Pavlus, bunu şu şekilde açıkladı:

Aldığım esinlerin üstünlüğüyle gururlanmayayım diye bana bedende bir diken, beni yumruklamak için bir Şeytan

meleği verildi, gururlanmayayım diye, (İncil:II Korintliler12:7)

Tanrı Pavlus’un gururlu olma olasılığını uzaktan görmüş ve bir Şeytan meleğinin onu yumruklamasına izin vermişti. Bedendeki dikeni Tanrı’nın önleyici tedbiriydi. Tanrı, Pavlus’u popülerliği ve özel ruhsal ayrıcalıkları nedeniyle kendisini görmesi gerekenden daha yüksek bir düzeyde görmemesini güvenceye almıştı. Tanrı, Pavlus’un Kendi Krallığı için potansiyelini biliyordu. Ve Pavlus’un egosunun Tanrı’ya olan hizmetinin yolunda durmaması için mümkün olan her şeyi yapacaktı.

Kendi Potansiyelinizin Bilincinde Olmak

Tanrı sizin Kendi Krallığı için potansiyelinizi biliyor. Ne tür bir etkiniz olabileceğini de biliyor. İnanlılar’ın çoğu ruhsal potansiyellerini gerçek değerlerinin altında değerlendirirler. “Ben Tanrı için ne yapabilirim ki? O’nun bana ihtiyacı yok,” diye düşünürler. Ama dostum, söz konusu Tanrı’nın size ihtiyacı olup olmamasıdeğildir. Konu şudur: Tanrı sizi etki alanınız içinde O’nu temsil etmeniz için seçmiştir. Bu etki alanı eviniz olabilir. Çalıştığınız büro ya da birlikte çalıştığınız kişiler olabilir. Alanın büyüklüğü önemli değildir. Çalıştığınız yerdeki kişilerden birinin dünyada oturup dinleyebileceği tek kişi siz olabilirsiniz. Ve bir tek kişi için cennetle cehennem farkını yaratabiliyorsanız, çok büyük bir potansiyeliniz vardır!

Ruhsal potansiyelin görmezlikten gelindiği bir alan daha vardır. Çoğu kez ilgimiz Tanrı’nın Krallığı’nın diğer insanları kapsayan hizmetindedir. Ama Tanrı’nın Krallığı’nın işinin özel bir yanı, aynı şekilde hatta belki de daha fazla önemlidir ki, bu da duadır. Hepimizin dua aracılığıyla büyük bir potansiyeli vardır, çünkü ruhsal yaşamın özü göksel yerlerde olup biten mücadelelerdir (bkz. İncil:Efesliler6:12). Dua bir İnanlının bu göksel savaşta kendine düşeni yapmasıdır. Gerçek ruhsal kahramanların kimler olduğunu bize ancak cennet açıklayacaktır. Bu yaşamda tanınmayan kişiler oldukları halde Tanrı’nın diğer insanları kapsayan işinde olanları dua aracılığıyla sadıkça destekleyen birçok çok saygın kişi olacaktır.

Potansiyelimizin Olumsuz Yönü

Potansiyelinizi bilen sadece Tanrı değildir. Şeytan da onu çok iyi görür. Şeytan kişinin başarılarını alıp onları ona karşı kullanmayı çok sever. Vaizleri, öğretmenleri, müzisyenleri gerçekten de harika insanlar olduklarına ikna etmekten büyük zevk alır. Duayı Tanrı’nın kendilerini çağırmış olduğu iş olarak görenlerde, “Bahse girerim ki bu vaiz benim kadar dua etmiyordur,” diyen gururlu ve kendini beğenmiş bir ruh yaratmak onun spesiyalitelerinden biridir. Anlayışlarının kaynağının kim olduğu konusunda danışmanların kafalarını karıştırmakta ustadır. Şeytan, gurur kadar insanlara yararlılıklarını kaybettirici bir şey olmadığını bilir. Kişinin Tanrı’ya olan hizmetini gurur kadar hızla etkisiz hale getiren bir şey daha yoktur.

Tanrı, asiliğine karşın Yunus’u yine de kullandı. Davut’u da ahlaksızlığına karşın kullandı. İnanç yetersizliğini ortaya koyarak Firavun’a yalan söyleyen İbrahim’i bile kullandı. Ama Kutsal Kitap’ta gururla dolup taşan birini gördüğünüzde bu durum sonun başını kodlar.

Bunun en iyi örneği Nabukednezar’dır. Bir gün Babil kralıyken ertesi gün bir deli olarak dışarı atılmıştı (bkz. Tevrat: Daniel4:30-33). Neden mi? Gururundan ötürü. Süleyman’ın yönetimini de sonunda mahveden kendi gururuydu. Tanrı’nın bir insanı rafa kaldırmasının en çabuk nedeni gururdur, çünkü Tanrı Kendi yüceliğini kimseyle paylaşmak istemez.

