ADEN

Adem ile Havva'nın ilk yaratıldıkları zaman içinde yaşadıkları bahçe bu bölgedeydi: "RAB Allah doğuya doğru Aden'de bir bahçe dikti; ve yaptığı adamı oraya koydu" (Tekvin 2,8). Bazı uzmanlar Aden adının Sümer dilindeki "edin" sözcüğünden geldiği kanısındadır. "Edin" ova, ya da düzlük anlamındadır. Oysa İbranice'de "zevk ya da sevinç" anlamlı bir sözcüğe benzer. Aynı zamanda bahçe "Aden bahçesi" olarak anılır. Tanrı adamı "baksın ve korusun diye" oraya koydu. Adem ile Havva yılanı dinleyip Tanrı'nın buyruğunu çiğneyince Tanrı adamı "Aden bahçesinden, kendisinin içinden alındığı toprağı işlemek için çıkardı" (Tekvin 2,15; 3,23). Sur kralı için okunan ağıtta kendisinin "Aden'de, Allah'ın bahçesinde" olduğu açıklanır. (Ayetlerde verilen bilgi birçok yorumcuyu Sur kralının şeytanı temsil ettiğini kabul etmeye yöneltmiştir. Hezekiel 28,12-13; 31,8-9). RAB Sion'u (Yeruşalim'i) teselli edince "onun çölünü Aden ve bozkırını RABBİN bahçesi gibi" ettiği bildirir (Yeşaya 51,3).

"Bahçeyi sulamak için Aden'den bir ırmak çıktı; ve oradan bölündü, ve dört kol oldu. Birinin adı Pişon'dur; kendisinde altın olan bütün Havila ülkesini kuşatır.. İkinci ırmağın adı Gihon'dur; bütün Kuş ilini kuşatan odur. Üçüncü ırmağın adı Dicle'dir; Aşur'un önünde akan odur. Dördüncü ırmak Fırat'tır" (Tekvin 2,10-15). Bu ırmakların bugünkü Fırat ve Dicle ile ne ilgileri olduğunu saptamak zor çünkü sonradan gelen tufan ırmakların akışını değiştirmiş olabilir. Aden'den çıkarken tek ırmaktı sonra dörde bölündü. (Bakınız Dicle, Fırat, Gihon ve Pişon başlılkları altına).