Şalişa efendisi demektir. İbranice'de baal sözcüğü efendi, sahip ve koca anlamlarına gelir. İsrail oğulları bu sözcüğü çevrelerindeki puta tapıcı ulusların ilahları için kullanırdı. Öte yandan İsrailliler bir yere ad takarken baal sözcüğünü sahip ya da efendi anlamında, o yerin niteliğini belirtmek için kullanıyordu. (Bakınız BAAL-PERATSİM'e). Üçgen biçimli ya da üçüncü yer demektir. Babasının eşeklerini arayan Saul "Efraim dağlığından geçti ve Şalişa ülkesinden geçti ama onları bulmadılar; ve Şaalim ülkesinden geçtiler, orada da değillerdi; ve Benyaminilerin ülkesinden geçti ve onları bulmadılar" (1.Samuel 9:4). Efraim dağlığı ile Şaalim ülkesi arasında bir bölge olduğu anlaşılır. Şaalim sanıldığı gibi Şaalabbin adının başka bir biçimiyse Şalişa Efraim'de Dan bölgesinin sınırına doğruydu. Babasının eşeklerini arayan Saul "Efraim dağlığından geçti ve Şalişa ülkesinden geçti ama onları bulmadılar; ve Şaalim ülkesinden geçtiler, orada da değillerdi; ve Benyaminilerin ülkesinden geçti ve onları bulmadılar" (1.Samuel 9:4). Bu yerle ilgili başka bir olay: "Baal-şalişa'dan bir adam geldi" Elişa peygamber'e ve beraberinde olan yüz kişiye çuvalında "yirmi arpa ekmeği ve taze buğday başakları getirdi." Ama Eilşa'nın hizmetinde çalışan adam, "Ne, yüz adamın önüne bunu mu koyayım?" diye çıkıştı. Tanrı adamı ise, "Halka ver de yesinler" dedi, "çünkü RAB şöyle diyor: Yiyecekler ve arta bırakacaklardır." Önlerine koydu, yediler. RABBİN sözüne göre arta bıraktılar (2.Krallar 4:42-44). Baal-şalişa Efraim dağlığı ile Şaalim ülkesi arasındaydı (1.Samuel 9:4).
Saul ile babasının uşağı eşekleri aramaktayken daire biçiminde dolaşmış olsa gerek. Hem de uzunca bir yolculuk yaptılar çünkü Samuel'le görüşünce Samuel üzgün önce kaybolan eseklerden söz etti. Saul'un babası Benyamin soyuna ait Saul'un daha sonra oturduğu Gibea'da oturuyordu (1.Samuel 10:10). Efraim toprakları Benyamin topraklarının kuzeyindeydi. Efraim dağlığından geçmesi batıya doğru yönelip deniz ovasına indiğini belirtir. Buna göre Şalişa ülkesi ve ondaki Baal-şalişa kenti büyük olasılıkla ovadaydı. Sonra güneye doğru yönelmiş olmalıydı çünkü Şaalim ülkesinden geçti. Dan soyuna verilen toprağın sınırındaydı bu bölge. Daha sonra göney doğu yöne gitmiş olsa gerek çünkü Dan'ın doğusunda bulunan Benyaminiler'in ülkesinden geçip Tsuf ülkesine gitti. Tsuf ülkesinin nerede olduğu kesin olarak bilinmiyor ama Saul orada Samuel'le görüştükten sonra Benyamin topraklarına, babasının yanına dönünce Rahel'in kabrinden geçip Gibea'ya gitti. Rahel'in kabri Yeruşalim ile Beyt-lehem arasındaydı. Beyt-lehem Yahuda topraklarında, Benyamin topraklarının güneyindeydi. Rahel'in kabrinden Gibea'ya gitmek için kuzeye doğru gitmesi gerekti. Buna göre Tsuf ülkesi Beyt-lehem'in yakınlarında olmalıydı. Böylece Saul babasının yanına dönünce çizdiği daire biçimini tamamlamış oldu.