YUSUF KİMLİĞİNİ AÇIKLIYOR

Yaratılış 44:1-45:28

1Yusuf kâhyasına, “Bu adamların torbalarına taşıyabilecekleri kadar yiyecek doldur” diye buyurdu, “Her birinin parasını torbasının ağzına koy. 2En küçüğünün torbasına benim gümüş kâsemi ve buğdayının parasını koy.” Kâhya Yusuf'un buyruğunu yerine getirdi.

3Sabah erkenden adamlar eşekleriyle yolcu edildi. 4Onlar kentten pek uzaklaşmamıştı ki Yusuf kâhyasına, “Hemen o adamların peşine düş” dedi, “Onlara yetişince, ‘Niçin iyiliğe karşı kötülük yaptınız?’ de, 5‘Efendimin şarap içmek, fala bakmak için kullandığı kâse değil mi bu? Bunu yapmakla kötülük ettiniz.’ ” 6Kâhya onlara yetişip bu sözleri yineledi.

7Adamlar, “Efendim, neden böyle konuşuyorsun?” dediler, “Bizden uzak olsun, biz kulların böyle şey yapmayız. 8Torbalarımızın ağzında bulduğumuz paraları Kenan ülkesinden sana geri getirdik. Nasıl efendinin evinden altın ya da gümüş çalarız? 9Kullarından birinde çıkarsa öldürülsün, geri kalanlar efendimin kölesi olsun.”

10Kâhya, “Peki, dediğiniz gibi olsun” dedi, “Kimde çıkarsa kölem olacak, geri kalanlar suçsuz sayılacak.” 11Hemen torbalarını indirip açtılar. 12Kâhya büyükten küçüğe doğru hepsinin torbasını aradı. Kâse Benyamin'in torbasında çıktı. 13Kardeşleri üzüntüden giysilerini yırttılar. Sonra torbalarını eşeklerine yükleyip kente geri döndüler.

14Yahuda'yla kardeşleri Yusuf'un evine geldiğinde, Yusuf daha evdeydi. Önünde yere kapandılar. 15Yusuf, “Nedir bu yaptığınız?” dedi, “Benim gibi birinin fala bakabileceği aklınıza gelmedi mi?”

16Yahuda, “Ne diyelim, efendim?” diye karşılık verdi, “Nasıl anlatalım? Kendimizi nasıl temize çıkaralım? Tanrı suçumuzu ortaya çıkardı. Hepimiz köleniz artık, efendim; hem biz hem de kendisinde kâse bulunan kardeşimiz.”

17Yusuf, “Benden uzak olsun!” dedi, “Yalnız kendisinde kâse bulunan kölem olacak. Siz esenlikle babanızın yanına dönün.”

18Yahuda yaklaşıp, “Efendim, lütfen izin ver konuşayım” dedi, “Kuluna öfkelenme. Sen firavunla aynı yetkiye sahipsin. 19Efendim, biz kullarına sormuştun: ‘Babanız ya da başka kardeşiniz var mı?’ diye. 20Biz de, ‘Yaşlı bir babamız ve onun yaşlılığında doğan küçük bir kardeşimiz var’ demiştik, ‘O çocuğun kardeşi öldü, kendisi annesinin tek oğlu. Babamız onu çok sever.’

21“Sen de biz kullarına, ‘O çocuğu bana getirin, gözümle göreyim’ demiştin. 22Biz de, ‘Çocuk babasından ayrılamaz, ayrılırsa babası ölür’ diye karşılık vermiştik. 23Sen de biz kullarına, ‘Eğer küçük kardeşiniz sizinle gelmezse, yüzümü bir daha göremezsiniz’ demiştin.

24“Kulun babamızın yanına döndüğümüzde, söylediklerini ona anlattık. 25Babamız, ‘Yine gidin, bize biraz yiyecek alın’ dedi. 26Ama biz, ‘Gidemeyiz’ dedik, ‘Ancak küçük kardeşimiz bizimle gelirse gideriz. Küçük kardeşimiz bizimle olmazsa o adamın yüzünü göremeyiz.’

27“Babam, biz kullarına, ‘Biliyorsunuz, karım bana iki erkek çocuk doğurdu’ dedi, 28‘Biri yanımdan ayrıldı. Besbelli bir hayvan parçaladı, bir daha göremedim onu. 29Bunu da götürürseniz ve ona bir zarar gelirse, bu acıyla ak saçlı başımı ölüler diyarına götürürsünüz.’

