Kuzey krallık olan İsrail'in kralı Omri Tirtsa'da altı yıl krallık ettikten sonra "Samiriye dağını Şemer'den iki talant gümüşe satın aldı" (1.Krallar 16:24). Orada kurduğu kentin adını "dağın sahibi Şemer'in adına göre Samiriye koydu." Samiriye Şekem'in kuzey batısında 11 kilometre uzaklığındaydı. Bugün görülebilen Sebastiye harabeleridir. Omri'nin oğlu Ahab Samiriye'de bir Baal tapınağını yaptı (1.Krallar 16:32). Samiriye yalancı tanrı tapıcılığıyla kötü ün aldı ve adını kuzey krallığa verdi. İlya ve Elişa peygamberler bu kentte ve bölgede peygamberlik ettiler. Suriyeliler iki kez kenti kuşattı ama her ikisinde Tanrı'nın gücüyle korundu ve vazgeçmek zorunda kaldılar (1.Krallar 20:1; 2.Krallar 6:24-7:20). 129 yıl sonra Aşur kralı Şalmaneser Samiriye'yi aldı ve İsrail halkını Aşur'a sürdü (2.Krallar 17:23; 18:9-12). Samiriye bölgesine getirilen yalancı tanrılara tapan halklar geri kalan İsrailliler'le birleşerek Samiriye halkını oluşturdu. "Aşur kralı Babil'den, Kuta'dan, Avva'dan, Hamat'la Sefarvaim'den adamlar getirdi; ve onları Samiriye kentlerinde, İsrail oğullarının yerinde oturttu" (2.Krallar 17:24). "RAB'den korkuyorlar ve kendi ilahlarına.. kulluk ediyorlardı" (2.Krallar 17:33).
Yeni Antlaşma çağında "Yahudiler'in Samiriyeliler'le hiç ilişkileri yoktu" (Yuhanna 4:9). İsa ise bu konuda ayrım yapmadı. "Samiriye'den geçmesi gerekiyordu" ve Samiriyeli bir kadına sonsuz yaşam yolunu açıkladı, Samiriyeliler'in isteği üzerinde orada iki gün kaldı (Yuhanna 4:4,13,14,40). Öğrencilerine "Yeruşalem'de, tüm Yahudiye'de, Samiriye'de ve dünyanın en ırak köşesine dek benim tanıklarım olacaksınız" dedi (Res.İş. 1:8). Filippos ve daha sonra Petros ile Yuhanna bu bunu yerine getirdi (Res.İş. 8:4-25).