Geçenlerde hassas bir aile sorununa danışmanlık yapıyordum. Üvey babam kör ve artık kendi kendine bakamıyor; bu da annem için büyük bir gerginliğe yol açıyordu. Kocasının evde olmasının kendisine verdiği gerginliğe karşın John’u bir bakım evine koymamı istemiyordu. Bu konu üzerinde uzun uzadıya tartıştık. Sonunda birçok dua ve konuşmalardan sonra John’u bulabildiğim en iyi bakım evine koydum. Annem bir cumartesi günü onu ziyaret ettikten sonra onun gerektiği gibi bakılmadığına karar verdi, bunun üzerine eşyalarını toplayarak onu yeniden eve getirdi. Zavallı John. Bir süre, bir hafta öncesinden haftaya nerede yaşayacağını bilmez bir durumda yaşadı.

Çalışmak için oturduğumda kendimi işime vermekte güçlük çektiğimi hatırlıyorum. Kafam hep başka yerlere gidiyordu; kendimi pencereden dışarı bakar, annem ve John hakkında düşünür buluyordum. Onu acı çekerken görmek beni çok üzüyordu. Ve buna karşın onu yapmayı istemediği bir şeye zorlamak istemiyordum. Olay benim için kafasal ve duygusal bakımdan handikap yarattı.

Bütün sıkıntılar böyledir. Doğru dürüst etkin olmamız için gereken şeylerden bizi yoksun bırakır. Kuvvetli taraflarımız en zayıf taraflarımız haline gelirler. Sıkıntılar her zaman beklenmediktir ve hoş karşılanmazlar. Sıkıntı, yaşamımıza gelen davetsiz bir misafir ve hırsızdır. Ama bunlara karşın, Tanrı’ nın ellerinde sıkıntılar Tanrı’nın doğaüstü gücünün ortaya konduğu aletler haline gelirler.

Kusursuz Güç

Havari Pavlus’un bu ilkeyi anladığı kesindir. Bedendeki dikenini alması için Tanrı’ya üç kez dua ettikten sonra sonunda yanıtı aldı. Ancak yanıt hiç de tahmin ettiği gibi değildi. Tanrı kendisine kesin olarak dikeni almayacağını, ancak yapmak için çağırılmış olduğu işi sürdürebilmesi için Pavlus’a fazladan kuvvet vereceğini söylemişti.

Ama O bana dedi ki, “Lütfum sana yeter. Çünkü gücüm güçsüzlükte tamamlanır.” İşte, Mesih’in gücü üzerimde bulunsun diye güçsüzlüklerimle sevinerek daha çok övüneceğim... çünkü ne zaman güçsüzsem, o zaman güçlüyüm, (İncil:II Korintliler12:9-10).

Pavlus, hepimiz gibi durumun tamamen iyi olmasını istiyordu. Bu yüzden de, “Rab, bu dikeni al,” diye dua etmişti. Ancak Tanrı Pavlus’un bir handikapla yaşamasını istiyordu. Pavlus’un zayıf kalması O’nun isteğiydi. Ama Pavlus’un zayıflığı Tanrı’nın amacı değil, O’nun yöntemiydi. Tanrı’nın amacı Pavlus’un kendi kuvveti, kendi bilgeliği ve kendi zekâsına olan bağlılığını zayıflatmaktı. Tanrı, Pavlus’un kuvvetinde değil zayıflığında başkalarına hizmet etmesini ve yaşamasını istiyordu. “Kuvvet zayıflıkta kusursuzluk buldu” sözünün ardındaki düşünce de budur.

