Yuhanna O'na, "Öğretmenim" dedi, "Senin adınla cin kovan birini gördük, ama bizi izleyenlerden olmadığı için ona engel olmaya çalıştık."
"Ona engel olmayın!" dedi İsa. "Çünkü benim adımla mucize yapıp da ardından beni kötüleyecek kimse yoktur.
Bize karşı olmayan, bizden yanadır.
Mark 9.38-40
Üçüncü hikayede Yuhanna ön plandadır ve Yuhanna tıpkı ‘ruhsal polis’ gibi davranmaktadır.
Yuhahna’nın şikayet ettiği bu kişiler İsa’dan etkilenmiş olmalıydı. Fakat öğrenciler bu tür girişimleri kontrol altına almak istiyorlardı. İsa onların rahat bırakılmalarını duyurdu.
Çoğu zaman herşeyi kontrol altında almak, denetlemek istiyoruz. İstanbulda bu tür Hristiyanlarla tanıştım ve ‘birlik adına’ her şey kontrol etmek, herşeyi bir kutu içine yerleştirmek ve o kutu üzerine bir etiket yapıştırmak isteyenleri gördüm.
Sosyologlara göre çağımızda ‘büyükler küçükleri yer’ deyiminin yerini ‘hızlılar yavaşları yer’ gerçeği aldı. Eğer doğruysa, önemli olan büyük bir topluluk inşa etmek değil, yaygın bir şekilde etki göstermektir. İnternet kullanarak, teknolojiden faydalanarak eğer bir sürü kişiyi İsa’yla ilgili müjdeyle etkileyebilirsek eğer, çok iyi olmaz mı? Eğer hiç tanımadığımız kişiler söz alıp bir şey yapmak istiyorlarsa, bunu neden sorun edelim; elbette yapsınlar, çünkü bu sözler bana ait değil. İsa kendi kendini koruyabilir ve büyük olan O’dur.
Eğer bu ülkede bir uyanış, ruhsal bir hareket gerçekleşecekse, orman yangını gibi olacak; yaygın, vahşi, şiddetli, önceden kestirilemez, sağı solu belli olmaz bir şekilde olacak ve bilinen kalıplarımıza uymayacak. İstenilen de bu değil mi, böylesi bir uyanış, böylesi bir yayılma? O zaman Kutsal Ruhu dizginlemeye çalışmayalım; O koşsun, O yaksın, O yapsın.
Ve biz, Tanrı’nın lütfunu hiç beklemediğimiz kişilerde, beklemediğimiz yöntemlerle görünce, engel olmayalım. Bilakis sevinelim, açık fikirli olalım ve ufuklarımızı açalım. Çünkü Rab sadece bizim Rab’bimiz değildir.
Eski Yunanistanda, Paedaretos adında bir Spartalı varmış. Kent meclisini oluşturmak için 300 adam seçilecekmiş ve Paedaretos da adaylar arasındaymış. Sonuçlar belli olduğunda, anlaşılmış ki Paedaretos 300 seçilmiş adamın arasında yer almıyormuş. Arkadaşı ona ‘Üzüldüm’ demiş, ‘bence çok iyi bir milletvekili olurdun.’ Paedaretos ‘ben sevindim,’ demiş, ‘çünkü Spartada benden daha iyi 300 adam bulundu!’