"Ofir'den altın getiren Hiram'ın gemileri de, Ofir'den pekçok sandal ağaçları ve değerli taşlar getirdiler.. Çünkü Hiram'ın gemleriyle beraber kralın (Süleyman'ın) denizde Tarşiş gemileri vardı; Tarşiş gemleri üç yılda bir kere altın, gümüş, fil dişi, maymunlar ve tavus kuşları ile yüklü olarak gelirlerdi" (1.Krallar 10:11,22). Ofir altınıyla ün kazanmış bir yerdi (Eyub 22:24). Sam'ın soyundan Eber'in oğlu Peleg İbrahim'in atasıydı. Eber'in diğer bir oğlu olan Yoktan'ın oğulları arasında Şeba, Ofir ve Havilah vardı Tekvin 10:25-29). "Bunların oturdukları yer Meşa'dan Sefar'e giderken doğu dağıdır" (Tekvin 10:30). Ofir adlı kişi Ofir adlı yere adını vermişse Ofir'in Yemen'deki Saba ile Havila arasındaydı. Oysa oraya üç yılda bir gidip gelme vakti çok uzun sayılabildiğinden ve maymunların Arabistan'da bulunmadığından bazı uzmanlar Ofir'in Afrika'nın doğusundaki Somaliya ya da Hindistan'da bir yer olduğunu öne sürmüşlerdir. Eski Antlaşma'nın Eski Yunanca çevrisi Ofir sözcüğünü Hindistan olarak yorumlamıştır. Bombay'ın kuzeyinde 100 kilometre uzaklığında bulunan Supara'nın Ofir olduğu öne sürülmüştür.