30-31“Efendim, şimdi babam kulunun yanına döndüğümde çocuk yanımızda olmazsa, babam onu görmeyince ölür. Çünkü onu yaşama bağlayan bu çocuktur. Biz kulların da acı içinde babamızın ak saçlı başını ölüler diyarına indiririz. 32Ben kulun bu çocuğa kefil oldum. Babama, ‘Onu sana geri getirmezsem, ömrümce kendimi sana karşı suçlu sayarım’ dedim.

33“Lütfen şimdi çocuğun yerine beni kölen kabul et. Çocuk kardeşleriyle birlikte geri dönsün. 34O yanımda olmadan babamın yanına nasıl dönerim? Babamın başına gelecek kötülüğe dayanamam.”

45:1*Yusuf adamlarının önünde kendini tutamayıp, “Herkesi çıkarın buradan!” diye bağırdı. Kendini kardeşlerine tanıttığında yanında kimse olmasın istiyordu. 2O kadar yüksek sesle ağladı ki, Mısırlılar ağlayışını işitti. Bu haber firavunun ev halkına da ulaştı.

3Yusuf kardeşlerine, “Ben Yusuf'um!” dedi, “Babam yaşıyor mu?” Kardeşleri donup kaldı, yanıt veremediler.

4Yusuf, “Lütfen bana yaklaşın” dedi. Onlar yaklaşınca Yusuf şöyle devam etti: “Mısır'a sattığınız kardeşiniz Yusuf benim. 5Beni buraya sattığınız için üzülmeyin. Kendinizi suçlamayın. Tanrı insanlığı korumak için beni önden gönderdi. 6Çünkü iki yıldır ülkede kıtlık var, beş yıl daha sürecek. Kimse çift süremeyecek, ekin biçemeyecek. 7Tanrı yeryüzünde soyunuzu korumak ve harika biçimde canınızı kurtarmak için beni önünüzden gönderdi. 8Beni buraya gönderen siz değilsiniz, Tanrı'dır. Beni firavunun başdanışmanı, sarayının efendisi, bütün Mısır ülkesinin yöneticisi yaptı. 9*Hemen babamın yanına gidin, ona oğlun Yusuf şöyle diyor deyin: ‘Tanrı beni Mısır ülkesine yönetici yaptı. Durma, yanıma gel. 10Goşen bölgesine yerleşirsin; çocukların, torunların, davarların, sığırların ve sahip olduğun her şeyle birlikte yakınımda olursun. 11Orada sana bakarım, çünkü kıtlık beş yıl daha sürecek. Yoksa sen de ailen ve sana bağlı olan herkes de perişan olursunuz.’

12“Hepiniz gözlerinizle görüyorsunuz, kardeşim Benyamin, sen de görüyorsun konuşanın gerçekten ben olduğumu. 13Mısır'da ne denli güçlü olduğumu ve bütün gördüklerinizi babama anlatın. Babamı hemen buraya getirin.”

14Sonra kardeşi Benyamin'in boynuna sarılıp ağladı. Benyamin de ağlayarak ona sarıldı. 15Yusuf ağlayarak bütün kardeşlerini öptü. Sonra kardeşleri onunla konuşmaya başladı.

16Yusuf'un kardeşlerinin geldiği haberi firavunun sarayına ulaşınca, firavunla görevlileri hoşnut oldu. 17Firavun Yusuf'a şöyle dedi: “Kardeşlerine de ki, ‘Hayvanlarınızı yükleyip Kenan ülkesine gidin. 18Babanızı ve ailelerinizi buraya getirin. Size Mısır'ın en iyi topraklarını vereceğim. Ülkenin kaymağını yiyeceksiniz.’ 19Onlara ayrıca şöyle demeni de buyuruyorum: ‘Çocuklarınızla karılarınız için Mısır'dan arabalar alın, babanızla birlikte buraya gelin. 20Gözünüz arkada kalmasın, çünkü Mısır'da en iyi ne varsa sizin olacak.’ ”

21İsrail'in oğulları söyleneni yaptı. Firavunun buyruğu üzerine Yusuf onlara araba ve yol için azık verdi. 22Hepsine birer kat yedek giysi, Benyamin'e ise üç yüz parça gümüşle beş kat yedek giysi verdi. 23Böylece babasına Mısır'da en iyi ne varsa hepsiyle yüklü on eşek, yolculuk için buğday, ekmek ve azık yüklü on dişi eşek gönderdi. 24Kardeşlerini yolcu ederken onlara, “Yolda kavga etmeyin” dedi.

25Yusuf'un kardeşleri Mısır'dan ayrılıp Kenan ülkesine, babaları Yakup'un yanına döndüler. 26Ona, “Yusuf yaşıyor!” dediler, “Üstelik Mısır'ın yöneticisi olmuş.” Babaları donup kaldı, onlara inanmadı. 27Yusuf'un kendilerine bütün söylediklerini anlattılar. Kendisini Mısır'a götürmek için Yusuf'un gönderdiği arabaları görünce, Yakup'un keyfi yerine geldi. 28“Tamam!” dedi, “Oğlum Yusuf yaşıyor. Ölmeden önce gidip onu göreceğim.”


