Tanrı Sözü'nde ilerleyip "katı yiyecek" yiyebilen, yetkin inanlı olma olanağı varken (5:14), "Mesih öğretiminin başlangıç ilkelerini bırakıp yetkinliğe erdirilelim" (a.1). Bu yetkinliğin kusursuzlukla ilgili olmadığı İsa Mesih'in yetkinliğe erdirilmesi durumuyla belirgin olmuştur (Bakınız 2:10 ve 5:9 ayetlerine). Yetkinlik tecrübe sahibi olmak, olgunluğa erişmek demektir. "Erdirilelim" (S.G.H.) ya da "ilerleyelim" (M.) diye çevrilen "ferometha" sözcüğü götürmek, yüklenmek, taşımak anlamlarını içine alan bir eylemin edilgen biçimidir. (Aynı sözcük 13:13'te "O'nun aşağılanmasını yüklenerek" deyiminde "yüklenerek" diye çevrilir). Biz ilerlemek için kararlı adımlar atarsak Tanrı tarafından o amaca doğru götürüldüğümüzü göreceğiz.
"Mesih'le ilgili sözün başlangıç ilkeleri" (asıl metin harfi harfine böyledir) tövbe edip imana gelmekle ilgili konulardır (a.1). Tövbe "ölü işlerden dönmek" diye tanımlanır. İmana gelen kişi sadece günahlarından dönmemeli aynı zamanda ölümü oluşturan eskiden bağlı olduğu inancın boş işlerinden, büyü, muska ve fal gibi şeytansal bağlardan ayrılmalıdır. Bunlardan dönen kişi Tanrı'ya inanarak diri Tanrı'yla canlı bir ilşkiye girer. Bir binanın temeli kurulduktan sonra kimse o temelin kurulmasıyla uğraşmaz, üzerine kurulacak yapıyı kurmakla ilgilenir. Bunun için "ölü işlerden dönmekle, Tanrı'ya inanmakla ilgili temel konuları yeni baştan kurmaya koyulmayalım" (a.1).
Sıralanan bu temel konuların arasında bugün pek alışılmamış bazı konular bulunur. Acaba bu, Mesih inancının ilk durumundan uzaklaşmış olmamızdan mı ileri gelir? "Yıkanma töreleriyle ilgili öğreti" ruhsal yasadaki yıkanma törelerinin şimdiki çağın inanlıları için ruhsal açıdan uygulanmasıyla ilgili olabilir. Oysa bu konu neden temel konuların arasında bulunsun?
"Yıkanma töreleri" diye çevrilen "baptismon" sözcüğü Müjde'de çevrildiği gibi "vaftizler" demektir. İlk inanlılar topluluğunda vaftiz temel öğretiler ve uygulamalar arasındaydı. Örneğin: Pentikost gününde "Petros onları şöyle yanıtladı: 'Günahlarınızdan dönün ve günahlarınızın bağışlanması için her biriniz İsa Mesih'in adıyla vaftiz edilsin. Böylece Kutsal Ruh armağanını alacaksınız.'.. Onun sözünü değerlendirenler vaftiz edildiler. Böylece o gün yaklaşık üç bin kişi inanlılara eklendi" (Elçi. İşleri 2:38,41).
Ama niye vaftizler? Pavlus "tek vaftiz vardır" diye yazmıyor mu? (Efesoslular 4:5). Oysa Pavlus'un kendisi Efes'te Yahya'nın vaftiziyle vaftiz edilen on iki kişinin Rab İsa'nın adıyla vaftiz edilmelerini buyurdu. Yahya'nın vaftizinin günahtan dönme ve Rab İsa'nın adıyla vaftizin imanla ilgili olduğunu söyledi (Elçi. İşleri 19:1-7). "Vaftizler" bu iki vaftizle ilgili olabilir mi?
Yahya "ben sizi suyla vaftiz ediyorum" dedikten sonra İsa için "O sizleri Kutsal Ruh'la ve ateşle vaftiz edecek" dedi (Matta 3:11). Ölülerin arasından dirilimiş İsa Mesih de öğrencilerine: "Bildiğiniz gibi Yahya su ile vaftiz etti, ama birkaç gün içinde siz Kutsal Ruh'la vaftiz edileceksiniz" dedi (Elçi. İşleri 1:5). Petros Kornilyos'un ev halkına Sevinç Getirici Haber'i müjdelerken "Petros'la birlikte oraya gelmiş olan sünnetli kuşağa bağlı inanlılar, Kutsal Ruh armağanının Uluslar'a da sağnak gibi dökülmesi karşısında şaşkına döndüler. Çünkü onların diller konuştuklarını ve Tanrı'yı yücelttiklerini duydular. Bunun üzerine, Petros şöyle dedi: 'Bizler gibi Kutsal Ruh'u alan bu insanların vaftiz edilmesini önlemek için onları kim sudan geri çevirebilir?'" (Elçi. İşleri 10:45-47). Petros Yeruşalem'de düzenlenen toplantıda bu konudaki davranışlarını savunurken şöyle konuştu: "Ben konuşmaya başlayınca, Kutsal Ruh başlangıçta bizlere geldiği gibi onların da üzerine geldi. Rabbin sözünü anımsadım. Şöyle demişti: 'Bildiğiniz gibi Yahya su ile vaftiz etti, ama siz Kutsal Ruh'la vaftiz edileceksiniz'" (Elçi. İşleri 11:15,16). Buna göre temel konularda yer alan "vaftizler" Kutsal Ruh'la vaftiz ve su ile vaftiz olabilir.
