Ruhsal Yasayı Bilenlerin Yargılanması 2:17-24

Pavlus ayet 1 ve sonrakilerde ahlak bilgisiyle övünen kişiye yaptığı gibi bu ayetlerde doğrudan doğruya bir Yahudi'ye seslenir. Ruhsal yasayla övünmesinin boş olduğunu vurgular. Bunu izleyen kısımdaysa Yahudi'nın sünnetle övünmesinin boşluğunu ortaya koyar.

Ayet 17 Yahudi'nin milliyetçi bir tutum takındığı ortaya çıkarılır. Yahudi olmayanı aşağı görür, Yahudi olmasıyla övünürdü. Övünmesinin bir nedeni de ruhsal yasaya güvenmesiydi. Bir Yahudi için ruhsal yasaya sahip olması Tanrı tarafından seçilmiş olmasının bir kanıtıydı. Böylece Tanrı'yı yakından bilmekle de övünürdü. Tanrı'yı bilmekle kıvanç duymak yerinde bir davranıştır eğer kıvanç duyan kişi kendi değersizliğini göz önünde tutup alçakgönüllü olursa ve Tanrı tarafından seçilmesinin ancak Tanrı'nın yüce sevgisinden ileri geldiğini anlarsa. Yahudi ise kendini çok değerli görerek bununla böbürlenirdi. Ruhsal yasaya sahip olması nedeniyle kendini doğru kişi sanırdı. Oysa davranışları ruhsal yasanın buyurduklarına uymuyordu (ayet 22 ve 23).

Ayet 18 Yahudi, ruhsal yasanın eğitmesi aracılığıyla Tanrı'nın isteğini bilebiliyordu. Ama O'nun isteğini yapmazsa onu bilmekle ne kazanır? Ancak daha çok hüküm giyecek. Üstün değerlerin ne olduğunu anlayabilirse ama onları yaşamına uygulamazsa ne üstünlüğü olur? "Üstün olan" diye çevrilen deyim asıl metinde "ayrı olanlar" demektir. "Ayrı olan" üstün olan anlamına gelebildiği gibi "iyi olanı kötü olandan ayırabilmek" yeteneğiyle ilgili olabilir. Oysa "iyi olanı bilip de yapmamak günahtır" (Yakup 4:17).

Ayet 19 ve 20 Yahudi, ruhsal yasayı bilmeyen ulusların insanlarını ruhsal yasanın ilkeleriyle eğitebilecek durumda olmasıyla çok gururlanırdı. Ulusların



insanlarını gözü görmeyenler, karanlıkta yürüyenler, akılsızlar ve bilgisizler sayardı Yahudi. Ve gerçekten öyleydiler. Pavlus da onları başka yerde öyle nitelendirir: "Ulusların kafasızca vakit geçirdikleri gibi geçirmeyin vaktinizi. Onların anlayışı kapkaranlık olmuştur. Bilgisizlikleri ve yüreklerindeki katılık yüzünden Tanrı yaşamının dışında kalmıştır onlar" (Efesoslular 4:17,18). Yahudi uluslara yol göstermesi, ışık vermesiyle, onlara eğitmenlik ve öğretmenlik yapmasıyla övünürdü.

Yahudi "ruhsal yasada bilgi ve gerçeğin özüne" sahiptir (ayet 20). Tanrısal bilgi ve gerçek Tanrı'nın açıkladığı ruhsal yasada bulunmaktadır. Öz için kullanılan "morfosis" kelimesi "bir cismin dış hatlarının içine aldığı her şey" anlamına gelebilir. Buna göre "morfosis" kelmesinin "özdeşlik" anlamındaki "morfe" kelimesiyle bağlantılı olduğu düşünülebilir. Örneğin "morfe" kelimesi: İsa Mesih'in "Tanrı özdeşliğinde" olması için kullanılır (Filippililer 2:6). Buna göre ruhsal yasa bilgi ve gerçeğin özdeşliğidir.

Oysa Pavlus'un Yahudi'nin ruhsal yasayla övünmesini eleştirmekte olduğunu göz önünde tutarsak, morfosis kelimesini başka bir anlamda kullandığını görebiliriz. Başka bir mektubunda "morfosis" kelimesini aynı şekilde kullanır. "Tanrısayar görünmelerine karşın tanrısayarlığın gücünü" yadsıyacak insanlardan söz eder (2.Timoteos 3:5). "Tanrısayar görünmeleri" deyimi aslında "tanrısayarlığın görünüşüne (morfosin) sahip olanlar"dır. Romalılar 2:20'de Pavlus Yahudi'nin ruhsal yasayı tutmadığı için onun özüne sahip olduğu sanırken sadece görünüşüne sahip olduğunu belirtmektedir.

