Sarah da vaat eden Tanrı'yı "sözüne güvenilir" saydı (a.11). O ona bir oğul vaat etmişti. Ama olağan olarak çocuk dünyaya getirecek durumunda değildi. Bunun için yaşı çok ilerlemişti. Normal yaştayken bile çocuk doğuramamıştı. Tanrı'nın verdiği söze güvenerek "çocuk doğurma gücünü buldu."
"Bedeni ölü sayılabilecek yaşta" olan İbrahim'den bu soyun yetiştiği göz önünde tutulursa, Sarah'ın taşıdığı "gözle görülmeyenlerin kanıtı" daha da üstün nitelikte görülür (a.12). Yaşları geçmiş ve çocuksuz olan bu karı kocaya "yıldızları sayabilirsen, onları say; soyun böyle olacaktır" diye vaat etmek insanlara gülünç gelebilirdi (Tekvin 15:5). Oysa İbrahim ile Sarah Tanrı'nın sözüne güvendi ve onlardan "göğün yıldızları kadar niceliği bilinmez, deniz kıyısındaki kumlar kadar sayısız bir soy yetişti" (Tekvin 15:5, Yeşaya 10:22 ve Yeşaya 51:1,2 ayetleriyle kıyaslayınız).