YAKUP’LA ESAV

Yaratılış 25:1-35

1İbrahim bir kadınla daha evlendi. Kadının adı Ketura'ydı. 2Ondan Zimran, Yokşan, Medan, Midyan, Yişbak, Şuah adlı çocukları oldu. 3Yokşan'dan da Şeva, Dedan oldu. Dedan soyundan Aşurlular, Letuşlular, Leumlular doğdu. 4Midyan'ın Efa, Efer, Hanok, Avida, Eldaa adlı oğulları oldu. Bunların hepsi Ketura'nın soyundandı.

5İbrahim sahip olduğu her şeyi İshak'a bıraktı. 6Cariyelerinin oğullarına da armağanlar verdi. Kendisi sağken bu çocukları oğlu İshak'tan uzaklaştırıp doğuya gönderdi.

7İbrahim yüz yetmiş beş yıl yaşadı. Ömrü bu kadardı. 8Kocamış, yaşama doymuş, iyice yaşlanmış olarak son soluğunu verdi. Ölüp atalarına kavuştu. 9Oğulları İshak'la İsmail onu Hititli* Sohar oğlu Efron'un tarlasında Mamre'ye yakın Makpela Mağarası'na gömdüler. 10*İbrahim o tarlayı Hititler'den satın almıştı. Böylece İbrahim'le karısı Sara oraya gömüldüler. 11Tanrı İbrahim'in ölümünden sonra oğlu İshak'ı kutsadı. İshak Beer-Lahay-Roi'de yaşıyordu.

12Sara'nın cariyesi Mısırlı Hacer'in İbrahim'e doğurduğu İsmail'in öyküsü: 13Doğum sırasına göre İsmail'in oğullarının adları şunlardır: İlk oğlu Nevayot. Sonra Kedar, Adbeel, Mivsam, 14Mişma, Duma, Massa, 15Hadat, Tema, Yetur, Nafiş, Kedema gelir. 16İsmail'in oğulları olan bu on iki bey oymakların atalarıydı. Köylerine, obalarına da bu adları verdiler. 17İsmail yüz otuz yedi yıl yaşadıktan sonra son soluğunu verdi. Ölüp halkına kavuştu. 18İsmailoğulları Aşur'a doğru giderken Mısır sınırı yakınında, Havila ile Şur arasındaki bölgeye yerleştiler. Kardeşlerinin yaşadığı yerin doğusuna yerleşmişlerdi.

19İbrahim'in oğlu İshak'ın öyküsü: 20İshak Aramlı Lavan'ın kızkardeşi, Paddan-Aramlı Betuel'in kızı Rebeka'yla evlendiğinde kırk yaşındaydı. 21İshak karısı için RAB'be yakardı, çünkü karısı kısırdı. RAB İshak'ın yakarışını yanıtladı, Rebeka hamile kaldı. 22Çocuklar karnında itişiyordu. Rebeka, “Nedir bu başıma gelen?” diyerek RAB'be danışmaya gitti. 23*RAB onu şöyle yanıtladı:

Rahminde iki ulus var,

Senden iki ayrı halk doğacak,

Biri öbüründen güçlü olacak,

Büyüğü küçüğüne hizmet edecek.”

24Doğum vakti gelince, Rebeka'nın ikiz oğulları oldu. 25İlk doğan oğlu kıpkırmızı ve tüylüydü; kırmızı bir cüppeyi andırıyordu. Adını Esav koydular. 26Sonra kardeşi doğdu. Eliyle Esav'ın topuğunu tutuyordu. Bu yüzden İshak ona Yakup adını verdi. Rebeka doğum yaptığında İshak altmış yaşındaydı.

27Çocuklar büyüdü. Esav kırları seven usta bir avcı oldu. Yakup'sa hep çadırda oturan sakin bir adamdı. 28İshak Esav'ı daha çok severdi, çünkü onun getirdiği av etlerini yerdi. Rebeka ise Yakup'u severdi.

29Bir gün Yakup çorba pişirirken Esav avdan geldi. Aç ve bitkindi. 30Yakup'a, “Lütfen şu kızıl çorbadan biraz ver de içeyim. Aç ve bitkinim” dedi. Bu nedenle ona Edom adı da verildi.