Buradaki kusursuzsözü ahlaksal bakımdan kusursuza karşı kusurlu anlamında kusursuz demek değildir; buradaki düşünce “yetkin”, “bütünlüğe erişmiş” tir. Tanrı, Pavlus’a genel bir ilke veriyordu. Bu ilkeye göre, bir şey ne kadar zayıfsa kuvvete o denli ihtiyacı vardı. Zayıf olan sonunda kuvvetlendirildiğinde, yenilenmiş kuvvetin varlığı eski haline kıyasla daha belirgindir. Tanrı’nın gücünü göstermesinin en iyi yollarından biri onu Kendi gücü olmasaydı zayıf ya da handikaplı olacak bir alet aracılığıyla göstermesidir. Bu nedenle Tanrı deneyimlerimizde sıkıntılar olmasına izin verir; bunu bizleri zayıf ve yaşamlarını sürdüremeyecek biçimde engellenmiş bireyler olmamız için yapmaz, amacı bizleri Kendi gücüyle donatıp başka türlü olsaydı yapamayacak olduğumuz şeyleri yapmamızı sağlamaktır.

Acı Veren Bir Öncelik

Tanrı’nın bakış açısına göre, Pavlus’un doğaüstü gücü yaşaması onun acısız ve sıkıntısız bir yaşam sürmesinden daha önemliydi. Pavlus’un yaşamına ne kadar yakından bakarsanız bunu kabul etmek de o kadar zorlaşır. Taşlanmış ve ölü olduğu sanılıp bırakılmıştı, içinde olduğu gemi batmıştı, dayak yemiş, kendisini yılan sokmuş, ve sonunda hapise atılmıştı — bunların hepsi de Mesih uğruna başına gelmişti. Ve her şey olup bitip söylendikten sonra bütün bunlara Pavlus’un tepkisi şuydu:

Bu nedenle Mesih uğruna güçsüzlükleri, hakaretleri, zorlukları, zulümleri ve darlıkları sevinçle karşılarım. Çünkü ne zaman güçsüzsem, o zaman güçlüyüm, (İncil:II Korintliler12:10).

Pavlus’un yaşadıklarının çok daha hafifini yaşayıp da bunlardan öfke ve düşmanlık dolu hislerle çıkan insanlar gördüm. Kendilerine yaptıklarından ötürü Tanrı’ya kızgındılar. Ama Pavlus böyle değildi. Neden mi? Çünkü o Tanrı’nın başına gelmesine izin verdiği şeylerin O’nun kendisi içinyapmayı istediği şeyler için hazırlık olduğunu anlamıştı. Pavlus, Tanrı’ya gitgide daha çok bağımlı olmaya başladığında bu durum artık kendisine çok doğal gelmeye başlamıştı. Mesih’e olan imanı bütün içtenliğiyle, “Zayıflıklarımdan ötürü hoşnudum” diyebileceği noktaya erişmişti.

Zayıflıklarla yaşamaktan hoşnut olma düşüncesi toplumun bize yolladığı mesajlara karşıt düşer. Güçten zevk alan çağımız insanı, zayıf bir durumda yaşamaktan hoşlanmaz. Ama havari Pavlus’un yaşamını inceleyen hiç kimse onun zayıf bir adam olduğunu söyleyemez. Tam tersine, Mesih’in havarileriyle Yahudi olmayan ulusların kurtuluşu konusunda tartıştı ve kazandı! Yaşamını en düşmanca tepkilerin geldiği yerlerde müjdeyi bildirerek geçirdi. Anadolu’nun en büyük şehirlerinde ve Ege Denizi kıyılarındaki liman şehirlerinde İnanlılar toplulukları kurdu. Pavlus bu ilk toplulukların din adamlarını bizzat yetiştirdi. Ve hepsinin üstüne İncil’in yarısını yazdı!

Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama bütün bunlar bana onun hiç de zayıf bir adam olmadığını gösteriyor. Eğer Pavlus bir işadamı olsaydı çok başarılı biri olurdu. Hedefler seçmeyi ve onlara ulaşmayı biliyordu. İnsanları yönlendirip teşvik etme ilkelerini anlamıştı. İnsanları sarsan ve harekete geçiren türde biriydi.

