ÖNSÖZ

Kendimizi bildik bileli hep şu iki soruyu sormuşuzdur: ‘Nereden geldim?’ ve ‘Nereye gidiyorum?’ Aslında ikinci soruyu cevaplamak için ilk soruyu yanıtlamak gerek. İnsanlığın kökü meselesine farklı cevaplar verilmiştir. Bazıları, uzaylılar tarafından dünyaya geldiğimizi iddia ederler. Başkaları şans eseri mutasyon ve evrimin rastgele seçimiyle bu hale geldiğimizi savunmaya çalışır. Bu teorileri desteklemek adına ne kadar “bilimsel” kanıtlar dizilse de içinde bulunduğumuz bu harika ve son derece düzenli dünyaya baktığımızda, tüm bunların sadece tesadüf sonucu bu hale geldiğine inanmakta güçlük çekiyoruz. Aslında zamanın başlangıcından bu yana dünyanın her yerindeki insanlar, evren ve içindeki her şeyin çok daha yüce bir varlık tarafından yaratıldığını kabul etmektedirler. Yani, ancak bizden kat kat daha yüce, güçlü ve bilge bir varlık dünyayı ve bizleri bu kadar mükemmel bir şekilde yaratabilirdi. Bu yüzden insanların çoğu evren ve içindeki her şeyin yüce Allah tarafından yaratıldığına inanmaktan öte bunu içten içe bilmektedirler.

Peki bu yaratılış gerçeği doğal olarak ruhumuza işlenmiş olsa da tarihimizi anlamak için yani bu işin köküne inmek için bir kaynak yok mu? Evet, hamdolsun ki var! Tanrı kendini tanıksız bırakmadı. Kutsal Kitap denilen yazılarda yüce Rabbimiz hem kendini hem de bizim nereden geldiğimizi açıklar. Bunların başında yer alan ve Tanrı’nın esini sonucunda Musa’nın eliyle bize ulaşan Tevrat kitabı beş kitaptan oluşur: Yaratılış, Mısır’dan Çıkış, Levililer, Çölde Sayım ve Yasanın Tekrarı. En baştaki eser, Yaratılış, insanlığın köküne inip Adem ve Havva’nın yaradılışından başlayarak tüm insanlığın ortak öyküsünü kaydeder. Başta mükemmel yaratılan orijinal çift kısa bir süre sonra Şeytan’ın ayartması sonucunda isyan eder ve Tanrı’nın huzurundan atılır. İlk bin yılın sonucunda insanlık öyle bozuluyor ki Allah küresel bir tufan göndererek dünyayı silip süpürmek zorunda kalıyor. Ancak Nuh’la ailesi ve hayvanlar kurtuluyor. Sonra Babil Kulesi olayında insanlık yine baş kaldırıyor ve Rab dillerini karıştırarak onları dağıtmak durumunda kalıyor. Sonunda Rab İbrahim’i seçerek onun soyuyla tüm uluslara bereket yolunu açacağını vaat eder. Böylece Tanrı insanlığı kurtarmak için ilk adımı atmış oluyor. İşte bu kitap hem insanlığın nasıl bozulduğunu hem de nasıl düzeltileceğini anlatır.

Yaratılış kitabının önemini yeterince vurgulamak mümkün değil. Bir yandan Tanrı’nın Sözü olması ve öbür yandan tüm insanlığın tarihçesini anlatan en kapsamlı kaynak olması, onun ne denli kıymetli bir eser olduğunu hatırlatır. Elinizdeki kitap Tevrat’ın ilk kısmı olan Yaratılış bölümünün içeriğini aktarmakla birlikte, üzerinde yapılan açıklamalardan ibarettir. Allah’ın bu kutsal sözlerini elimizden geldiğince orijinaline uygun şekilde değerlendirmeye çalıştık. Tanrı’nın bu satırlarda hepimizi yakından ilgilendiren ve bizi özgür kılacak nitelikte pek çok önemli gerçeği açıklayacağı kanısındayız. Değerli okuyucu, Güzel Yaratanımızın size de bu kutsal esini anlama ve kendisiyle yakından ilişki kurma fırsatını tanımasını dileriz.

img