdiklerini tekrarlayıp vurgular burada. Kişinin kendi isteğine karşı olanı yapmaya zorlanır. İnsan ne zavallı bir köledir!
Ayet 20 Pavlus günah işlerken istemediği işi yaptığını vurgulayarak bu işi kendisi değil, içinde konut kuran günahın yaptığı sonucunu çıkarır. "İstemediğim işi yapıyorsam, gerçekte o işi ben değil, içimde konut kuran günah yapıyor." Bu deneyimden geçen inanlı günahın istediği zaman onlardan sakınabildiği birkaç hatadan çok, insanın yakasına yapışan korkunç bir güç olduğunu anlar. Günah insanın başına buyrukçu kesilen korkunç bir köle çalıştırıcısıdır. Kutsal Ruh, günahın istemediğimiz kötü şeyleri bize yaptıran ve istediğimiz iyilikleri bize yaptırmayan bir güç olduğunu inanlıya açıklar. Bu güç içimize yerleşmiştir.
Ayet 21 Pavlus bu durumdan bir kural çıkarır: İnsan içtenlikle iyilik yapmak isterken kötülük onun üstüne yürür onu tutsak eder. "Sonunda şu yasanın işlerlikte olduğunu görüyorum: Ben iyi işi yapmak isterken kötülük karşımda sırıtıyor." Sen de bu deniyimden geçmedin mi? Dua ederken, tüm yüreğinle kutsal olmak isterken bir takım kötü, pis düşüncelerin aklına geldiğini görmedin mi?
Ayet 22 Böyle düşünceleri sevmiyorsun, onları istemiyorsun ama onlar gelip duanı bozar. Pavlus böyle düşüncelerin kendisine ait olmayan onu günaha kışkırtan yabancı bir unsur olduğunu biliyordu. "Çünkü" diyor "varlığımın derinliğinde Tanrı yasasını tam gönülle onaylıyorum." İnanlı Tanrı yasasındaki her buyruğun doğru olduğunu kabul eder. Bu buyruklara uyması gerektiğini de bilir. Vicdanı "Doğrudur" der. "Göz dikmek yanlış bir şeydir. Tanrı'nın önünde suçtur. Yalan söylemek de suçtur. Öfkelenmek de suçtur. Başkasının kalbini kırmak suçtur."
Ayet 23 Tanrı'nın yasasından bunların suç olduğunu bildiği halde, yine de göz dikiyor, yalan söylüyor, öfkeleniyor, insan kardeşini incitiyor. Bunları kaygısızca yapmaz. Vicdanı rahatsız oluyor. Çünkü Tanrı'nın yasasının doğru olduğunu tüm yüreğiyle kabul ediyor. Ne var ki, onun içinde başka bir ilke etkindir.
Pavlus bu tecrübeyi edinmişti. "Gelgelelim, bedenimin parçalarında bambaşka bir yasa görüyorum. Sağduyumun yasasına karşı savaşan ve beni bedenimin parçalarında işlerlikte olan günah yasasına tutsak kılan bir yasa." Bu ilke, Tanrı'nın yasası tarafından aydınlatılan düşünceye karşı çıkar. Aydınlanan düşünce Tanrı yasasına uymaya kararlı. Oysa bu ilke bedeninin parçalarındaki iyilik yapma düşüncesiyle savaşıp onu yener. Nasıl onu yener? Pavlus'u bedeninin parçalarında etkin olan günah yasasına köle haline getirir. Pavlus günah yasasının dilediklerini yerine getirmeye mecbur olur. Günah gücü onu günahlı isteklerine tutsak kılar.
Ayet 24 Pavlus'un durumu ve ruhsal yasaya bağlı yaşamaya çalışan her inanlının durumu gerçekten Ümitsiz görünür. Acı bir haykırış yükseltir: "Ne düşkün bir insanım ben!" Günah yasasına köle olmak korkunç düşkünlüktür. Bunu anlayan kişi gerçekten haline ağlayıp sızlar. Bu durumdan kurtulmak için şiddetli bir arzu taşır. Kendisini kurtaracak kişiyi arar durur: "Ölüme götüren bedenden beni kim kurtaracak?" diye haykırır.
"Ölüme götüren beden" fiziksel yaşam demek değildir. Pavlus'un daha önce sözünü ettiği "günah tusaklığındaki" bedendir (bölüm 6 ayet 6). Kişiyi ruhsal ölüme götüren, günah gücüne tutsak olan günahlı benliktir. İçimizde konut kuran günahtır. Beni Tanrı'dan ayıran ve sonsuz ölüme sürükleyen günah gücünden beni kim kurtaracak? Ruhsal yasa beni kurtaramaz. Onun bu konuda güçsüz olduğunu yukarıda görmüştük. İnsan çabası da aynı. Beni kim bu korkunç güçten kurtaracak? Bu güç ki, kutsal ve doğru olan ruhsal yasayı alıp insanları sonsuz ölüme sürüklemeye kullanır.
Ayet 25 Beni kim kurtaracak? Cevabı daha önce verilmişti. Pavlus onu burada özet olarak verir: "Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla Tanrı'ya şükürler olsun!" Bizi kurtaracak olan Tanrı'dır. O bizi Rab İsa Mesih aracılığıyla kurtarır. İsa Mesih'in ölümü ve dirilişinde pay alarak kurtuluruz. Pavlus bunu düşününce Tanrı'ya övgüler yükseltir. Sevgili okuyucu senin de bunda payın var mı? İmanla Mesih'le birleştiğini biliyor musun? Bu deneyimin getirdiği sevinçle Tanrı'ya şükrediyor musun? Yoksa ruhsal yasa aracılığıyla, insansal çabayla kendini düzeltmeye mı çalışıyorsun? Bunu yapıyorsan şükredecek durumunda değilsin. Yasanın uşaklığı altında inleyerek "beni kim kurtaracak?" diye haykıracak durumundasın.
Pavlus kurtuluş yolunu ve onun kesinliğini açıklamaya koyulmadan önce, inanlının ruhsal yasa altındaki durumunu bir kez daha özetler: "Sonuç şudur: Sağduyumla Tanrı'nın yasasına, bedenimin gereksiz istekleriyle ise günah yasasına uşaklık ediyorum ben." Ruhsal yasa altındaki kişinin içinde ikilik vardır. Tanrı'yı sever, O'nun yasasını doğru olarak kabul eder ama öte yandan günah yasasına uşaklık eder. Günah gücü benliğine yerleşmiş olduğundan oradaki gereksiz istekleri uyandırıp onların aracılığıyla kişiyi günah işlemeye sürükler. Ruhsal yasa yolundan giden inanlıdaki bu ikilik önceki ayetlerde ayrıntılı olarak kanıtlanmıştır.
Pavlus daha önce şu ayetlerde değindiği kurtuluşu bölüm 8'de ayrıntılı olarak açıklar: "Günah sizlere egemen kesilmeyecektir. Çünkü ruhsal yasa altında değil, kayra altındasınız" (Roma.6:14). "Ama şimdi, tutsak edildiğimiz şey karşısında ölmüş olduğumuzdan, ruhsal yasadan özgür kılındık. Yazılı yasanın eski yolunda değil, Ruh'un yeni yolunda hizmet sunalım diye" (Roma.7:6). Ruhsal yasa eziyor. Kayra kurtarıyor. Kutsal Ruh yeni yaşam veriyor.