Yüksek, ulu anlamındaki bu ad Kutsal Kitp'ta ilkin bir kişinin adı olaral kullanılır. Nuh'un torunlarından biri bu adı taşıdı: "Eber'in bütün çocuklarının atası ve Yafet'in büyük kardeşi olan Sam'a da çocuklar doğdu. Sam'ın oğulları: Elam ve Aşur ve Arpakşad ve Lud ve Aram" (Tekvin 10:21,22). İbrahim Arpakşad'ın ve Eber'in soyundandı (Tekvin 11:12-32). Bu soy bilinmeyen bir tarihte Fırat'la Dicle arasındaki ovanın güneyindeki Kildaniler'in Ur kentine yerleşti (Tekvin 11:31). Ur kenti bugünün Irak topraklarında bulunuyordu. Bu soydan bir kısım Kenan ülkesine gitmek üzere bugünün Urfa'ya bağlı Altınbaşak ilçesinin yakınlarında bulunan Haran'a gidip oturdular (Tekvin 11:31). İbrahim'in kardeşi Haran Ur'da ölmüştü. İbrahim'in öbür kardeşi Nahor aynı zamanda ya da daha sonra Haran'a gitmiş olsa gerek çünkü ileri bir tarihte Haran "Nahor'un şehri" diye tanınıyordu (Tekvin 24:10 ile 27:43'ü karşılaştırınız). Nahor'un oğullarından biri "Aram'ın atası" Kemuel'di (Tekvin 22:21).
Arami halklar adlarını ya Sam'ın oğlu, Aram'dan ya da Nahor'un torunu, Aram'dan, ya da belki her ikisinden aldılar. Bu iki soy birlikte oturmuş ve birbirine karışımış olabilirdi. Konuştukları dil Aramice (Süryanice) bugüne kadar Fırat ile Dicle ırmakları arasındaki topraklarda konuşulur. Mardin'in Midyat ilçesinde bu dili konuşan Süryaniler Aramiler'in bir koludur. Ta İbrahim'in zamanından bu yana Fırat ile Dicle ırmakları yöresinde oturagelmişlerdir. Aram halkının oturduğu bölgeler Aram adıyla tanınırdı. İsrail oğullarına lanet okumaya çağrılan Balam oralıydı: "Balak beni Aram'dan; Moab kralı beni Şark dağlarından getirdi" (Sayılar 23:7). İsrail oğullarının yıllar sonra RABBİ bırakıp Aram ilahlarına, Sayda ilahlarına, Moab ilahlarına ve başka birçok ülkenin ve halkın ilahlarına kulluk ettiğini okuruz (Hakimler 10:6). Daha sonraki çağda Davut'un "Şam Suriyesi'ne asker" koyduğunu görürüz (2.Samuel 8:6). Buradaki 'Suriye' kelimesinin aslı Aram'dır. Arami halkların bir kolu Şam ve yörelerinde otururdu. Eski Antlaşma'da 'Süriye' ya da 'Suriyeli' kelimesinin geçtiği her defa aslı 'Arami' kelimesidir. İbrahim'in kölesi oğluna eş aramaya gittiği Nahor'un şehri Mezopotamya ülkesindeydi (Tekvin 24:10). 'Mezopotamya' adı Eski Antlaşma'nın Eski Yunanca tercümesinden gelir. 'Nehirler arası' demektir. Aslı 'Nehirlerin Aramı' anlamındaki 'Aram-Naharayim' adıdır. Bu kelime 60. Mezmur'un başlığında bulunmaktadır. Aynı yerde 'Aram Tsoba' adlı bir ülkeden söz edilir. Başka ayetlerde aynı ülke 'Tsoba Suriyesi' olarak tanınır. Aram halkının bir kolunun oturduğu başka bir bölge olduğu düşünülüyor. 'Aram' kelimesi 'Paddan-Aram' adında da geçer: "İshak Arami Laban'ın kızkardeşini, Paddan-Aram'dan Arami Betuel'in kızı Rebeka'yı kendisine karı olarak aldığı zaman, kırk yaşında idi" (Tekvin 25:20). Paddan-Aram'ın Aram-Naharayim bölgesi için kullanılan başka bir ad olduğu görülür. Böylece 'Aram' adıyla anılan bölgelerin Dicle ile Fırat arasındaki Türkiye'nin güney illerini ve Irak'ın kuzey yörelerini, Türkiye'nin Hatay ilini, Suriye'nin ve Lübnan'ın topraklarını içine aldığını söyleyebiliriz. Bu bölgeler Kutsal Kitab'ın daha sonraki çağlarında 'Suriye' adıyla tanınırdı. Bu adın ya 'Aşur'dan ya da 'Sur' kentinden geldiği sanılır (Bakınız SURİYE başlığı altına).