Aynı derdi çekmedikçe ya da kendimizin bu durum için de Rab’bin tesellisini hissettiğimiz ve bize anlayış veren bir acı çekmedikçe, kimse kimseyi gerçekten teselli edemez.

O’nun yüce gücünden yararlanarak sürece yardımda bulunuyor musunuz? Yoksa O’nun iyilik ve sevgisini sorgulayarak O’na karşı mı çalışıyorsunuz? O’na karşı koymak sadece size öğretmek istediği dersi değil aynı zamanda diğer bir insanın yaşamında sizin için hazırlamakta olduğu hizmeti de kaçırmaktır. Sorun doğru sözleri söyleme sorunu değildir. Sadece aynı acıyı ve kalp kırıklığını yaşamış olmak da değildir. Teselli eden birisi acıyı tatmıştır, ama acıyla birlikte Tanrı’nın devam etmek için kuvvet, umut ve cesaret verici tedavisi ve teselli edici lütfu da vardır!

How To Keep Your Kids on Your Teamadlı kitabımda burada nakletmemin yararlı olduğunu düşündüğüm bir örnek kullandım. Bu, Tanrı’nın her birimizi bir tesellici yapma arzusunun ışığı altında yüz yüze olduğumuz sıkıntılara karşı sahip olmamız gereken tutumun çok iyi bir örneğidir.

Bir çiftçinin satması gereken birkaç köpek yavrusu vardı. Köpekleri satmak istediğini ilan eden bir levha yaptı ve bahçe kapısının yanındaki bir direğe taktı. Direğe son çiviyi çakarken pantolonunun aşağıya doğru çekildiğini hissetti. Aşağıya baktığında küçük bir erkek çocuğunun gözleriyle karşılaştı.

Bayım,” dedi çocuk, “köpek yavrularından birini almak istiyorum.”

Çiftçi ensesindeki terleri silerken, “Bunlar çok iyi cins köpekler ve çok pahalılar,” dedi.

Çocuk başını bir an öne eğdi. Sonra elini cebinin derinliklerine soktu ve bir avuç dolusu bozuk para çıkarıp çiftçiye uzattı. “Otuz dokuz sentim var. Bu bir bakmam için yeterli mi?” diye sordu.

Çiftçi, “Tabii” dedi ve bir ıslık çaldı. “Gel, Dolly!” diye çağırdı. Dolly köpek evinden fırladı arkasından dört tane küçük yavru onu izledi. Çocuk görmek için yüzünü bahçenin çitine yapıştırdı. Gözleri zevkle dans ediyordu.

Köpekler çite geldiklerinde, çocuk köpek evinde kıpırdayan bir şey daha gördü. Diğerlerinden belirgin bir derecede küçük olan başka bir köpek çıktı. Merdivenden yuvarlandı. Sonra acemi bir biçimde topallayarak diğerlerine yetişmek için koşmaya başladı. Yavruların en çelimsizinin bu olduğu belliydi.

Çocuk çelimsiz yavruyu göstererek, “Bunu istiyorum” dedi.

Çiftçi çocuğun yanına çömelerek, “Çocuğum onu isteme. O hiçbir zaman seninle bu diğer köpekler gibi koşup oynayamaz.”

Bunun üzerine küçük çocuk çitten biraz uzaklaştı, yere eğildi ve pantolonunun paçalarından birini kıvırmaya başladı. Ortaya bacağının iki yanından geçip özel olarak yapılmış bir ayakkabıyla birleşen çelikten iki çubuk çıktı. Çocuk sonra çiftçiye dönerek, “Görüyorsunuz ya bayım, ben de çok iyi koşamıyorum, ve onun kendisini anlayan birine ihtiyacı olacak,” dedi.

Dostum, dünya kendini anlayacak birine ihtiyacı olan insanlarla doludur. Tanrı’nın her birimizi yapmamız için çağırdığı görev işte budur.