Bölüm 1'de vurgulanan gerçek şudur: Oğul meleklerden üstündür ve melekler Tanrı'nın biz inanlılara hizmet etmeye gönderdiği görevlilerdir.
"İşte bunun için" diye başlayan bölüm iki hemen bu gerçeğe göre hareket etmemizi buyurmaya koyulur. Yazar Kutsal Ruh'un esinlemesiyle okuyanlara yöneltilen bu teşvik ve uyarı sözüne kendisini de dahil eder. Kendisi bile işittiklerine çok dikkat etmezse akıntıya kapılıp sürüklenme tehlikesindedir. Okuyucuları daha da çok bu tehlikedeydi. Akıntıya kapılıp sürüklenmek yolunda çevrilen "para-rheo" sözcüğü "yandan akıp gitmek" anlamındadır. ("İşitilmiş olan şeyleri bir suretle kaçırmıyalım" K.M.; "bunlardan uzağa sürüklenmeyelim" M.). Mesih'le ilgili işittiğimiz gerçekleri içimize iyice sindirmeli onları yaşamlarımıza uygulamalıyız. Bunu yapmazsak asıl amaca yan çizip gideceğiz.
Tehlike, sadece amacı kaçırmak değildir, daha kötüsü Tanrı'ya karşı suç işlemiş sayılıp cezaya uğramaktır (a.2,3). Meleklerin ilettikleri ruhsal yasaya başkaldıranlar cezalandırıldılarsa, meleklerden daha üstün olan Oğul'un getirdiği kurtuluşu önemsemeyenler cezasız kalacaklarını sanmasınlar.
Ayet 2'de Müjde asıl metne pek yakındır: "Çünkü melekler aracılığıyla bildirilmiş olan söz geçerli olduysa" (M.). S.G.H. ise metni yorumlayarak anlamını verir: "Çünkü madem melekler aracılığıyla bildirilen Yasa Sözü doğrulandı.." "Suç" diye çevrilen "para-basis" sözcüğü "yandan gitme, yan çizme" anlamındadır. Yasaya yan çizme, yasayı çiğneme demektir. "Buyruğa uymazlık" (S.G.H.) ya da "söz dinlemezlik" (M.) diye çevrilen "para-koe" "yandan işitme, yanlış işitme" anlamındadır. Buyruğu yanlış işiten, onu uygulamaz. Böylece "para-koe" söz dinlemezlik anlamına gelir. Yasa altında "her suç ve buyruğa uymazlık kendine yaraşan karşılığı aldı." "Karşılık" diye çevrilen "misthapodosia" sözcüğü "bir ücretin ödenmesi" anlamındadır. Yunanca'da eşanlamlı ayrı bir sözcük "günahın karşılığı ölümdür" deyiminde geçer ("günahın ücreti ölümdür" Müjde; Romalılar 6:23).
"Böylesi yüce bir kurtuluşu savsaklarsak nasıl kaçıp kurtulabiliriz?" Savsaklamak (M. görmezlikten gelmek) diye çevrilen "a-meleo" sözcüğü ilgilenmemek, dikkat etmemek, önemsememek, ihmal etmek anlamındadır. Kurtuluşumuzla ilgilenmememizin, onu ihmal etmemizin tersi, işittiğimiz Tanrı sözünü yüreğimize alıp yaşamımıza uygulamak yoluyla "kurtuluşta gelişmemiz"dir. "Yeni doğmuş çocuklar gibi sağduyuyla uyumlu, katkısız sütü (M. saf sütü andıran Tanrı sözünü) özleyin. öyle ki, kurtuluşta gelişesiniz" (1.Petros 2:2). Kurtuluşu savaklayanlar kişileri bekleyen karşılık, yüceliği daha az olan yasayı çiğneyenlerin aldığı karşılıktan geri olamayacağı dolaylı olarak belirtilir.
Ayet 3 bu kurtuluşun neden "böylesi yüce" olduğunu açıklayarak bölüm 1'de vurgulanan gerçeklere özet olarak değinir. Yücedir çünkü meleklerden kat kat üstün olan Rab tarafından bildirildi.
Yazar bu noktada kimliğiyle ilgili dolaylı olarak bilgi verir: Rabbi işitenler bu kurtuluşu bize, yani yazara ve okuyanlarına, doğruladı. Demek ki, yazar on iki habercinin arasında değildi. Rab İsa'yı doğrudan doğruya dinlemiş değildir. Pavlus’un on ikiler arasında olmadığı doğrudur. Öte yandan Pavlus, yaydığı Sevinç Getirici Haber'i doğrudan doğruya kendisine görünen yükseltilmiş Rab İsa'dan aldığını vurgular: "onu herhangi bir insandan almadım. Ne de bir insan öğretti onu bana. İsa Mesih kendisi bana açıkladı" (Galatyalılar 1:12). "Rab'den aldığımı sizlere verdim" (1.Korintoslular 11:23). Bunun için bu söz dolaylı olarak bu mektubu yazanın Pavlus olmadığını belirtir.
Bunun yanı sıra, Tanrı'nın kendisi bu yüce kurtuluşa tanıklık etmiştir (a.4). Bunu "belirtiler, göz kamaştırıcı eylemler, çeşitli güçlü işlerle" yaptı.
