Ayet 7 Pavlus kendisine sürekli itiraz eden dinci Yahudiler'i düşünerek konunun bu noktasına gelince yine onların savuracakları bir soruyu ortaya koyar: "Bundan nasıl bir sonuç çıkaracağız? Ruhsal yasanın günahlı olduğunu mu?" İsrail oğulları ruhsal yasayı Tanrı'nın İsrail'e bağışladığı en kutsal şey olarak değerlendirirdi. Pavlus ruhsal yasanın kişileri günah işlemeye kışkırttığını anlatınca kızgınlıkla dolarlardı. Roma'daki inanlılar böyle kişilere bu konuda cevap vermeleri gerekecekti. Belki aralarında Yahudi aslı olup ruhsal yasaya bağlı imanlılar da vardı. Onların bu konuda aydınlanmaları gerekirdi.
Pavlus ruhsal yasanın günahlı olduğunu kesinlikle yalanlar. Tanrı'nın açıkladığı ruhsal yasa günahlı değildir.
Pavlus "ruhsal yasa olmadan günahın ne olduğunu" bilemeyeceğini açıklar. Bundan bir örnek verir kendi hayatından. "Eğer ruhsal yasa, göz dikmeyeceksin dememiş olsaydı, göz dikmenin kötü bir iş olduğunu bilmeyecektim" der. Göz dikme (veya açgözlülük) eski deyimle tamahdır. Göz dikme ile ilgili buyruk On Buyruk'taki onuncu buyruktur. Bu buyruk öbür dokuz buyruğa benzemez. Tanımladığı suç insanların dış dünyada gözle görebildikleri bir hareket, kulakla işitebildikleri bir sözle ilgili değildir. Kişinin düşüncesinde, iç dünyasında oluşan bir günahtır. Bundan ruhsal yasanın sadece dış hareketleri değil niyet ve düşünceleri de öneme aldığı anlaşılır.
Başkasının malına, parasına, ailesine bakıp bunları kendin için istemen suçtur. Bu yasayı hayatına uygulamadan önce Pavlus bu düşüncenin günah ve suç olduğunu bilmiyordu.
Ayet 8 Pavlus'un bu ayette anlattıklarına göre önceki ayetteki "bilmek" sözünün bilgi sahibi olmaktan ileriye gider. "Günahın ne olduğunu bilemezdim" deyince onun ne olduğunu tecrübe edemezdim demek ister. Ruhsal yasa günahı tanımlarken bunu günahlı bir insana yapar. Günahlı insana "komşunun malına göz dikme" deyince ruhsal yasa insanın günahlı isteklerini komuşusunun malına yöneltir. "Ne güzel evi var! Keşke benim olsaydı!" diye düşünmeye koyulması kolay iş.
Ruhsal yasanın kendisi günahı oluşturmaz. Ruhsal yasa günah gücünün bu iş için kurnazlıkla kullandığı bir araçtır. "Günah buyruk aracılığıyla elverişli ortamı buldu ve içimde göz dikmenin her çeşidini oluşturdu." Günah öyle sinsi bir güçtür ki Tanrı'nın doğru ve kutsal yasasını alıp onu insanları günaha batırmak için kullanır.
Bir yasanın insanın bencil isteklerini durduramdığını, tersine onların canlanması için ortam hazırladığını bir otelcinin başına gelenlerden anlayabiliriz. Konukların denize bakan otelin birçok penceresinden olta salıp balık tutabileceğini ve bunu yaparken saldıkları kurşunla camları kırableceğini düşünen otelci denize bakan her odaya "camdan balık tutmak yasaktır" yazısını astı. Sezon sonuna kadar o denli cam kırıldı ki, yazıyı kaldırmaya karar verdi. Öbür sezonda çok az cam kırıldı çünkü yasaklamayı okumadıkça camdan balık tutma düşüncesi çoğu kimselerin aklına gelmedi.
Bu durum ayetteki "çünkü ruhsal yasa olmadıkça günah ölüdür" gerçeğini yansıtır. Yasaklama yazısı olmadıkça istenmeyen işi yapma isteği konuklarda canlanmadı. Pavlus "göz dikmeyeceksin" buyruğuyla aynı durumu yaşadı. O buyruğa uymaya çalışınca günah gücünün kendisinde göz dikmenin her çeşidini meydana getirdiğini gördü.