Kutsal Ruh tarafından esinlenen yazar bu kesimde kurmuş olduğu öğretiş temeline dayanarak kendilerini "kardeşlerim" olarak adlandırdığı okuyucularını isteklendirmeye koyulur. Ayet 19'da bu öğretişi özetler. İsa'nın kanı ruhsal yasanın yapamadığını yaptı: Kesin güvenle, cesaretle En Kutsal Yer'e girmemizi sağladı.
Eskiden girmemizi engelleyen perde girmemizi sağlayan yol olmuştur (a.20). Bu perde Mesih'in bedenini simgeler çünkü O'nun bedeni görünmez Tanrı'nın insan gözüyle görülebilen yönüdür. Tıpkı Tanrı katını örten perde insanların o huzurun dışardan görebildiği tek yönü olduğu gibi. Mesih'in bedeni 'Kutsallar Kutsalı'na girmemiz için yeni ve canlı yoldur. Kendisinin dediği gibi: "Beni görmüş olan Baba'yı görmüştür.. Ben Baba'dayım, Baba da bendedir.. Yol da, gerçek de, yaşam da Ben'im. Ben aracı olmadıkça kimse Baba'ya gelemez" (Yuhanna 14:9,10,6).
Mesih "Tanrı Evi'nde ulu" rahibimizdir (a.21). 'Kutsallar Kutsalı'na girişimizi O hazırladı. Böyle yüce bir başkahinimiz varken, o kutsal yere girerek Tanrı'ya yaklaşalım! Çünkü başkahinimiz yüreklerimizin serpmeyle kötü vicdandan arıtılmasını ve bedenimizin tertemiz suyla paklanmasını sağlayarak ikiyüzlülükten arı, "gerçeğe bağlı yürekle", imanın bize verdiği tam güvenle Tanrı'ya yaklaşmamıza yol açtı. Mesih'in sağladığı bağışlamalığı düşünerek imanla Tanrı'nın huzuruna girelim.
Mesih'in çarmıhtaki kurbanı önceki antlaşmanın iç ve dış temizliğiyle ilgili bütün biçimlerinin simgelediklerini tam olarak yerine getirdi. "Çünkü ergeçlerle boğaların kanı ve yakılan genç ineklerin külü kirli sayılanlara serpildiğinde beden temizliği açısından onları kutsal kılarsa, suçsuz olarak sonsuz Ruh aracılığıyla kendini Tanrı'ya sunan Mesih'in kanı vicdanımızı ölü işlerden ne denli daha derinden arıtabilir!" (9:13,14). Mesih'in sunusu ruhumuzu ve bedenimizi tümden kutsal kılar. Kimi yorumcular bedenimizin tertemiz suyla yıkanmasının vaftiz olduğu düşüncesindedir. Oysa Kutsal Ruh Petros aracılığıyla şunu bildirir: "Vaftiz bedenin kirini gidermek değil, Tanrı'ya temiz vicdan sunmaktır" (1.Petros 3:21).
Mektubu ilk alan inanlıların inandıkları vaatlerin daha gerçekleşmediğini görüp ümitsizliğe düşmek ve görkemli biçimleri içeren Yahudi inancına geri dönme tehlikesinde oldukları görülür. Bu nedenle Kutsal Ruh yazar aracılığıyla onları umutlarıyla ilgili tanıklıklarını sımsıkı sarılmaya çağırır (a.23). Umutları gerçekleşecektir. Mesih gelip hükümranlığını kuracaktır. Karşı koyanların yüzünden geri çekilmesinler. Umutlarına güvenle tanıklık vermeye devam etsinler. Çünkü bu vaatleri veren Tanrı, sözünde durandır. Biz de bu çağrıyı ciddiye alalım çünkü bunlara benzer tehlikeler karşımızda sırıtmaktadır.
İnanlıların yaşamını anlamla dolduran iki unsur, karşılıklı sevgi ve iyi işlerdir. Bunlar da ayrıca inanlılar topluluğunun inanmayanlar yönelik tanıklığını güçlü kılan yönlerdir. Bu nedenle her inanlılar topluluğu oturup aralarında bu iki unsuru nasıl geliştirebileceklerini düşünmeye koyulmalı (a.24). Sevgi ve yararlı işler konusunda "birbirimizi nasıl isteklendireceğimizi" (SGH) ya da "nasıl gayrete getirebileceğimizi" (M) diye çevrilen deyim çok güçlüdür. Genellikle "tahrik etmek" ya da "kışkırtmak" gibi kötü anlamlara gelir. (KM bunu "tahrik ederek" diye çevirir). Birbirimizi sevmeye ve yararlı işler yapmaya kışkırtalım! Bunu nasıl yapacağımızı birlikte düşünelim! Topluluğumuzun önderlerine bu konuyu görüşen bir toplantı düzenlemelerini önerelim!
"Bazılarının alıştığı gibi, bir araya gelmekten vazgeçmeyelim; o Günün yaklaştığını gördükçe birbirimizi daha da çok yüreklendirelim" (a.25 M). 'Bir araya gelmek' diye çevrilen sözcük Yahudiler'in dua evleri için kullanılan 'sinagog' sözcüğüyle aynı köktendir. İman yaşamının zayıflanmasının ilk belirtilerinden biri inanlının toplantılara gelmemeye başlamasıdır. Bu bir alışkanlık haline gelince çok büyük bir tehlikenin belirtisidir. Bu nedenle Kutsal Ruh yazar aracılığıyla bizi öbür inanlılarla birlikte bir araya gelmemizi sıklaştırmaya çağırır. Toplantılarda birbirimizi yüreklendirebiliriz (M), öğütleyebiliriz (SGH), teşvik edebiliriz (KM).
Aslındaki "parakalountes" sözcüğü "yanına çağıranlar" anlamına gelir. Kutsal Ruh için kullanılan "parakletos" (Avutucu Yuhanna 14:16) ve Rab İsa için kullanılan aynı sözcük (savunucu 1.Yuhanna 2:1) aynı köktendir. Sorunu olan bir kardeşi yanımıza çağırıp dua ve öğütle sorunun çözüme bağlanmasına yardımcı olalım. Karşılaştımız her kardeşi Rabbin Sözü'yle, bir tanıklıkla, gösterdiğimiz sevgiyle yüreklendirelim.
Rab İsa'nın inanlıların yaşamlarını değerlendirmek için belireceği o Gün'ün yaklaştığını düşünerek bu konudaki çabamızı artıralım (a.25). Konu Pavlus'un vurguladığı konunun aynısıdır: "Rab tarafından beğenilmeyi amaçlıyoruz. Çünkü hepimiz Mesih'in yargı kürsüsü önüne çıkmak zorundayız. Öyle ki, herkes bedendeyken yaptığı iyi ya da kötü (değersiz) işlerin karşılığını alsın" (2.Korintoslular 5:9,10). O Gün'ün daha da yaklaştığına göre inanlılar olarak yaptığımız işlerin değersiz olmayıp Rabbe yararlı olmalarına daha da önem verelim. İmana, umuda ve sevgiye sımsıkı sarılalım.