GİRİT

Yaklaşık 250 kilometre uzunluğunda olan ve Ege denizinin güneyinde bulunan bir ada. Çok eski ve parlak bir uygarlığa sahipti. Eski Antlaşma'da adı anılmamaktadır. Bir olasılıkla Kaftor olarak tanınıyordu. Davut'un kolcuları olan Keretiler'in Girit adasından oldukları da olasılıdır. Yeni Antlaşma'da Pentekost gününde Kutsal Ruh'la yeni vaftiz olanların Tanrı yücelikleri kendi dillerinde konuştuklarını duyan Yahudiler ve Yahudi inancını benimseyenlerin arasında Giritliler vardı (Res.İş. 2:11). Pavlus Roma'ya tutuklu olarak giderken bugün Antalya'ya bağlı Demre diye tanınan Mira limanında gemi değiştirdikten sonra "Girit'in rüzgar altı yanından Salmone karşısından" geçti. Luka anlatmasını şöyle sürdürür: "Bu kıyı boyunca güçlükle yol aldıktan sonra İyi Limanlar denen bir yere vardık. Lasea kenti oraya yakındı" (Res.İş. 27:5-8). Pavlus'un uyarılarına karşın kışı orada geçirmek istemeyip "Girit'in Feniks limanına ulaşıp kışı orada geçirmeyi umuyorlardı.. Girit kıyısı boyunca yol almaya koyuldular. Ama çok geçmeden karadan esen Kuzeydoğu kasırgası bastırdı. Gemi dalgalara kapılıp rüzgar karşı boğuşmanın olanaksızlığı anlaşılınca, kendimizi sürüklenmeye koyuverdik." (27:13-15). Malta adasına bininceye dek hep sürüklendiler (27:39-44; 28:1). Ya Pentekost gününde ya da Pavlus'un İyi Limanlar'a yaptığı kısa ziyarette Giritliler İsa Mesih inanlısı olmuşlardır. Belki de Pavlus Roma'daki tutukluğundan sonra Girit'te Sevinç Getirici Haber'i duyurdu. Pavlus Titus'a yazdığı mektupta "Eksikleri düzene sokman ve sana verdiğim yönerge uyarınca her kentte İhtiyarlar ataman için seni Girit'te bıraktım" diye yazar (Titos 1:5). Yoksa Roma yolculuğunda Titus'u İyi Limanlar'da mı bıraktı. Ne de olsa, demek oluyor ki o zamana kadar adada düzenli kilise toplulukları yoktu. Aynı mektupta Pavlus Giritli Epimides için "kendi peygamberleri" deyip onun şu yazısını aktarır: "Giritliler her zaman yalancıdır, kötü canavarlar, tembel pisboğazlar" (1:12).