Oğul "insan bedenindeyken" (a.7) günahsız kalmak şartıyla (4:15) "insanlar arasından" (a.1) seçilen başkahinler gibi "insansal zayıflıkla" (a.2) kuşatılmanın ne olduğunu öğrendi. "Kendisini ölümden kurtarmaya gücü olan Tanrı'ya yüksek sesle bağırarak, gözyaşlarıyla dualar-dilekler sundu." Burada İsa'nın gerçek insan olduğunu görürüz. Bütün insansal duygulara sahipti: İsa "derinden bunalmaya, sıkılmaya başladı. Bunun üzerine, 'Canım ölesiye sıkılıyor' dedi.. Biraz ileriye giderek yere kapandı. Eğer olanak varsa bu zaman kesiminin kendisinden uzaklaştırılması için dua etti: 'Abba Baba! Senin için her şey olanaklıdır. Bu bardağı benden uzaklaştır! Ama benim istemim değil, senin istemin uygulansın'" (Markos 14:33-36).
"Tanrısayarlığı nedeniyle işitildi." Tanrı İsa'nın duasını işitti. Ölümü İsa'dan uzaklaştırmadı çünkü bu O'nun istemi değildi. Ama "benim istemim değil, senin istemin uygulansın" diye dua eden İsa'ya "gökten bir melek" gönderip "O'nu güçlendirdi" (Luka 22:43). Tanrı kurtuluşumuz için gerekli olan acıları çekebilmesi O'na güç verdi. Bunlar sonuçlanınca O'nu ölüler arasından diriltti.
Güçlü Tanrı'nın Oğlu olduğu halde işkencelerden kurtulmadı (a.8). Tam tersine, onları çekmek üzereyken "benim istemim değil, senin istemin olsun" diyerek buyruğa uymayı öğrendi.
Bu yoldan yetkinliğe erdi (a.9). Bölüm 2'deki "Tanrı'nın.. onların kurtuluş başkanını işkenceler yoluyla yetkinliğe erdirmesi" aynı konudur (2:10). İsa Mesih Oğul olarak yetkindi ama acı çekinceye dek insanların kurtuluş başkanı olmamıştı. O konuda tecrübesi yoktu. Oysa çarmıhtaki acıları çekerek buyruğa uymayı öğrendikten sonra "buyruğuna uyan herkese sonsuz kurtuluş kaynağı oldu" (a.9). Buyruğa uyan İsa Mesih kurtuluşu sağladıysa bu kurtuluştan yararlanabilmek için O'nun buyruğuna uymalıyız. Bu kurtuluş sonsuzdur.
Sonsuz kurtuluş kaynağı olarak "Tanrı tarafından Melkisedek düzenine göre başrahip diye adlandırıldı" (a.10).