Yeruşalim'in çevresindeki tek tatlı su kaynağı Gihon pınarıydı. Bu pınar Hinnom oğlu deresinin yaklaşık 600 metre kuzeyinde, Yeruşalim'deki Ofel tepesinin yamacının Kidron deresine indiği yerdeydi. Yahuda kral Hizkiya "Gihon sularının yukarı kaynağını" kapadı "ve onları Davut kentinin batı tarafında doğru aşağı" indirdi (2.Tarihler 32:30). Bunu yapmaktaki amacı düşmanlar saldırınca kent duvarının içinde düşmanın kapatamayacağı içme suyu kaynağını sağlamaktı. Bunu bugün bile içinden geçilebilen 400 metre uzunluğunda olan bir tünelle yaptı. Tünelin içinde bulunan İbranice yazı İstanbul'un bir müzesinde görülebilir. Yazı tüneli yapan işçilerin karşı yönden kazan öbür arkadaşlarının seslerini dinleyerek onları karşılayabilmek için nasıl yön değiştirdiklerini anlatır. Tünel Şiloah Havuzu'nda açılır.
Şiloah Eski Antlaşma'da şu parçada geçer: "Madem ki bu halk sessizce akan Şiloah sularını hor gördüler ve Retsin ile Remalya'nın oğlu ile seviniyorlar; bunun için, işte Rab Irmağın kuvvetli ve bol sularını, Aşur kralını.. onların üzerine çıkarıyor" (Yeşaya 8:6,7). Gihon pınarından çıkan sular bir kanalda ancak bir kaç milimetre inişle sessizce akmaktaydı. Halk Tanrı'ya güveneceğine Tanrı'nın isteğine karşı müttefikler aradı.
Yeni Antlaşma'da İsa'nın bir mucizesine sahne oldu: “İsa yolda giderken doğuştan kör bir adam gördü. Öğrencileri İsa'ya, "Rabbi, kim günah işledi de bu adam kör doğdu? Kendisi mi, yoksa annesi babası mı?" diye sordular. İsa şu yanıtı verdi: "Ne kendisi, ne de annesi babası günah işledi. Tanrı'nın işleri onun yaşamında görülsün diye kör doğdu. Beni gönderenin işlerini vakit daha gündüzken yapmalıyız. Gece gelior, o zaman kimse çalışamaz. Dünyada olduğum sürece dünyanın ışığı Ben'im." Bu sözleri söyledikten sonra yere tükürdü, tükürükle çamur yaptı ve çamuru adamın gözlerine sürdü. Adama, "Git, Şiloah Havuzu'nda yıkan" dedi. Şiloah, gönderilmiş anlamına gelir. Adam gidip yıkandı, gözleri açılmış olarak döndü. Komşuları ve onu daha önce dilenirken görenler, "Oturup dilenen adam değil mi bu?" dediler. Kimi, "Evet, odur" dedi, kimi de "Hayır, ama ona benziyor" dedi. Kendisi ise, "Ben oyum" dedi. (Yuhanna 9:1-9).