Belirti ("semeion") önemli bir gerçeğe dikkat çeken mucizedir. İsa Mesih'in yaptığı mucizeler Yuhanna'da belirti diye adlandırılır: "İsa öğrencilerinin yanında daha birçok belirti yaptı. Onlar bu kitapta yazılı değildir. Ama İsa'nın Tanrı'nın Oğlu Mesih olduğuna iman edesiniz ve iman edip O'nun adıyla yaşama sahip olasınız diye bunlar yazılmıştır" (Yuhanna 20:30,31). Belirti iman etmemize yardım etmek için verilir. Suyu şaraba dönüştürmesi (Yuhanna 2:11) ve saray görevlisinin oğlunu iyi etmesi (4:54) belirti diye çağırılır. Rab İsa belirtiler konusunda şunları bildirdi: "İman edenleri şu belirtiler izleyecek: Adımla cinleri çıkaracaklar, yeni yeni dillerle konuşacaklar, yılanları tutacaklar. Zehirli şeyler bile içseler, hiç zarar görmeyecekler. Üstlerine ellerini koydukları hastalar iyi olacak" (Markos 16:17,18).
Göz kamaştırıcı eylemler ("terasin") seyircileri şaşkınlığa düşüren olaylar anlamındadır (M. "harikalar). İncil'de herzaman çoğul olarak geçmektedir. Petros Pentikost olayını halka açıklarken Yoel peygamberin şu sözünü aktarır: "O günlerde Ruhum'dan sağnak gibi dökeceğim ve peygamberlik edecekler. Yukarıda, göklerde göz kamaştırıcı eylemler ve aşağıda yeryüzünde belirtiler göstereceğim" (Elçi. İşleri 2:19). Sonra Rab İsa'ya değinerek: "Nasıralı İsa Tanrı'dan sizlere güçlü işler, göz kamaştırıcı eylemler ve belirtilerle belgelenen insandır" der (2:22). Daha sonra "Kayra ile ruhsal güç ile dolu olan" Stefanos'un "halk arasında göz kamaştırıcı eylemler ve güçlü belirtiler" yaptığını okuruz (6:8).
Güçlü işler ("dunamis") güç, yetenek anlamındaki bu sözcük doğaüstü bir gücün başarabildiği bir iş için kullanılır. Filippos Samiriye'de "belirtiler ve güçlü olgular ("dunamesin") getiriyordu (Elçi. İşleri 8:13).
Kutsal Ruh'un dağıttığı armağanlar ("merismos" parça anlamındaki "meros"tan) bölme, bölüştürme ve böylece dağıtma anlamındadır. Bu konu Pavlus'un Korintoslular'a 1. mektubunda açıklanır:
"7Genel yarar için herkese Ruh'un kendine özgü açıklanışı verilir. 8Ruh aracılığıyla birine (1) bilgece konuşma yeteneği verilir, aynı Ruh'un aracılığıyla başka birine (2) bilgili konuşma yeteneği verilir. 9Yine aynı Ruh aracılığıyla birine (3) iman, o tek Ruh'la başkasına (4) hastaları iyi etmek için ruhsal bağışlar verilir. 10Birine mucizeler oluşturan (5) güçlü işler, başkasına (6) peygamberlik, başkasına (7) ruhları ayırt edebilme yeteneği, başkasına (8) çeşitli diller, başkasına (9) yabansı dilleri çevirme yeteneği verilir. 11Bunların tümünü tek ve aynı Ruh etkiler; istemi uyarınca herkese ayrı ayrı dağıtır" (1.Korint. 12:7-11). Burada Kutsal Ruh'un inanlılara kendi amacına göre dağıttığı dokuz armağan sıralanır. Kimi zaman belirti yolunda iş görürler. Örneğin: "Diller bağışı inananlar için değil, inanmayanlar için bir belirtidir. Peygamberlik ise inanmayanlar için değil, inananlar için bir belirtidir" (1.Korint. 14:22). Bu bağışların arasında "mucizeler oluşturan güçlü işler" diye çevrilen "energimata dunameon" yani "dunamis" oluşturan gücün işlemesi vardır (1.Korintos. 12:10).
Buna göre belirti ("semeion"), göz kamaştırıcı eylemler, ("terasin"), güçlü işler ("dunamis") ve Kutsal Ruh'un dağıttığı armağanlar ("merismos") aynı olguyu betimlemek için kullanılabilen deyimlerdir. Kutsal Ruh'un birisine verdiği armağan belirti olabilir çünkü birisi için bir gerçeği kanıtlar (örneğin: İsa'nın Mesih olduğunu kanıtlar). Başka bir açıdan göz kamaştırıcı eylem olabilir çünkü onu görenlerde şaşkınlık oluşturur. Başka yönden de güçlü iş olabilir çünkü böyle bir işin ancak Tanrı'nın gücüyle oluşabileceği anlaşılır. Oysa İbraniler 2:4'te vurgulanan gerçek Kutsal Ruh'un dağıttığı bu armağanlarla Tanrı'nın yüce kurtuluşa tanıklık etmiş olmasıdır. Örneğin Petros'un Lidda'da sekiz yıldan beri inmeli bir yatalak olan Eneas'a "İsa Mesih seni iyi ediyor. Ayağa kalk ve yatağını topla!" dediği zaman adam ayağa kalktı. "Lidda ile Şaron'da yaşayanların tümü onu görerek Rabbe döndüler" (Elçi. İşleri 9:32-35). Tanrı kurtuluş müjdesine tanıklık etti.