Bill Jackson büroma gelip oturur oturmaz onun acı çektiğini anladım. Bill başka bir eyaletteki bir İnanlılar topluluğunda din adamı olarak görevliydi. Ailesiyle birlikte çıktıkları yaz tatillerini bitirmek üzerelerdi ve son anda Atlanta’ya gelip İnanlılar topluluğumuzu ziyaret etmeye karar vermişlerdi. Son anda aldıkları bu kararın Tanrı tarafından olduğu kanıtlandı.
Bill, beni ziyaretinden on sekiz ay önce River Park Baptist Kilisesi’ne çağırılmıştı. Bill’in oradaki ilk bir buçuk senesi boyunca Tanrı, İnanlılar topluluğunda büyük bir ilerleme sağlamıştı. İnsanlar İsa Mesih’i Kurtarıcı olarak kabul ediyorlar, ayrılmış olan aileler birleşiyorlar ve her alanda sayısal ilerleme vardı. Ancak “önderler”den bazıları olup bitenden hoşnut değildiler. Yıllardır kontrolü ellerinde tutmaktaydılar, ve şimdi bu kontrolü kaybetmeye başladıklarını hissediyorlardı. Tanrı’nın yaptıklarına sevinecekleri yerde Bill ve ailesi hakkında eleştirici bir biçimde konuşmaya başlamışlardı. Yaşlıları ihmal ettiğini söylüyorlardı. İmanlı olmayan kişilerin İsa’yla özel bir ilişki kurmasını teşvik eden konuşmaları çok fazla yapmakla suçluyorlardı. Bu her ne anlama geliyorysa onun liderlik biçimini beğenmiyorlardı.
Bill, kalbindekileri bana döktükçe hissettiği herşeyi anlamakta hiç güçlük çekmedim. Ben de Atlanta’daki İnanlılar topluluğuna ilk geldiğimde buna benzer durumlarla karşı karşıya gelmiştim. Konuşmasını bitirdiğinde ona kendi öykümü anlattım. O zaman yaşadığım acıyı ona dilimin döndüğü en iyi biçimde açıkladım. Öfkemi, sıkıntımı ve bütün o kalabalığa onlar hakkında neler düşündüğümü söyleme arzumu ve hatta çıkıp gitmeyi istediğim zamanları da anlattım.
Sonra Tanrı’nın bana ve aileme sadakatini göstermek için yaptığı hayret verici şeyleri tanımladım. Kutsal Kitap’tan bana kuvvet veren bölümleri ona gösterdim. Sonunda durumun gidişini değiştiren olayları anlattım. Sonra Tanrı’nın topluluğumuzda o zamandan beri yaptığı şeyleri naklettim. Konuşmamız bittiğinde tutumu tamamen değişmişti. Tanrı’ nın River Park’ta yapmak istedikleri hakkında heyecanlanmıştı.
Giderken bana dönüp dedi ki, “Biliyor musunuz, gelip sizi göreceğimi düşünmüyordum. Ve doğrusunu isterseniz, neler yaşadığımı anlayabileceğinizi de sanmıyordum. Tanrı’ya şükür ki her iki konuda da yanılmışım. Çok cesaretlendim.”
Bu Bill’inki gibi bir öyküyü ilk ya da son duyuşum değildi. Onlarla konuşabileyim ve onlara cesaret sunayım diye Tanrı’nın yaşamıma cesareti kırılmış din adamlarını göndermeye devam edeceğinden hiç şüphem yok. Bunu nasıl mı biliyorum? Çünkü Tanrı’nın benim o sıkıntı döneminden geçmeme izin vermesinin bir nedeni de beni aynı şeylerle karşı karşıya olan kişileri teselli edip onlara cesaret vermem için hazırlamaktı.
Teselli olunmaya ihtiyacı olmamış birinin başkalarını teselli etme yeteneği fazla güçlü değildir.
Tanrı her birimizin başkalarını teselli hizmetinde yer almamızı ister. Ancak bu işe gönüllü olmak için atılmadan önce, bir şeyi aklınızda tutun. Kendisi teselli olunmayaihtiyacı olmamış birinin başkalarını teselli etmeyeteneği fazla güçlü değildir. Böylece Tanrı’nın sıkıntının yaşamlarımıza dokunmasına izin vermesinin bir başka nedenine daha geldik: Diğerlerini teselli edebilmek için bizi donatmak.
