Buradaki ‘yetkili’ olarak çevrilen Grekçe kelimenin anlamı ‘asıl’, ‘kaynak’ ya da ‘orijinal’e yakın bir anlam taşımaktadır. ‘Yazar ya da icat eden kişi-mucit’ gibi bir kelimedir. Bazen Türkçedeki ‘yetkili’ kelimesi ‘temsilci’ anlamına da gelir. Fakat Markos’un seçtiği kelime asıl şuna işaret etmektedir: ‘gerçekten birinci derecede yetkili, olayın asıl kaynağı.’
Markos’un iletmek istediğini şudur: İsa Kutsal Yasa’yı, onu kendisi üretmiş gibi, onun yazarı kendisiymiş gibi öğretiyordu. O’nun otoritesi, O’nun açıklamaları, O’nun anlayışı öyle kapsamlıydı ki, Kutsal Yasa’nın ayetlerinin yazarı gibi davranıyordu. Oysa Yasa Allah tarafından verildi, değil mi? O zaman Markos neyi ima etmektedir?
Bir şiir, kendi şairi tarafından okunduğu zaman dinleyenlere daha bir anlamlı gelir. Gününüzde giderek yaygınlaşan sesli anlatım romanları da kendi yazarı tarafından okunduğunda, daha anlamlı, daha zengin olmaktadır. Aynen bu şekilde, İsa Mesih Tanrı’nın sözünü öğretirken, konuşan sanki bizzat Tanrı’ydı.
Bu tanımlama Markos tarafından tam dokuz kez kullanılmıştır, demek ki İsa’nın yetkisi bu derece önemlidir.
İlginçtir ki Markos kalabalığın şaşırmasından söz etmekle birlikte, İsa’nın onlara ne anlattığından söz etmiyor.
Yorumculardan biri olan Edwards,
‘Markos bölümüne bakarsak İsa’nın kişiliğinin öğretiklerinden daha ön planda olduğunu görürüz.’
demektedir.
Hikayemiz devam ediyor;
Tam o sırada havrada bulunan ve kötü ruha tutulmuş bir adam, "Ey Nasıralı İsa, bizden ne istiyorsun?" diye bağırdı. "Bizi mahvetmeye mi geldin? Senin kim olduğunu biliyorum, Tanrı'nın Kutsalı'sın sen!"
İsa, "Sus, çık adamdan!" diyerek kötü ruhu azarladı.
Kötü ruh adamı sarstı ve büyük bir çığlık atarak içinden çıktı.
Herkes şaşıp kaldı. Birbirlerine, "Bu nasıl şey?" diye sormaya başladılar. "Yepyeni bir öğreti! Kötü ruhlara bile yetkiyle buyruk veriyor, onlar da sözünü dinliyor."
Böylece İsa'yla ilgili haber, Celile bölgesinin her yerine hızla yayıldı.
Markos 1.23-28