Eski çağda Smirna diye tanınan kentin bugünkü adı İzmir'dir. Smirna adı mür demektir. Mür ise acı çekmenin simgesidir. Hititlerden sonra M.Ö. yaklaşık 1000 yılında Yunanistan'dan göç edenler İzmir ile Karşıyaka arasındaki yolun yanındaki Bayraklı semtinde bir kent kurdular. Bu kent M.Ö. 7. yüzyılda Lidyalılar tarafından yağma edilip yıkıldı. Yüzyıllarca harabe kaldı. M.Ö. 3. yüzyılda Büyük İskender kentin bugün Kadifekale diye tanınan Pagus dağında yeniden kurulmasını buyurdu. M.Ö. 27 yılında Roma İmparatorluğu'nun yönetimi altına geçti. Asya eyaletine katıldı. Roma İmparatorluğu'nun Asya eyaletinin en önemli kenti, bugün Selçuk ilçesine yakın görkemli Efes harabeleridir. M.Ö. 133 yılında Bergama kralı 3. Attalus krallığını ve ondan bir parça olan Efesos kentini Roma İmparatorluğu'na bağışladı. Bergama Asya eyaletinin başkenti olarak kaldıysa da, Asya'dan gelen kervan yolunun başında bulunması ve önemli bir liman olması nedeniyle en önemli merkez Efesos'tu. Oysa körfez içinde bulunan elverişli limanı ve her yanla geniş ulaşım olanaklarıyla olan Smirna Efesos'tan daha çok önem kazanmaya başladı. Bugünkü İzmir aynı nedenlerle bu önemi korumaktadır.
Sevinç Getirici Haber'in İzmir'e ulaşması Efesos'tan olduğu sanılır. Priskila ve Akila ile Korintos'tan açılan ve Suriye'ye gitmeye tasarlayan Pavlus'un bindiği gemi Efesos'a uğradı. Pavlus arkadaşlarından ayrılıp "sinagoga gitti, Yahudiler'le tartıştı. Onlar daha uzun süre kalmasını istedilerse de kendisi bunu uygun görmedi" (Res.İş. 18:,18-22). Pavlus yokken Priskila ile Akila Apollos'a "Tanrı'nın yolunu tüm inceliğiyle" açıkladıktan sonra onu Korintos'a yolladılar (18,23-28). Pavlus "iç Anadolu'yu dolaşarak Efesos'a geldi" (19,1). Orada on iki öğrencinin üzerine Kutsal Ruh geldikten sonra Pavlus üç ay sinagogta Yahudiler'le tartıştı. Ve daha sonra iki yıl Tiranos'un toplantı salonunda bu işi sürdürdü. Bu sürede "Tanrı Pavlus'un eliyle görülmemiş güçlü işler yaptı" (19,1-12). Bu dönemde Rab İsa'nın hem kötü ruhlarla büyücülük hem de merkezi Efesos'ta olan yalancı tanrıça Artemis üzerindeki yengisi açıkça gösterildi (19,13-41).
Buradan da Sevinç Getirici Haber Ege'nin başka kentlerine ulaştı. Öyle ki, Luka şunu yazabildi: "Sonunda Asya'da yaşayan herkes-Yahudi olsun, Yunanlı olsun-Tanrı Sözü'nü duydu" (19,10). Bu kentlerin arasında İzmir'in bulunduğundan kuşku yoktur.
Adı Kutsal Kitap'ta yükselmiş Rab İsa'nın Yuhanna aracılığıyla o kentteki inanlılar topluluğuna yönelttiği mektup nedeniyle geçer: "İzmir'deki kilise topluluğunun meleğine yaz. İlk ve Son Olan, ölüp dirilen şu sözleri bildiriyor: Çektiğin acıyı ve yoksulluğu biliyorum.. Çekeceğin işkencelerden korkma. Bak, denenesiniz diye şeytan aranızdan bazılarını cezaevine atacak. On gün süreyle acı çekeceksiniz. Ölüme dek güvenilir ol, sana yaşam tacını vereceğim" (Vahiy 2:8-11). İkinci yüzyılda Polikarp adlı kilise önderi İsa Mesih'i inkar ettirmeye çalıştılar. Onun kesin yanıtı şuydu: "Seksen altı yıl kendisine hizmet ettim ve O bana hiçbir kötülük yapmamıştır; beni kurtaran Kralım hakkında nasıl kötü konuşabilirim?" Polikarp ölüme dek güvenilir kaldı. Canını Rab İsa uğruna verdi ve Kadifekale'de bilmediğimiz bir yerde gömüldü. Bugün acı çeken inanlılar toplulukları için yüreklendirici bir örnek!