Dersleri Zor Yoldan Öğrenmek
Bu dersi birçok başka dersi olduğu gibi zor yoldan öğrendim. Evlilik danışmanlığı konusuna yıllarca fazlasıyla basit bir yaklaşım da bulunmuştum. İnsanlar günahlarını itiraf ederlerse sonsuza dek mutlu yaşayacaklarına inanıyordum. Evli bir çift gelip bana öykülerini anlatırlardı. Onlara günahlarının ne olduğunu gösterir, bu günahları itiraf etmelerini tavsiye eder, ezberlemeleri için Kutsal Kitap’tan birkaç ayet verir, onlarla dua eder ve onları yollardım. Çok iyi bir sistemdi, çünkü bu şekilde onları yeniden görmem için bir randevu ayarlamam gerekmiyordu. Ancak bunun nedeni başarımın çok yüksek olması değil, insanların zamanlarını benimle konuşarak ziyan etmeye niyetli olmadıklarıydı.
Benim sorunum hiçbir evli çiftin sorunlarını Mesih İnanlı açıdan ele aldıklarını görmemiş olmamdı. Üvey babam İnanlı değildi. Ben büyürken annemle üvey babam sorunlarını hiçbir zaman başarıyla çözümleyebilmiş değillerdi. O zamana dek Anna’yla ben hiçbir zaman büyük bir şey hakkında fikir ayrılığına düşmemiştik. Evli çift eğer Tanrı’yı seviyorlarsa ve günahlarını sürekli O’na itiraf ediyorlarsa, her şeyin iyi olacağına gerçekten inanıyordum. Acı çekmekte olan evli çiftlere ne kadar büyük bir teselli olduğumu tahmin edebilirsiniz!
Tanrı duyarlılığımı fazlalaştırmak için durumumdaki bir değişiklikten faydalandı. 1970’de Atlanta’ya taşındık ve fazlasıyla meşgul biri olmaya başladım. İşimle evli olmaya ve ailemi ihmal etmeye başladım. Ne kadar hatalı olduğumu görüp işleri yoluna koymam birkaç yılımı aldı. Bu zaman boyunca Anna çok acı çekti ve kendini reddedilmiş hissetti. İkimizden birinin artık bu şekilde yaşamayı sürdüremeyeceğini düşündüğüm zamanlar oldu.
Ama o acı veren süreçte Tanrı her ikimizi de teselli edenler haline getirdi, çünkü kendimizi en kötü hissettiğimiz zamanlarda bizi en tatlı biçimlerde teselli etti. Bunu bazen anlayışlı dostlar, çoğu kez de Kendi Sözü aracılığıyla gerçekleştirdi. Çoğu kez ruhumu saran açıklanmaz bir huzur vardı. Tanrı bizim Tesellicimiz, Cesaret Vericimiz ve gerçek anlamda Kurtarıcımızdır.
Artık bugün büromda oturup ağlayan bir insanın hissettiği acıyı hissedebiliyorum. Değişmeyi büyük bir içtenlikle isteyip de işe nereden başlayacağını bilmeyen bir kocayı anlayabiliyorum. Kocasını seven ama sevgisinin karşılık görmediğini hisseden bir kadının sorunlarını Anna’yla yaşadığımız şeylerden biliyorum. Acılarını anlamaktan da önemlisi onlara sadece danışmanlık etmeyi bilmekle kalmayıp onları teselli etmesini de biliyorum.
Her Türlü Tesellinin Kaynağı Olan Tanrı
Uzun bir süre kişinin bir başkasını teselli edebilme yeteneğinin kendisinin acı çekmiş olmasının sadece bir yan ürünü olduğuna inanmıştım. Ancak havari Pavlus’un Korintlilere yazdığı mektupta neler söylediğine dikkat edin:
Her türlü tesellinin kaynağı olan Tanrı’ya, merhametli Baba’ya, Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrı’sı ve Babasına övgüler olsun! Kendisinden aldığımız teselliyle her türlü sıkıntıda olanları teselli edebilmemiz için bizi bütün sıkıntılarımızda teselli ediyor... Eğer sıkıntı çekiyorsak, bu sizin teselliniz ve kurtuluşunuz içindir. Eğer teselli buluyorsak bu, bizim çekmekte olduğumuz elemlerin aynısına dayanmanızda etkin olan teselliniz içindir, (İncil:II Korintliler1:3-4, 6).