31Yakup, “Önce sen ilk oğulluk hakkını bana ver” diye karşılık verdi.

32Esav, “Baksana, açlıktan ölmek üzereyim” dedi, “İlk oğulluk hakkının bana ne yararı var?”

33*Yakup, “Önce ant iç” dedi. Esav ant içerek ilk oğulluk hakkını Yakup'a sattı. 34Yakup Esav'a ekmekle mercimek çorbası verdi. Esav yiyip içtikten sonra kalkıp gitti.

Böylece Esav ilk oğulluk hakkını küçümsemiş oldu.


AÇIKLAMA: İbrahim’in bereketli hayatının bakiyesini okuyoruz burada. Sara’nın ölümünden sonra bir daha evlendi ve bir çok çocuğu daha oldu. İsmail’den de pek çok torunu oldu ancak ilerde aralarında kavgalar olmasın diye hepsini Sara’dan doğan tek oğlu İshak’tan uzaklaştırdı. Çünkü Tanrı’nın vaat ettiği miras ve kutsal antlaşmanın bir tek İshak’ın soyuyla süreceğini biliyordu (Yaratılış 17:19, 21:12). Böylece 175 yaşına vardığında İbrahim son soluğunu verdi ve daha önce Hititler’den satın aldığı Makpela Mağarası’nda Sara’nın yanına gömüldü. İman atası İbrahim öldüyse de Tanrı’nın kutsaması oğlu İshak’ın üzerinde etkinliğini sürdürdü.

Bundan önce İshak’la eşi Rebeka bir türlü çocuk sahibi olamıyorlardı. İshak babası gibi Rab’be yakardı ve Tanrı, Rebeka’ya bir değil iki çocuk birden verdi. Rahmindeki çocuklar itişince Rebeka Rab’be sebebini sordu. Rab de, ‘Rahminde iki ulus var, senden iki ayrı halk doğacak, biri öbüründen güçlü olacak, büyüğü küçüğüne hizmet edecek’dedi. Çok ilginç, çünkü burada daha doğmamış bu iki çocuğun gelecekleri belirtilir. Yani bundan Tanrı’nın geleceği bildiğini ve kutsal planı doğrultusunda kimseleri seçtiğini anlıyoruz (bkz. Romalılar 9:10-13). Ama bu demek değil ki Rab onları iyi ya da kötü bir kadere teslim etti. Bölümün devamında gördüğümüz gibi hayatlarının gidişatını belirlemede kendi kararları de büyük rol oynamıştı. Anlaşılan şu ki hem Tanrı’nın iradesi hem de bizim irademiz ortak bir şekilde hayatımızın çizgisini belirtir.

img

Daha doğarken ikizlerin maceraları başlar. Büyük oğlan tüylü olduğu için Esav ismini alır. Kardeşi ise ağabeyinin topuğuna tutunduğu için ‘Yakup’ ismini alır. Büyürlerken de ikisi birbirinin tam zıttıdır. Güçlü avcı olan Esav, babasının favorisiydi. Daha çok eve bağlı Yakup ise annesinin gözdesiydi. Büyüdükten sonra aralarında küçük ama çok önemli bir olay yaşanır. Bir gün Esav argın yorgun avdan gelir ve Yakup’un yapmakta olduğu kızıl mercimek çorbasından vermesini ister.

Her zamanki uyanık Yakup fırsatı bilip çorba karşılığında Esav’dan ilk oğulluk hakkını talep eder. Sadece açlığını düşünen Esav ilk oğulluk hakkını hemen satar. Aslında Esav’la Yakup Tanrı’nın dedeleri İbrahim’e vaat ettiği kutsal mirastan haberdardılar. Ne var ki Yakup bu ruhsal bereketi çok arzularken Esav onu hiç önemsemedi bile. Esav’ın Tanrı’nın kutsal değerlerine hiç bir saygısı yoktu. Böylece bir kase çorba uğruna Tanrı’dan gelen mirası kardeşine sattı (İbraniler 12:16). Bizler de bazen kin, nefret ve şehvet gibi basit günahlara taviz vererek Tanrı’nın öz değerlerine saygısızlık eder ve kutsal bereketinden yoksun kalırız.