AÇIKLAMA: Yusuf ağabeylerinin yürek tutumunu yokluyordu. İkinci gelişlerinde Benyamin’i da getirmişlerdi ve Yusuf onları kendi evinde ağırlamıştı. Ama Yusuf son bir kez yüreklerinin değişip değişmediğini görmek istiyor. Giderken Yusuf kahyasına paralarını buğday torbalarına geri koymasını buyurur. Ayrıca gümüş kasesini Benyamin’in torbasını koymasını söyler. Sonra kahyasını peşlerine verir. Onlara yetişince aralarından biri efendisinin gümüş kasesini çaldığını söyler. Ağabeyler inkar ederler ve kimde bulunursa öldürülsün derler. Gümüş kase Benyamin’in torbasından çıkınca hepsi dehşete düşüyor. Hep birlikte Yusuf’un yanına dönen kardeşler önünde yere kapanırlar. Yusuf, Benyamin hariç hepsini salıvereceğini söyler. Esasında bu bir sınavdı, kardeşine sahip çıkacaklar mı?

Bu sırada yıllar önce Yusuf’u İsmailliler’e satan ağabeyi Yahuda öne çıkıp Benyamin adına yalvarmaya başlar. Onun babası için ne denli özel ve değerli olduğunu söyler. Ayrıca kaybolmuş ağabeyi Yusuf’tan da söz eder. Benyamin’i yanına almadan ayrılmayacağını belirtir. Sonra ‘Lütfen beni çocuğun yerine kölen kabul et’diyerek kendini sunar. Burada Yusuf aradığı kanıtı buluyor artık. Onu ele veren Yahuda hayatını küçük kardeşi Benyamin için feda etmeye hazırsa demek ki yüreği gerçekten değişmiştir. Sonra Yusuf dayanamayıp hüngür hüngür ağlamaya başlar ve yüksek sesle ‘Ben Yusufum’diye haykırır. Ağabeyleri doğal olarak donup kalırlar, gözlerine inanamıyorlardır. Ama Yusuf onları yanına çağırıp tek tek öper. Sonra akıllarından geçeni tahmin ederek, ‘Kendinizi suçlamayın, Tanrı insanlığı korumak için beni önden gönderdi’ der. Tanrı’nın kendisine açıkladığı yedi yıllık kıtlığı anlatır ve Rab’bin ailesini kurtarmak için Mısır’a gönderdiğini belirtir. Sonra dönüp babalarını da yanlarında getirmelerini söyler. Olup bitenleri duyan Firavun da Yusuf adına sevinir ve ailesini Mısır’a davet eder. Daha sonra Yakup inanılmaz haberi duyunca da inanamıyor. Ancak Yusuf’un gönderdiği hediyeleri görünce büyük sevinçle Mısır’a inmeye hazırlanır.

img Daha önce belirttiğimiz gibi bu harika hikayedir. Bir açıdan da İsa Mesih’in hayatını önceden resmeder. Mesih de halkı tarafından reddedildi ve büyük ihanete uğradı. Ne var ki ölüp dirildikten sonra Tanrı’nın sağında oturdu. Bir gün geri dönüp özellikle Yahudi halkına gerçek kimliğini açıklayacaktır. O sırada İsrail ulusu yaptığı günahı fark edip yasa bürünecek: ‘Bana, yani deştiklerine bakacaklar; biricik oğlu için yas tutan biri gibi yas tutacak, ilk oğlu için acı çeken biri gibi acı çekecekler (Zekeriya 12:10).’ Bu büyük tövbeden sonra Pavlus’un dediğine göre ‘Bütün İsrail kurtulacak (Romalılar 11:26).’ Ama Yusuf gibi İsa Mesih de bir tek kendi ailesini kurtarmak için acı çekmedi, o bütün ulusların kurtarıcısı ve kralıdır. Burada Yusuf’un olaya bakış açısı bizim için çok önemli bir örnektir. Bunca yıllar boyunca acı çekmesine rağmen Yusuf esas Tanrı’nın onu bu dönem için hazırladığını fark eder. Ağabeyleri kıskançlık ve kinle davranmış olabilirler ama Tanrı bunu iyiliğe çevirir. İşte Yusuf’un kendi içinde aynı kin ve nefreti barındırmaması çok önemliydi. Böylece Yusuf Tanrı’nın kurtuluş planında çok büyük bir rol oynamıştı.