İlk basamak Rab İsa’nın ölümden dirilişiydi.
İkinci basamak yeniden doğmamız, ruhlarımızın yaşama kavuşmasıdır.
Fakat bedenlerimiz, onlar hala kurtulamamış, hala yaşlanmakta, çürümekte, ölüme doğru olan akıntıda ilerlemektedir.
Bu nedenle cesaretimizi yitirmeyiz. Her ne kadar dış varlığımız harap oluyorsa da, iç varlığımız günden güne yenileniyor.
2 Kor 4.16
Eğer Mesih içinizdeyse, bedeniniz günah yüzünden ölü olmakla birlikte, aklanmış olduğunuz için ruhunuz diridir.
Rom 8.10
İmanlılarda bu gerilim her zaman mevcuttur ve giderek artmaktadır. Çünkü, ‘Ruh isteklidir ama beden güçsüzdür.’ Çünkü ruhum Tanrı’yı daha da hoşnut etmek ister, daha da kutsallaşırken, aynı zamanda bedenim yaşlanmaya devam etmektedir. Bu durum ölüme dek öylesine hızlanarak devam eder ki, en sonunda kendimizi o uçurumun kenarında buluruz. Sonunda ruhlarımız bedenlerimizden ayrılır ve beden aşağıya düşerken ruh Rab’be yükselir.
Fakat mesele burada bitmez, yoksa bizler sadece ruhlar olarak sonsuza kadar boşlukta dolaşıp dururduk. İşte üçüncü basamak şudur ki, bedenlerimiz de dirilecektir.
Oysa bizim vatanımız göklerdedir. Oradan Kurtarıcı'yı, Rab İsa Mesih'i bekliyoruz.
O her şeyi kendine bağlı kılmaya yeten gücünün etkinliğiyle zavallı bedenlerimizi değiştirip kendi yüce bedenine benzer hale getirecektir.
Fil 3.20-21
Peki bedenlerimizin dirilişi ne zaman ve nasıl gerçekleşecek?
Oysa Mesih, ölmüş olanların ilk örneği olarak ölümden dirilmiştir.
Ölüm bir insan aracılığıyla geldiğine göre, ölümden diriliş de bir insan aracılığıyla gelir.
Herkes nasıl Adem'de ölüyorsa, herkes Mesih'te yaşama kavuşacak.
Her biri sırası gelince dirilecek: İlk örnek olarak Mesih, sonra Mesih'in gelişinde Mesih'e ait olanlar.
1 Kor 15.20-23
Son borazan çalınınca hepimiz bir anda, göz açıp kapayana dek değiştirileceğiz. Evet, borazan çalınacak, ölüler çürümez olarak dirilecek ve biz de değiştirileceğiz.
Çünkü bu çürüyen beden çürümezliği, bu ölümlü beden ölümsüzlüğü giyinmelidir.
1 Kor 15.51-53
Bu öğretiş açık ve tartışılmaz olarak şunu belirtmektedir: Rab İsa’nın tekrar gelişinde, ona iman eden herkes, var olan bedenleriyle dirilecek ve değişecektir.
Rab İsa ölümden dirilince öğrencileri kendisini İsa olarak tanıyabildiler, ancak bedeni daha da görkemli, ölümsüz ve gökseldi. Biz de aynı şeyi yaşayacağız. Yirminci ayette, Mesih’in ölümden dirilişin ilk örneği olduğu açıklanır.
Ne tür bedene sahip olacağız?
Ölülerin dirilişi de böyledir. Beden çürümeye mahkûm olarak gömülür, çürümez olarak diriltilir.
Düşkün olarak gömülür, görkemli olarak diriltilir. Zayıf olarak gömülür, güçlü olarak diriltilir.
Doğal beden olarak gömülür, ruhsal beden olarak diriltilir.
1 Kor 15.42-44
Şimdi var olan bedeninizi gözden geçirin, pek de sağlam olmayan yerleriniz mi var, çürümüş, zayıflamış bulduğunuz yerler, bedeninizden memnun değil misiniz? işte burada bir muamma var, çünkü aynı bedenlerle dirileceğiz. Ben ben olacağım, sen de sen olacaksın. Birbirimizi tanıyacağız. Fakat çürümez, görkemli, güçlü, ruhsal - yani her açıdan farklı - bedenlere sahip olacağız!
Ya iman etmeyenler?
Kutsal Kitab’a göre herkes dirilecek ve yargılanacaktır.
Yeryüzü toprağında uyuyanların birçoğu uyanacak: Kimisi sonsuz yaşama, kimisi utanca ve sonsuz iğrençliğe gönderilecek.
Dan 12.2
Eğer sağ gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, bütün vücudunun cehenneme atılmasından iyidir.
Mat 5.29
Bedeni öldüren, ama canı öldüremeyenlerden korkmayın. Canı da bedeni de cehennemde mahvedebilen Tanrı'dan korkun.
Mat 10.28
Ne zaman ki Rab İsa cehennem hakkında öğretişte bulunduysa aynı anda bedenler hakkında da öğretti.
Tek Rab ve Kurtarıcı olan İsa’ya iman etmeyenler işledikleri günahlardan dolayı Tanrı’nın adil gazabına uğrayacaktır ve ölümsüz bedenleriyle sonsuz ızdırap çekecekler ve diş gıcırtısına maruz kalacaklar.
Arkadaşlar, kurtuluşumuz iki taksitte verilir.
Birinci taksit yeni doğuşumuz: İç varlığımızın yenilenmesi.
İkinci taksit Mesih’in tekrar gelişinde ödenecektir: Bedenlerimizin dirilmesi.
Bu yüzden iman edenler için ölüm bir dosttur. Çünkü bize bir hediye getirir: ‘bedenlerimizin dirilişi ve yücelişi.’ Tertullian bu yüzden ‘bizimkiler güzelce ölürler’ demişti.
Joni Erikson adında, tekerlekli sandalyeye bağlı fakat dünya çapında tanınmış bir imanlı var. Kendisi bedenlerinin dirilişini özlemle bekliyor ve bu nedenle ‘Yüceltilmiş bacaklarımın üzerinde yapacağım ilk şey Rab İsa’nın önünde diz çökmek olacak’ diye yazdı.