Pavlus’a göre Tanrı İnanlıyı sadece İnanlının kendisi için teselli etmez. Sıkıntılarımızda bizi teselli etmesinin bir nedeni bizim de başkalarını daha etkin olarak teselli edebilmemizdir. Havari kendini, Tanrı’nın kendisini teselli etmek için kullandığı teselliyi başkalarına aktaran biri olarak resmeder.
Ancak, genelde acı çekmenin amacı hakkında çok kuvvetli bir dil kullanır. “Eğer sıkıntı çekiyorsak bu sizin teselliniz... içindir” der. Burada ima edilen şey, karşı karşıya olduğu sıkıntının amacınınkısmen Korintli İnanlıları daha iyi teselli edebilmesi için olduğudur. Yani, Tanrı onu daha iyi bir tesellici yapmak için yaşamına sıkıntı yollamıştır. Bu, acı çekmenin bir yan ürünü olmaktan fazla bir şeydi; Tanrı’nın planının bir parçasıydı.
Havari Pavlus için gerçek olan şeyler bütün İnanlılar için gerçektir. Tanrı bizi teselli etmek için trajedinin yaşamlarımıza girip bizi engellemesine izin verir. Acımızın üstünden gelebildiğimizde, yolumuza kendisini anlayabileceğimiz, dolayısıyla da teselli edebileceğimiz birisini çıkarır. Bu düzeyde kötü gibi görünen şeyler ne kadar tuhaf ve gereksiz görünse de, Tanrı’nın bizi olgunlaştırma stratejisinin bir parçasıdır. Tanrı teselliciler yetiştirme işindedir. Ve en iyi tesellici, herhangi türde bir acı ve üzüntüyle mücadele etmiş ve bu deneyimden başka birinin tesellisi aracılığıyla muzaffer çıkmış biridir.
Şartları Belirlemek
Diğerlerini teselli etmekonlara “kuvvet ve ümit vermektir”. Kuvvet derken Mesih’in kuvvetinden söz ediyorum. Çünkü daha önceki bir bölümde söylediğim gibi Tanrı sıkıntıyı bize Kendisine güvenmeyi öğretmek için kullanmak ister. O zaman tesellicinin işi, diğer insanları kendi kuvvetlerine güvenmek yerine Mesih’in kuvvetine güvenmeye teşvik etmektir. Bunu yapmakta kullanıldığımızda onlara kuvvet vermiş oluruz.
Büyük bir azizin biyografisini okuduğum her seferinde sıkıntı ve zorluk zamanlarında Tanrı’nın ona verdiği lütuf beni çok cesaretlendirir. Kitabı okuduktan sonra, eğer Tanrı onu bu tür sıkıntılar sırasında kuvvetlendirdiyse beni de kuvvetlendirirdiye düşünürüm. Bu şekilde o kişinin tanıklığı bana kuvvet verir.
Umut vermek, kişinin dikkatini o anki durumdan alıp sonsuz şeylere çekmektir. İsa’yı görene dek, çektiğimiz acıların çoğunu tamamen anlamayacağız ve kafamızda onlara hak veremeyeceğiz. Ama O’nun önünde her şey bir anlam kazanmaya başlayacak. Bütün sorular yanıtlanacak. Havari Pavlus şöyle yazdığında umudumuzu tanımlamıştı:
Bu nedenle cesaretimizi yitirmeyiz. Her ne kadar dış varlığımız harap oluyorsa da iç varlığımız günden güne yenileniyor. Hafif ve geçici sıkıntılarımız bize, ağırlıkta hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz bir yücelik kazandırmaktadır. Gözlerimizi görünen şeylere değil, görünmeyen şeylere çeviriyoruz. Çünkü görünenler geçicidir, görünmeyenler ise sonsuza dek kalıcıdır, (İncil:2 Korintliler4:16-18).
Pavlus neden büyük bir zorlukla karşılaştığında cesaretini kaybetmedi? Görünmeyen sonsuz yücelik yüzünden. Pavlus henüz gelmemiş olan şeyi umutla bekliyordu. Bu düşüncede büyük teselli buluyordu. Sıkıntıların oluşturduğu sorular basit yanıtların yanında çok derin kaldığında aynı şey bizim için de geçerlidir. Yanıtları cennette bulacağımızı söylemek bir kaçış yolu değildir. Kişiye sonsuzluğu işaret etmek çaresizlikten kaynaklanan bir hareket değildir; ve şurası muhakkak ki son çare de değildir.
