Eski Antlaşma'nın "Arab ili" diye adlandırdığı bölgeler Yeni Antlaşma'da "Arabistan" adıyla tanınır. Bu ad İsrail topraklarının doğusu ve güneyinde bulunan çöller ve bozkırlar için kullnılır. Yeni Antlaşma'da yalnız iki kez geçer. Her ikisi de Pavlus'un Galatyalılar'a mektubunda bulunur.
1/ Pavlus Şam yolunda yüceltilmiş Mesih'i gördükten sonra şunları bildirir: "O anda ne kimseye danıştım, ne de benden önce haberci olanları görmek üzere Yeruşalem'e gittim. Bunun yerine, Arabistan'a gittim, sonra yine Şam'a döndüm" (Galatyalılar 1:16,17). Pavlus'un Arabistan'ın neresine gittiğini bilmiyoruz. Kendisi başka bir mektubunda bize bir ipucunu verir: "Şam'da kral Aretas'ın atadığı vali beni ele geçirmek için tüm Şam kentini göz altına aldı. Bir çamaşır sepetinde pencerenin eşiğinden çıkarılıp kale duvarından aşağı indirilerek onun elinden kaçtım" (2.Korintoslular 11:32,33). Pavlus'un kaçması yeniden Şam'a döndüğü zaman oldu her halde. Kral Aretas'ın başkenti kaya ve uçurumlarla çevirili Petra'ydı. Acaba Pavlus oradaki Yahudiler'in sinagogunda Mesih'in Sevinç Getirici Haber'i bildirdi mi? Yahudiler'in orada çıkardığı bir kargaşalık nedeniyle miydi ki, Kral Aretas Pavlus'u tutuklamaya çalıştı? Oysa Resullerin İşleri Pavlus'u "ortadan kaldırmak için gece gündüz kent kapılarını" gözleyenlerin Yahudiler olduğunu bildirir (Res.İş.9:23,24). Her halde Şam'daki Yahudiler Kral Aretas'ın atadığı valiyle bu konuda söz birliği ettiler.
Şam, Kral Aretas'ın sınırlarının dışındaydı ama Romalılar'la yaptığı antlaşmaya göre Şam'da oturan Araplar'ı korumak ve cezalandırmak için atadığı vali kentte otururdu. Vali Şam'ın dışında işlenen suç yüzünden kimseyi tutuklamaya yetkisi yoktu. Ayrıca ancak ölüm cezasıyla çaptırılacak suç için bir kişiyi Kral Aretas'a teslim edebilirdi. Kral'ın Arap yurttaşlarını gözetmek için Şam'ın surlarını gözetleyen askerleri vardı. Bu askerler Pavlus'u ortadan kaldırmak için Yahudiler'e yardım edecekti. Ama Pavlus bunu öğrendi ve sepet içinde Şam'dan kaçabildi. Valinin Pavlus'u ortadan kaldırmak için Yahudiler'le işbirliği yapması Pavlus'un Kral Aretas'ın sınırları içinde Müjde'yi duyurmuş olma olasılığını ortaya koyar. Pavlus'un gittiği Arabistan Kral Aretas'ın krallığında olsa gerek. Büyük olasılıkla gittiği yer başkenti Petra'ydı.
2/ Arabistan'ın ikinci kez İncil'de geçmesi İsrail oğullarının Musa aracılığıyla Tanrı'dan aldığı ruhsal yasanın verildiği Sina yarım adasıyla ilgilidir. Tanrı vaadini insan girişimiyle gerçekleştirme çabası köle kadın Hacer'in İbrahim'e doğurduğu çocuğa benzetilir. Mısırlı Hacer'in oğlu İsmail "özgür kadının oğluyla miras" almadığı için "Paran çölünde oturdu" (Galatyalılar 4:30; Tekvin 21:21). Paran çölü Sina yarımadasındadır. "Hacer Arabistan'da bulunan Sina dağını simgeler. Bugünkü Yeruşalem'e koşuttur bu. Çünkü çocuklarıyla birlikte köleliktedir" (Galatyalılar 4:25). Hacer ruhsal yasayı simgeler. İnsan çabası kurtuluşla değil günah köleliğiyle sonuçlanır.