Eski ve Yeni Antlaşma'nın görünüşü 12:18-24

Kutsal Ruh yazar aracılığıyla bu kesimde Yeni ve Eski Antlaşmaları'nın birbirine karşıt olduğunu kanıtlar.

Eski Antlaşma Tanrı'nın Musa'ya On Buyruğu verdiği Sina dağıyla simgelenir (ayet 18-21). Bu dağ "elle tutulur türden ateşin kavurduğu, karanlığın boğduğu, zifir gibi siyah fırtınanın sardığı, boru sesinin duyulduğu, işitenlerin kendilerine başka bir söz söylenmemesini diledikleri göksel seslerle titreşen" dağdır (ayet 18,19). Mesih inanlıları olarak yaklaştığımız, Yeni Antlaşma'yı simgeleyen "Sion dağı" böyle değildir (ayet 18 ile 22).

Sina dağı ise hem İsrail halkını korkutuyor (ayet 20), hem de Musa'yı ürkütüyordu (ayet 21). İsrail halkı konuşanın (Tanrı'nın) sesiyle dağın titreştiği sözlere başka bir sözün eklenmemesini yalvardılar (ayet 19). Çünkü "dağa bir hayvan bile dokunsa taşa tutulacak" buyruğuna dayanamadılar (ayet 20). "Durum o denli ürkütücüydü ki, Musa, "Titriyorum" dedi, "Korkuyorum" (ayet 21). Yersel, gözle görülür, karanlık, ve korkutucuydu Eski Antlaşma'yı simgeleyen dağ.

Yeni Antlaşma'yı simgeleyen Sion dağı göksel, parlak ve sevinç getiricidir (ayet 22-24). Sion dağı Davut'un Yeruşalem'de Yebusiler'den aldığı eski "Sion hisarı"ndan adını almıştı (2.Samuel 5:6-9). Daha sonra Sion adı Yeruşalem için kullanılırdı. Mesih inanlılarının yaklaştığı dağı "Sion dağı, diri Tanrı'nın kenti, göksel Yeruşalem"dir (ayet 22). İnanlılar kendini onlara açıklayan, onlarla "bir arada" yaşamak isteyen diri Tanrı'nın kenti olan göksel Yeruşalem'e yaklaşmışlardır (ayet 22 ile Vahiy 21:1-4). "Sayısız meleğin sevinçle kutlamaya katıldığı yerdir." Bu toplantı sevinç getiricidir. Melekler bile bu sevince katılırlar (Luka b.15).

Mesih inanlıları "göklerde adı yazılı ilk-doğanların kilise topluluğuna" gelmişlerdir (ayet 23). İsa Mesih gönderdiği 70 öğrenciyi adlarının "gökte yazılmış olmasına" sevinmeye çağırdı (Luka 10:20). Son yargıda "adı yaşam kitabına yazılmamış olan herkes ateş gölüne" atılacak (Vahiy 20:15).

İlk-doğan, mirasın özel payını alıp babasından sonra aileyi yönetme ayrıcalığına kavuşan kişiydi. Tüm Mesih inanlıları topluluğu mirastan özel pay alıp ayrıcalığa kavuşanlardır.

Eski Antlaşma düzeni yetkinliğe erdirememişse de, Mesih inanlıları "yetkinliğe erdirilen doğru kişilerin ruhlarına" yaklaşmışlardır (b.7:18). Yeni Antlaşma ölmüş olan doğru kişileri yetkinliğe erdirmiştir. Bu doğru kişiler b.11'de sıralanan iman yiğitleri ve onları gibi eski çağda imanla yaşamış kişiler olsa gerek.

Mesih inanlıları "herkesin yargıcı olan Tanrı'ya" kavuşmuşlardır (ayet 23). Eski Antlaşma bunun tam tersini yapmıştı. İnsanların Tanrı'ya yaklaşmasını yaksaklamıştı (ayet 20'ye bakınız). Günahlı insanların herkesin yargıcına doğru kişiler olarak yaklaştırabilen antlaşma gerçekten etkindir!

Bu etkinliğin sırrı bu antlaşmanın aracısı İsa ve O'nun kanındadır (ayet 24). O'nun akıtılan kanı inanlıya serpilince onu "herkesin yargıcı" Tanrı'ya yaklaşmaya hazır kılar. Yargıç olan Tanrı ona hüküm giydireceğine onu haklı çıkarır. Eski çağda akıtılan Habil'in kanı öç ve hüküm için bağırıyordu. Mesih'in kanı ise Tanrı'nın kayrası ve bağışlanma gibi daha üstün şeyleri bildirir.