İlk geri dönüşüm İsa’nın ölümden dirilişiydi.
İkincisi, yeniden doğmamızdır.
Üçüncüsü, İsa’nın dönüşünde bedenlerimizin diriltilip yüceltilmesidir.
Dördüncü ve en son basamak, bütün evrenin yenilenmesidir. Yenilenmiş yeryüzü ve gökyüzü...
Ama biz Tanrı'nın vaadi uyarınca doğruluğun barınacağı yeni gökleri, yeni yeryüzünü bekliyoruz.
2 Petrus 3.13
Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm. Çünkü önceki gökle yeryüzü ortadan kalkmıştı
Vah 21.1
Bununla ilgili en açık bölüm Romalılar 8.19-23’dir
Yaratılış, Tanrı çocuklarının ortaya çıkmasını büyük özlemle bekliyor.
Rom 8.19
Bu ayetten olayların seyrini öğreniriz. Öncellikle biz dirileceğiz ve ancak o zaman yaratılış - yani evren - özgürleşecek. Sırada bekleyen bir çocuğu düşünün, ‘benim sıram ne zaman gelecek?’ diye merak içinde olmaz mıydı? Kainat, kendi kurtuluşu için, insanoğlunun kurtuluşunun tamamlanmasını bekliyor.
Çünkü yaratılış amaçsızlığa teslim edildi. Bu da yaratılışın isteğiyle değil, onu amaçsızlığa teslim eden Tanrı'nın isteğiyle oldu. Çünkü yaratılışın, yozlaşmaya köle olmaktan kurtarılıp Tanrı çocuklarının yüce özgürlüğüne kavuşturulması umudu vardı.
Rom 8.20-21
Baştan dedik ya, insanoğlunun kainat üzerinde bir temsilcilik görevi, bir vekilharçlığı var. Evrenin temsilcisiyiz. İlk insan Adem’in görevi neydi, hatırlayalım: Bahçenin bakımı ve işletmesi. O günah işlediği zaman, günah evrene girmiş oldu ve her şeyi mahvetti.
Bütün yaratılışın şu ana dek birlikte inleyip doğum ağrısı çektiğini biliyoruz.
Rom 8.22
Belli bir süreç var. Doğum ağrısından sonra sevinç zamanı başlar. Aynen böyle evren de sevinecektir. Çünkü yenilenecek, iyileşecek ve yeniden yaratılacak. Kirlenmiş nehirler arınacak, mahvolan ormanlar yeniden yeşerecek, her nesli tükenmiş cins yeniden var olacak, her şey taze, saf ve canlı olacaktır.
Yalnız yaratılış değil, biz de -evet Ruh'un turfandasına sahip olan bizler de- evlatlığa alınmayı, yani bedenlerimizin kurtulmasını özlemle bekleyerek içimizden inliyoruz.
Çünkü bu umutla kurtulduk
Rom 8.23-24
Turfanda kelimesi ile, yeni bir mevsim başladığında meyvelerin çoğunluğu henüz ham haldeyken, küçük bir kısmının ilk olarak olgunlaşıp soframıza gelmesine görderme yapılmaktadır. Uzun bir kışın ardından, ilkbaharın ilk meyvesi, ilk erik gibi, yeni yaratılışın turfandası da Tanrı’nın sözüne göre Kutsal Ruh’tur. Gelecekteki yücelikten bir tat getirmekte, bize Tanrı’nın egemenliğini tattırmaktadır.
Memleketini özleyen bir adam pazardan memleketine özgü bir meyve satın alır ve baba ocağının tadına bakmış olur. Kutsal Ruh da aynen bu şekilde, dirilmiş ruhlarımız çok hasret çektiği zaman bize ferahlık veren bir tat sunar, özlemini dindirmek, içindeki hasreti gidermek için.
Kutsal Ruh hem bir ön ödemedir - geleceğimizle ilgili bir vaat, bir nişan yüzüğü gibi – hem de turfanda olmaktadır.
Tanrı’nın baştan beri amacı herşeyi yeniden yaratmak, nehri tersine çevirmekti. Sonunda günahın etkisini kıracak, her şeyi ölümsüz hale getirecek ve evreni niyet ettiği görkeme ulaştıracaktır.
İlk olarak, Rab Tanrı, kendi Oğlu İsa Mesih’i ölümden diriltti.
Ondan sonra, O’na iman eden herkes onunla birleşerek yeni hayatta sahip olacaktır. Çünkü iman edince mucizevi bir değişilik yaşar ve yeniden yaratılırlar.
Günün birinde, Rab Mesih’in tekrar gelişinde, iman eden herkes yeni, ölümsüz, yüce bedenlere sahip olacaktır. Bedenler Tanrı tarafından diriltilecektir.
Hamdolsun ki o zaman yeryüzü ve gökyüzü tamamen yenilenecek ve biz, bütün İsa’ya imanlılarla beraber, yenilenmiş yeryüzünde ve gökyüzünde, sonsuza dek yaşayacağız.
İşte, bunların hepsi de ancak Mesih’in dirilişi sayesinde mümkün olmuştur. İsa adına övgüler olsun. Amin!