Öyleyse, Pavlus’un zayıf olduğunu iddia etmesiyle hayret verici başarılarını nasıl bağdaştırıyorsunuz? Basit. Yanıtı şu cümlede: “Ne zaman güçsüzsem, o zaman güçlüyüm.” Bu sözü yeniden başka sözlerle söyleyecek olursak şöyle bir şey olurdu: “Ben, Pavlus, kendi kuvvetimde olduğumda zayıfım, ama ben Pavlus, içimdeki Mesih’in kuvvetine dayandığımda kuvvetli, Rab benden her ne isterse onu yapabilen, O’nun isteğini yerine getirmek için enerji, gayret ve hararet dolu biri olurum.”

Zayıfı Ararken

Tanrı, havari Pavlus’un zayıflıkları aracılığıyla etkin olduğu gibi bizim zayıflıklarımız aracılığıyla da etkin olmak ister. Siz belki kendinizin zayıflık saydığı özelliklerle doğmuş olabilirsiniz. Ya da başarı için gerekli olduğunu sandığınız şeyleri size vermeyen bir aileye doğdunuz. Belki de son zamanlarda gerçekleşen bir trajedi ya da hastalık sizi yararlılığınız ya da öz değeriniz hakkında şüphelere düşürdü.

Bu durumlardan herhangi biri size bildik geliyorsa, sevinin! Siz tam Tanrı’nın aradığı türde bir insansınız. Tanrı, Kendi büyük gücünü onlar aracılığıyla gösterebileceği, kendi zayıflıklarını bilen ve yaşamlarını kontrol edip yönetmesi için Kendisine izin vermeye razı olan insanlar aramaktadır. Tanrı, kendileri için fazlasıyla zor olan şeyleri üzerlerine alıp yükü taşıması için Tanrı’ya güvenen insanlar aramaktadır. Pavlus, “lütfum (Tanrı’nın) sizin için yeterlidir” dediğinde onun ne demek istediğini deneyimleri aracılığıyla anlayan insanlar ister. Zayıflığa alışan ama yeterlilik ve güçlerini her gün Tanrı’dan alan İnanlılar ister!

Sayamayacağım kadar çok kereler, kendileriyle başa çıkabilme kapasitemin çok ötesinde olduğunu bildiğim sorunlarla yüz yüze geldim. En iyi arkadaşlarım olduğunu düşündüğüm insanlar beni reddettiler. Bazen o kadar çok acı çekip o kadar şiddetle ağladığım zamanlar olmuştur ki, Tanrı’ya ölmeye hazır olduğumu söylemişimdir. Ama kendim için üzüntü çektiğim bu zamanlarda, cennetsel Baba’ya yapabileceğim ve yapamayacağım şeyleri tekrar ettiğimde O bana her zaman yumuşak bir şekilde şunları hatırlatmıştır: “Charles, seni çağırdığımda senin kuvvetin ve yeteneklerinle ilgilenmiyordum. Şimdi de bunlar beni ilgilendirmiyor. Bilmek istediğim, istediklerimi yapmaya hazır mısın? Öyleyse gidelim. Çünkü benim lütfum yeterlidir.”

Bu noktada bir şey hakkında düşünmenizi istiyorum. Sizin en büyük zayıflığınız Tanrı için en büyük fırsattır. Şikâyet edip Tanrı’dan durumunuzu değiştirmesini isteyeceğinize neden O’ndan o boşluğu Kendi kuvvetiyle doldurmasını istemiyorsunuz? Kendi kuvvetinize olan bağlılığınızı bırakmanız için Tanrı yaşamınızdaki sıkıntılara izin vermiştir. Eksiğini çektiğiniz şeyler için Tanrı’ya dayanarak yaşamanız O’nun sizin için olan isteğidir. Bu duruma gitgide daha çok alıştıkça bir tatmin olma duygusu hissetmeye başlayacaksınız. O’nun gücü sizde tamamlanacaktır. Ve siz Tanrı için hazır oldukça, O’nun gücü sizin aracılığınızla diğerlerine gösterilecektir. Ve havari Pavlus’la birlikte zayıflıklarınızla övünebileceksiniz. Çünkü siz zayıf olduğunuzda Okuvvetlidir.