Müjde'de "el koyma" diye çevrilen deyim S.G.H.'de "elleri koyup kutlu kılma" olarak yorumlanarak açıklanır. Bu da ilk inanlılar topluluğunda temel konular arasında yer alıp çağımızın inanlılar topluluklarında pek alışılmamış bir unsurdur.
Yukarıda konusu edilen Efesos'taki on iki kişi Rab İsa'nın adıyla vaftiz edildikten sonra, "Pavlus ellerini üstlerince koyunca, Kutsal Ruh onlara geldi ve diller konuşarak peygamberlik ettiler" (Elçi. İşleri 19:6). Pavlus Timoteos'a şunları yazar: "Sana peygamberlik bildirisiyle, İhtiyarlar Kurulu'nun ellerini koyarak verdiği o ruhsal bağışı umursamazlık etme!" (1.Tim. 4:14). "Ellerimi üzerine koymamla Tanrı'dan sana verilen ruhsal bağışı canlandırmanı anımsatırım" (2.Tim. 1:6). Antakya'daki kilise topluluğundaki peygamberler ve öğretmenler Kutsal Ruh'un "Barnabas'la Saul'u kendilerini çağırdığım işe ayırın" buyruğuna uyarak "oruç tutup dua ettiler, ellerini Barnabas'la Saul'un üstüne koydular ve onları gönderdiler" (Elçi. İşleri 13:1-3). Hastaların iyi olması için ellerin koyulması konusuna bölüm 2'de değinildi (Bakınız Markos 16:18).
Öte yandan "ölülerin dirilişi" ve "sonsuz yargılama" konularının çağımızın topluluklarındaki temel öğretişte yer almaktadır (İbraniler 6:2).
"Ölülerin dirilişi" üzerindeki temel öğretişi ayrıntılı olarak 1.Korintoslular bölüm 15'te izlenebilir. Korintos'taki topluluğun temel konuların yeni baştan kurulmasına muhtaç olduğu anlaşılır! Mesih'i geri tepenlerin giydikleri hüküm sonsuzdur. Yeni Antlaşma'da bu konuyu en çok vurgulayan kişi Rabbimiz İsa Mesih'tir Verilebilen birçok ayetten şu örnekle yetinelim: "Hükümran.. 'Çekilin önümden' diyecek, 'İblis'e ve onun meleklerine hazırlanan sonsuz ateşe gidin. Lanet altında olan sizler!'" (Matta 25:41).
Ayet 3'te yazar ayet 1'deki "Mesih öğretiminin başlangıç ilkelerini bırakıp yetkinliğe erdirilelim" sözüyle bağlantı kurarak "Tanrı izin verirse bunu yapacağız" diye yazar (M.).
Uyarı sözlerini daha da pekiştirmek için Kutsal Ruh'un esinlemesiyle yazan yazar "düşüşe gidenler"in korkunç durumunu okuyucuların gözü önüne getirir (a.4-8). Bir kez aydınlanmak, göksel armağanı tatmak, Kutsal Ruh'a paydaş olmak (a.4), Tanrı Sözü'nün yararını ve gelecek çağın güçlerini tatmak (a.5) gibi büyük ayrıcalıklara sahip olduktan sonra sırtlarını bilinçli olarak bütün bunlara çevirenleri "yeniden günahtan dönme yenilenmesine eriştirmek olanaksızdır" (a.6). "Onları yeniden tövbe etme durumuna getirmeye olanak yoktur" (M.) çünkü sırt çevirmeleriyle Tanrı'nın Oğlu'nu kamu oyu önünde korkunç bir biçimde alay konusunu yapmış olurlar.