Yahudi ruhsal yasayı öğretmek isterse onu tutarak uygulamada öğrenmelidir. Ancak yasayı tutan kişi onu öğretme yetkisine sahiptir.

Ayet 21 Pavlus Yahudi'nin vicdanına şöyle seslenmeye koyulur: "Ey Yahudi, başkalarına ders vermenle övünüyorsan, kendine ders versene! Uluslara çalmamayı öğretiyorsun ama, sen de çalıyorsun." Ruhsal yasayı bilen bir Yahudi, Tanrı'nın birkaç yüzyıl önce Malaki peygamber aracılığıyla Yahudiler'e şöyle seslendiğini hatırlardı: "‘Senden nasıl çalıyoruz?' diye soruyorsunuz. ‘Ondalıkları, sunuları çalıyorsunuz.’ Siz lanete uğradınız. Çünkü bütün ulus benden çalıyorsunuz. Bütün ondalıklarınızı ambara getirin" (Malaki 3:7-12). Pavlus Yahudi'nin maddeciliğini iyi bilirdi. Tanrı'ya ve insanlara haklarını vermeyerek kendilerini zengin etmeye çalışıyorlardı. Sevgili arkadaş, sen de Tanrı'ya ve insanlara haklarını veriyor musun?

Ayet 22 Her halde Pavlus "Evlilik dışı cinsel bağlantıya girme diyen sen, evlilik dışı cinsel bağlantıya girişir misin?" diye sorduğu zaman İsa Mesih'in bu konudaki ruhsal yasayı yorumlamasını aklına getiriyordu. "'Evlilik dışı cinsel bağlantıya girmeyeceksin' dendiğini duydunuz. Ama size derim ki, bir kadına içinden istek duyarak bakan herkes o anda yüreğinde onunla evlilik dışı cinsel bağlantıya girmiştir" (Matta 5:27,28). Başkasına cinsel temizliği öğretmek başka, bu konuda kendi düşüncelerini ve davranışlarını temiz tutmak başkadır.



Başkasına cinsel sorunlarda iyi ahlak öğretmeye heveslenen Yahudi, kolaylıkla kendi iç dünyasını unutabilirdi. Cinsel yolsuzluk işlerken suçüstü yakalanan kadına taş atmaya hazırlanan Yahudiler İsa Mesih'in "aranızda kim günahsızsa, kadına ilk taşı o atsın" sözüyle kendi yüreklerini araştırmaya zorlanınca günahlı olduklarını anladıktan sonra "yaşlılardan başlayarak, teker teker, sonuncusuna dek çekilip gittiler" (Yuhanna 8:3-11). Sevgili arkadaş, İsa Mesih'in senin karşıt cinse karşı olan düşüncelerini ve onunla olan ilişkilerini temizlemesine izin veriyor musun?

Pavlus'un "yalancı tanrılardan iğrenen sen, tapınak hırsızlığı eder misin?" sorusunun anlaşılması güçtür. Her halde bazı Yahudiler tapınaklardan iğrendikleri putları çalıp, onları satarak kendilerine kazanç sağlardı. Pavlus bu haksız işin çelişkili oluşuna dikkat çekip: "Hem putlardan tiksinirsin hem de onları kazanç kaynağı olarak kullanırsın" der.

Ayet 23 Pavlus önceki ayetlerde Yahudiler'in ruhsal yasaya karşı çelişkili durumunu ortaya koyduktan sonra bu ayette Tanrı'ya karşı işledikeri korkunç suçu vurgular. Yahudi ruhsal yasayla övünürken ruhsal yasaya karşı suç işlediği zaman Tanrı'yı küçük düşürmüş olur.

Ayet 24 Pavlus burada Tanrı'nın Yeşaya aracılığıyla bildirdiği "İsmime bütün gün küfredilmekte" sözüne değinir (52:2). Yahudiler'in sürgünlükte olması söz konusudur. Yahudiler'in sürgünlükteki durumunu gören uluslar, halkına yardım etmiyor diye Yahudiler'in Tanrısı hakkında kötü konuşuyorlardı. Tanrı'nın Yahudiler'i günahları için cezalandırmakta olduğunu anlamıyorlardı. Böylece Yahudiler'in günahları yüzünden Tanrı'nın adı uluslar arasında kötülenmekteydi.

Ruhsal yasayla övünmek kişiye Tanrı'nın adına saygı getirecek davranışlarda bulunma sorumluluğunu yükletir. Mesih inanlısı adını taşıyan herkes Mesih'in adını yücelten bir yaşam sürdürme sorumluluğunu taşır. İnanlı diye geçinen kişilerin bozuk davranışları başkalarının Mesih'e inanmalarını pek çok zorlaştırır.