Eski çağın bu önemli kentinin kalıntıları Denizli iline bağlı Eskihisar'ın yakınlarında görülebilir. Eski çağda Hierapolis adıyla tanınan Pamukkale'ye ve Kolose diye bilinen Honaz'a yakındı. İmparator 2. Selefkus Antiokus M.Ö. 250 yılında kenti Frikya'nın bir bölgesinin başkentini yaparken daha önce Diosopolis ve Roas diye tanınan kente Laodike olan karısının adına göre değiştirdi. Daha sonra kent Roma İmparatorluğu'nun Asya eyaletine bağlandı.
Komşu kenti olan Kolose'ye yazılan mektubunda Pavlus şunları yazar: "İçinizden biri olan Epafras -Mesih İsa'nın uşağı- sizlere selamlarını iletir. Yetkin olasınız ve Tanrı'nın tüm isteminde güvenlik bulasınız diye dualarında her zaman sizin için çaba harcamaktadır. Kendisine ilişkin tanıklıkta bulunurum ki, sizler için, Laodikya'da ve Hierapolis'te bulunanlar için yoğun biçimde didinmektedir (Koloseliler 4:12,13). Bu topluluğun kurulması Pavlus'un Efes'te 2 yıl her gün Tiranos'un toplantı salonunda tartışmalar yaptığı sırada olduğu kabul edilmiştir. Çünkü "sonunda Asya'da yaşayan herkes.. Tanrı Sözü'nü duydu" (Res.İş. 19:9,10). Koloseliler'e Mektup'tan Pavlus'un daha Kolose'ye gitmediği anlaşılabilir (1:4; 2:1). Ama Pavlus'un Kolose'deki imanlılara "Bu kayrayı sevgili hizmet arkadaşımız Epafras'tan öğrenmiş bulunuyorsunuz" diye yazması ve Epafras'ın Laodikya'daki topluluk için çaba harcadığını anlatmasından Epafras'ın Sevinç Getirici Haber'i Laodikya'da yayarak topluluğun kurulmasına yardımcı olduğu izlenimini bırakır (Kolose 1:7). Her halde Epafras Efes'te imana geldi.
Yükselmiş Rab İsa'nın Yuhanna aracılığıyla o kentteki inanlılar topluluğuna yönelttiği mektup nedeniyle Laodikya adı Kutsal Kitap'ta bir daha geçer: "Laodikya'daki kilise topluluğunun meleğine yaz. Güvenilir ve gerçek tanık, Tanrı yaratılışının kökeni ve Amin şu sözleri bildiriyor: 'Yaptıklarını biliyorum. Ne soğuksun, ne sıcak. Keşke ya soğuk ya sıcak olaydın! Ama ne soğuk, ne sıcak -ılık olduğundan- seni ağzımdan kusacağım" (Vahiy 3:14-16). Bankacılığıyla, ilaç sanayiyle ve tekstil üretimiyle övünen kentte rahatlıkta yüzüp "Zenginim" diyen topluluğa Rab İsa "Düşkün, acınılacak durumda, yoksul, gözü görmez, çıplak olduğunu bilmiyorsun" demek zorundaydı (Vahiy 3:17). Nedeni Rab İsa'nın kendisini dışarıda bırakmışlardı (Vahiy 3:20). Oysa yine orada Rab İsa'yı yaşamlarının merkezi kılıp yengi kazananlar vardı çünkü Rab İsa "Yengi kazanana benimle birlikte tahtımda oturmak için yer vereceğim" (Vahiy 3:21).