1/ İsrail oğullarının Erden ırmağının doğusunda ele geçirdikleri topraklar "Arnon vadisi kenarında olan Aroer'den ta Sion dağına kadar (o Hermon'dur)" idi (Tesniye 4:48). (Bakınız HERMON DAĞI'na).
2/ İlkin Yeruşalim'in bir parçası, sonra tümü için kullanılan bir ad. "Sen buraya girmeyeceksin, fakat körler ve topallar seni kovacaklar" diyen Yebusiler'i yenip Sion hisarını alan Davut ona "Davud'un şehri" adını koydu (2. Samuel 5,6-10). Bu Hinnom ile Kidron derelerine bakan Yeruşalim'in yüksek tepesiydi. Daha sonra bu ad Yeruşalim'in tümüne verildi. Tıpkı Korah oğullarının bir mezmurunda şöyle dendiği gibi: "Sion'un çevresinde gezin, etrafını dolanın, kulelerini sayın; hisarlarına iyi bakın, saraylarını seyredin: öyle ki, onu gelecek kuşağa anlatasınız. Çünkü bu Tanrı her zaman ve sonsuza dek bizim Tanrımız'dır; ölüme dek o bize yol gösterecektir" (Mezmur 48:12-14). Sion Tanrı'nın kenti, Tanrı'nın özellikle kurtarışını açıkladığı yer olarak tanınırdı: "RAB büyüktür, Tanrımız'ın kentinde, kutsal dağında övgüye çok layıktır. Kuzey yanlarında büyük Kral'ın kenti, yüksekliği güzel olan Sion dağı bütün yerin sevincidir. Tanrı onun saraylarında yüksek kule olarak kendini bildirmiştir" (Mezmur 48:1-3). Peygamberler Sion'un Tanrı hükümranlığının başkenti olacağını belirtir: "Son günlerde..dağların başında RAB evinin dağı pekiştirilecek.. Çünkü yasa Sion'dan ve RABBİN sözü Yeruşalim'den çıkacak. Uluslar arasında hükmedecek, çok halklar hakkında karar verecek; ve kılıçlarını sapan demirleri.. yapacaklar; ulus ulusa karşı kılıç kaldırmayacak ve artık savaşı öğrenmeyecekler" (Yeşaya 2:2-4). Yeni Antlaşma imanlıların yaklaştığı dağın "Sion dağı, diri Tanrı'nın kenti, göksel Yeruşalem" olduğunu bildirir (İbraniler 12:22; Vahiy b.21 ve 22'ye de bakınız).