"Düşüşe gidenleri" çevirisiyle S.G.H. "parapipto" sözcüğündeki bilinçli bırakma anlamını yansıtırken "yoldan sapmış olanları" çevirileriyle M. ile K.M. bu sözcüğün içerdiği 'bir şeyden düşme' anlamını dile getirirler. Bu düşüş Petros'un can korkusuyla İsa'yı tanıdığını inkar etmesinden daha derin bir şey olmalı çünkü Petros "yeniden tövbe etme durumuna" getirildi. Bir şeye benziyorsa Yahuda'nın İsa'yı kendisini öldürmek isteyenlere satmasına benzer olmalı. Mesih'e öylesine tiksinmeye başlarlar ki, "Tanrı Oğlu'nu kendileri için yeniden çarmıha" çakarak yaşamlarından kaldırıp atarlar (a.6).
Onların durumu "ardı ardına üzerine yağan yağmuru emen" ama "diken ve kengel" veren toprağa benzetilir (a.8). Bu toprak "onaylanmaz." Çünkü yukarıdan gelen yağmurun bereketini almasına karşın ters bir sonuç getirmiştir. Böyle bir toprağın "lanetlenmesi yakındır, sonu ateşte yanmaktır." Sonu İsa Mesih'in yukarıda aktarılan sözünde bildirilen cezanın aynısıdır: sonsuz ateş ve lanet (a.2 ile ilgili açıklamaya aktarılan Matta 25:41'ye bakınız). Kutsal Ruh'a paydaş olup O'nun mucizelerini görenlerin yukarıdan gelen bu bereketleri hiçe sayıp geri tepmeleri aynı korkunç cezayı üzerlerini getirirler.
İmanda süreklilik gösterenlerse "ardı ardına üzerine yağan yağmuru" emen ve onu işleyene verimli ürünü sunan toprağa benzetilir (a.7). Böyleleri "Tanrı'dan kutluluk alır."
Yazar böylesine kötü bir olasılıktan söz ettiği halde, "kulakları işitmekte" tembelleşmiş okuyucularının böyle bir duruma daha düşmediklerini belirterek onları teselli eder. "Size gelince, sevgili kardeşler, böyle konuştuğumuz halde, durumunuzun daha iyi olduğuna ve kurtuluşa uygun düştüğüne eminiz" (a.9 M.). Bu ayette asıl metin kısa deyimlerle çok şey anlatır. Onu harfi harfine çevirmeye kalışırsak sonuç şöyle olurdu: 'İnandırılmışız hakkınızda, sevgililer, daha iyi şeyler ve kurtuluşa sahip, eğer gerçekten böyle konuşursak.' Müjde'nin yorumu yukarıda verildi. S.G.H. onu şöyle açıklar: "Sevgili kardeşlerim, bunları söylememize karşın, kurtuluşu içeren konularda durumunuzun bundan daha üstün olduğuna kesinlikle inanıyoruz."
Tanrı adaletli olduğundan kendisine yaptıkları hizmeti ve gösterdikleri sevgiyi unutmayacak, tersine bunları ödüllendirecektir (a.10). Bu hizmet Tanrı'ya ayrılmış kişilere (kutsal yaşamlılara) yapıldı ve daha yapılmaktadır. "Kutsal yaşamlılar" (S.G.H). ya da "kutsal olanlar" (M.) diye çevrilen "hagios" sözcüğü kutsal, Tanrı'nın kendine ayırmış olan anlamındadır. Yüksek bir düzeye ulaşan inanlılar için değil, her bir inanlı için kullanılır: "Kutsal yaşamlılar arasında yüceltilmek ve tüm inanlılarda hayranlık uyandırmak üzere O geldiğinde.." (2.Selanikliler 1:10).
Yazar Kutsal Ruh'un yüreğine koyduğu yükü ayet 11'de dile getirir: "Herbirinizin sonuna dek aynı çabayı göstermenizi özlüyoruz. Böylece umut tümlüğünüz gerçekleşsin." Bunun iki yönü vardır: 1/ hizmetteki çabamızı sonuna dek sürdürmemiz ve 2/ gerçekleşinceye dek sonsuz yurdumuza girişimizi güvenle bekleyedurmamız. İlginç durum hizmetteki çabamız umudumuzun sağlamlaşmasına yol açmasıdır. Hizmet eden inanlının ümidi boldur!
Oysa hizmette gevşeklenen inanlı tembelliğe düşüp ümidini yitirme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu nedenle yazar inanlıları hizmette tembelleşmemeye isteklendirip "imanla ve sabırla vaatleri miras alanlara benzer" olmaya çağırır (a.12). Böylece üzerinde durma gereğini duyduğu daha bir konuya değinir: Tanrı'nın vaatleri. Petros Tanrı'nın vaatlerinin önemini şöyle dile getirir: "Yüceliği ve erdemiyle bizlere değerli ve çok önemli vaatler verdi. Bunlar aracılığıyla tanrısal özelliğe paydaş olmanızı amaçladı. Öyle ki tutkunun oluşturduğu dünyasal çürüklükten kaçıp kurtulasınız" (2.Petros 1:4).