Yazar Kutsal Ruh'un esinlemesiyle Melkisedek düzenine göre rahipliğin üstünlüğünü kanıtladıktan sonra bu rahipliğin ruhsal yasa'nın üzerindeki etkisini açıklamaya koyulur. Ruhsal yasa Levililer kahinliğine bağlıdır: "Ruhsal yasa halka Levililer'in rahiplik ettiği düzende verildi" (a.11). Levililer kahinliği halkı Tanrı'nın amaçladığı duruma (yetkinliğe) erdirebilseydi neden Tanrı "Melkisedek düzenine göre bambaşka" bir kahinliğin ortaya çıkarılmasına gerek görüyordu? Niçin Tanrı Harun düzenine göre bir kahin atamasın? Melkisedek'e göre rahipliğin ortaya çıkması çok önmeli bir sorunu ortaya koyar: Rahiplik düzeni değişince bu düzeni kuran ve onunla iç içe bağlı olan ruhsal yasa ister istemez değişecek (a.12).
Çünkü kendisi için "Melkisedek düzenine göre sonsuzluk boyunca rahipsin" sözlerinin kendisi için denildiği kişi İsa Mesih'tir (a.13 ile 5:6). İsa Mesih ise Harun ve Levioğulları'ndan bambaşka bir aile kuşağındandır. Ruhsal yasa düzeninde İsa Mesih'in ait olduğu aile kuşağından hiç kimsenin kurban kesip Tanrı'ya sunu sunma hizmetinde bulunmasına izin yoktu.
Kendisine tapınıp sözünü dinlememiz gereken kişi İsa Mesih'tir. O Rabbimiz'dir (a.14). Tıpkı üzerinde durulan Mezmur'un başka bir ayetinde yazıldığı gibi: "RAB Rabbime dedi.." (Mezmur 110:1). Rab olarak tapınıp buyruğuna uyduğumuz İsa Mesih Yahuda kuşağından (oymağından M.) dünyaya gelmiştir. Oysa ruhsal yasa'yı Tanrı'dan alıp halka bildiren Musa Yahuda'dan herhangi bir kahinin geleceğinden hiç söz etmedi. Ruhsal yasa'ya göre Yahuda kuşağından hiç kimse rahip olamazdı.
Oysa Tanrı'nın Sözü'nün yetkili açıklayışı doğrultusunda "Melkisedek'e benzer başka bir rahibin ortaya çıkmasıyla" sorun açıklık kazanıyor, çözüme bağlanıyor (a.15). Melkisedek'e benzer kahin olan Rabbimiz "yok edilemeyen yaşam gücüyle" rahip olmuştur (a.16). Bu üstün niteliğiyle Rabbimiz'in kahinliği yersel kurallar ve yasalara dayanan Harun kahinliğine kat kat üstün olduğunu kanıtlamıştır. Müjde'nin "Yasa'nın soyla ilgili ön koşulu" diye yorumladığı "nomon entoles sarkines" deyimi harfi harfine "bedensel buyruğun yasası" anlamını taşır. S.G.H. onu "yersel kurallar, yasalar" biçiminde yorumlar.
"Yok edilemeyen yaşam gücüyle" rahip olan Rabbimiz'e ilişkin Kutsal Yazı'nın ettiği tanıklık şudur: "Melkisedek düzenine göre sonsuzluk boyunca rahipsin sen" (a.17'ye aktarılan Mezmur 110:4 ayeti).
Ayet 12'de belirtilen rahipliğin değişmesiyle ruhsal yasanın değişmesi zorunluluğu konusu ayet 18'de yeniden ele alınıyor. Ruhsal yasa'nın ortaya koyduğu kahinliğin güçsüzlüğü ve yararsızlığı kanıtlandıktan sonra bu kahinlikle iç içe bağlı olan ruhsal yasanın güçsüzlüğü ve yararsızlığı saptanmış bulunuyor. Böyle bir durumda "daha önce gelen buyruk" olan ruhsal yasa "boşa çıkarılıyor" (SGH) ya da "geçersiz kılınıyor" (M). "Çünkü ruhsal yasa hiçbir şeyi yetkinliğe erdiremedi" (a.19). Ruhsal yasa günahlı insanları Tanrı'nın onlar için öngördüğü duruma getiremedi. Tanrı ruhsal yasanın yerine bölüm 6:18-20 ayetlerinde konusu edilen üstün umudu koymuştur. Bu üstün umut aracılığıyla "Tanrı'ya yaklaşıyoruz." İşte yetkinlik budur! Çünkü ruhsal yasa düzeninde ancak başkahin Tanrı'ya yaklaşabiliyordu.