Rab İsa Mesih’in geri dönüşü ve bunu izleyen dünyayı yargılaması Kutsal Kitap’ta zorluk ve sıkıntı içinde olanlara hemen hemen her zaman cesaret verici bir şey olarak sunulmuştur. Hatta Yuhanna, Esinlemekitabının tümünü bu amacı aklında tutarak yazmıştır. Onun zamanındaki İnanlılar Romalılar’ın elinden çektikleri fiziksel zülümler yüzünden üzüntü ve ümitsizlik içindeydiler. Üzerlerindeki baskı arttıkça Kutsal Ruh Yuhanna’yı son günlerin canlandırıcı öyküsünü yazmaya yöneltti. Yuhanna’nın Şeytan’ın düşüşünü ve Mesih’in en sonunda ve sonsuza dek dünyayı yöneteceğini yazmasıyla zamanın İnanlıları cesaretlendiler ve sonuna kadar dayandılar. Yuhanna onlara umut verdi!
Deneyim Yeterli Değil
Sadece sıkıntı çekmiş olmak kişiyi otomatik olarak diğerlerini teselli etme işine hazırlamaz. Sadece teselli edilmiş olanlar bunu verme yeteneğine sahiptirler. Sadece sıkıntı çekmiş olmak yeterli değildir. Birisini teselli etmek, “Anlıyorum” ya da “Aynı şey benim de başıma geldi” demekten daha öte bir şeydir. Pavlus, diğerlerini Tanrı’dan aldığı tesellinin aynısıyla teselli ettiğini söylemiştir (bkz. İncil:II Korintliler1:4). Sadece Tanrı’nın kendilerini teselli etmesine izin vermiş olan insanlar diğerlerini teselli etmeye hazırdırlar.
Çektiğiniz sıkıntıya verdiğiniz karşılık Tanrı’nın sizi diğerlerini teselli etmekte kullanıp kullanamayacağını belirler.Sıkıntılar yollarına geldiğinde İnanlılar’ın birçoğunun kafaları o kadar karışır ve o kadar sarsılırlar ki, teselli için Tanrı’ya döneceklerine öfkeyle Tanrı’dan uzaklaşırlar. Böyle olduğunda Tanrı’nın en başından daha sıkıntıya izin vermesinin amacını da öğrenemezler. Sadece bu kadarla da kalmaz, teselliciler olarak kendilerini diskalifiye ederler. Kalplerinde öfke taşıyan insanlar kimseyi gerçekten teselli edemezler. Acılarını çözümlemeden diğerleri insanlara Mesih’in kuvvetini veremezler. Kendi durumlarının altında gömülü oldukları sürece umut sunamazlar.
Sıkıntılarında Tanrı’nın kendileriyle yürümesine izin veren ve vermekte olan insanlar diğerlerini teselli etmeye hazır olanlardır. Bu insanlar çektikleri acılarla gerçekçi bir biçimde karşı karşıya gelmiş, içlerindeki Mesih’in kuvvetinden yararlanmış, her şeyi perspektife yerleştirmiş ve yollarına devam etmişlerdir. Bu insanlar diğerlerini teselli etmeye hazırdırlar.
Bir şeyi açıklamama izin verin. Teselli edicilerden acılarıyla başa çıkanlar diye söz ederken onların bu acılar tarafından bir daha rahatsız edilmediklerini söylemek istemedim. Yaşamlarının her gününü bazı fiziksel rahatsızlıklarla geçirmeye zorlanan bazı insanlar biliyorum. Bu tür durumlarda olan insanların acılarını bir anda yenmesi gerektiğini söylemiyorum. Geçmiş acıların acı veren anıları olmadığını da söylemek istemiyorum. Çocukluğumda gerçekleşen bazı şeyler vardır ki onlardan söz etmek beni hâlâ rahatsız eder. Hem sıkıntı çekmekte devam edenler, hem de geçmişte sıkıntı çekenler Tanrı’nın kendilerini teselli etmesine ve kuvvetlendirmesine izin vermişlerse (ya da şu anda veriyorlarsa) Tanrı tarafından kullanılabilirler.
Tesellicileri Arayış İçinde
Tanrı sizi bir tesellici yapma sürecindedir. Deneyimlerinizi başka birisinin yaşamında hizmet vermek için hazırlayacak bir şekilde biçimlendirmektedir. Edith Schaeffer, Dertleradlı kitabında şöyle der: