ASYA

Günümüzde olduğu gibi eski çağda da Asya adı Asya kıtası için kullanılırdı. Ama o çağdaki Yunanlılar kıtanın batı kesiminden bir parça olan Türkiye'nin Ege bölgesini belirtmek için Asya adını en çok kullanırdı. Mesih'ten önceki çağlarda Yunanlılar Ege Denizi'ni aşıp Ege bölgesinde bağımsız kentler kurmuşlardı. M.Ö. 3. yüzyılda Bergama kralları bu kentlere egemen oldu. M.Ö. 133 yılında Bergama krallarının toprakları Romalılar'a armağan edildi. Daha sonra Romalılar Ege Denizi kıyısını, adalarını ve Anadolu'nun yüksek ovasına kadar Ege'nin iç bölgesini birleştirip bir eyalet kurdular. Roma'nın egemenliği bu eyalette eyaletin dokuz belirli kentinde bulunan ve Roma'daki senatoya bağlı bir "prokonsolos"un ya da bir yardımcısının yönettiği "agoraioi" adıyla bilinen mahkemeler aracılığıyla sağlanırdı. Bunlardan biri Efes'te bulunuyordu. Tiyatro'daki ayaklanmayı teskin eden kent görevlisi, "Dimitrios'la sanatçı arkadaşları birinden davacı iseler, mahkemeler açıktır, yargıçlar (prokonsoloslar) vardır" dedi (Res.İş. 19:38). Dimitrios halkı ayaklandırmaya çalışırken şunları bağırmıştı: "Bu Pavlus'un yalnız Efes'te değil, nerdeyse tüm Asya'da, el yapıtı nesneler tanrı değildir dediğini görüyor ve duyuyorsunuz" (Res.İş. 19:26). Pavlus ve arkadaşlarının Tanrı Sözü'nü Asya bölgesinde yaymaları Kutsal Ruh tarafından engellenmişti (Res.İş. 16:6). Ama birkaç yıl sonra "Pavlus iç Anadolu'yu dolaşarak Efes'e geldi" (Res.İş. 19:1). Orada yaklaşık üç yıl kalıp öğretti. "Sonunda Asya'da yaşayan herkes -Yahudi olsun, Yunanlı olsun- Tanrı Sözü'nü duydu" (Res.İş. 19:10). Tanrı'nın kararlaştırdığı vakit en verimli çalışmayı sağladı. Asya'dan şu ayetler söz eder: Res.İş. 2:9; 6:9; 19:22; 19:27; 19:31; 20:4; 20:16; 20:18; 21:27; 24:18; 27:2; 1.Korintoslular 16:19; 2.Korintoslular 1:8; 2.Timoteos'a 1:15; 1.Petros 1:1; Vahiy 1:4,11.