Yok edilmeden önce gurur,

Ve düşmeden önce mağrur ruh gelir. (Zebur:Süleyman’ın Meselleri16:18)

Tanrı kibirlilere karşıdır, ama alçakgönüllülere lütfeder. (İncil:Yakup4:6)

Gururlu olan bir İnanlı Tanrı’ya karşıt bir yaşam sürmektedir. İnanlı yaşamı bağımlı bir yaşam olarak tasarlanmıştır. Bir yaşama gurur girdiğinde bağımlılık hissini yavaş yavaş yok eder, çünkü gururun özü kendi kendine yeterliliktir. Kişiliğine gururun girmesine izin vererek, kişi yaşama karşı Tanrı’nın istediğinin tam tersi bir tutum geliştirir. Tanrı gururlulara yardım etmez; gururlulara cesaret vermez; gururlulara destek olmaz; Tanrı gururlulara karşıdır.

Hiç Şaşırmayın

Tanrı’nın Krallığı için potansiyelimiz, ve gururun Cennetsel Babamız’la olan ilişkimize yaptığı korkunç etkinin ışığı altında Tanrı’nın bizleri alçak gönüllü tutmak için acı verici bir şekilde her türlü çareye başvurmasını anlayabiliyoruz. Tanrı’nın havari Pavlus’u ne kadar sevdiğini bir düşünün. İncil’in yarısını ona yazdırttı! Buna karşın Pavlus’a kendisiyle bütün yaşamı boyunca birlikte kalan bir bedensel diken verdi. Böylesine bir ayrıcalığı böylesine bir acıyla bağdaştırmanın tek yolu Tanrı’nın gururdan ve Pavlus’un durumunda ise gururun olasılığından bile ne kadar nefret ettiğini anlamaktır.

Tanrı, Pavlus’un gururunu daha oluşmadan önlemek için onun yaşamında zorluklara yer verdiyse, aynı şeyi bizim için de yapacağını söylemek mantıksız bir şey midir? Bizim Tanrı’nın Krallığı için potansiyelimiz Rab’bimiz için Pavlus’unki kadar önemli değil midir? Tanrı, havari Pavlus’la sahip olduğu yakın ilişkiye bizimle de sahip olmakla ilgilenmiyor mu? Tabii ki ilgileniyor. Bu yüzden şu anda kendisiyle mücadele ettiğiniz zorluk Tanrı’nın gururunuzu ıslah etmesinin bir yolu olabilir.

Durumu şu şekilde düşünün. Gururunuzun sizi Tanrı’nın olmanızı istediği her şey olmaktan alıkoyma potansiyeline sahip olduğunu bilseydiniz, Tanrı’dan onu kontrol altında tutması için ne gerekiyorsa yapmasını istemeye razı olur muydunuz? Eğer böyle bir duayı etme düşüncesi sizi korkuyla ürpertiyorsa sizin için hem iyi, hem de kötü haberlerim var. İyi haberim, Tanrı’dan gururunuzu ıslah etmesi için yaşamınıza bir şey yollamasını istemenize gerek yoktur. Kötü haberim ise O’nun bunu kendi insiyatifiyle yapacağıdır!

Trajedi, bir çok insanın Tanrı’nın kullanmayı istediği sıkıntılardan kaçmasını bilecek kadar zeki oluşlarıdır. Kendi hüner ve azimleri aracılığıyla durumlarını öylesine kullanırlar ki, Tanrı’nın kendilerini alçakgönüllü tutma planlarından geçici olarak kaçarlar. Bu kısa vadede işe yarayabilir, ama kimse Tanrı’dan daha akıllı değildir ve O’na karşı tedbir alamaz! Bu insanlar bir süre hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam etmeyi hatta Tanrı’ya hizmet etmeyi sürdürürler. Ama yavaş yavaş özel yaşamlarında gerçek olan şey su yüzüne çıkmaya başlar. İnsanlar onlarda bir değişiklik, güçsüzlük, kendini beğenmişlik görmeye başlarlar ve bazen onlar farkına bile varmadan Tanrı kendilerini rafa kaldırır.

Sheila’nın Öyküsü

Birkaç yıl önce topluluğumuzda özellikle gençlerle çok iyi ilişki kurabilen çok yetenekli bir kadın vardı. İnanlılar topluluğundaki çocuklar ona kimseye olmadığı kadar kendilerini yakın hissediyorlardı. İletişim kurmadaki yeteneği ile kişiliği onu çok iyi bir öğretmen ve örnek alınacak biri yapmıştı. Ama çoğu yetenekli insan gibi diğer insanların övgülerine biraz fazla güvenme eğilimi vardı. İşi ve Tanrı’ya hizmetinde bir değişiklik olduğunu fark etmiştim. Diğer insanların onayı Tanrı’nın sessiz onayından daha önemli olmaya başlamıştı. Benliğini gurur kaplamaya başlamıştı.

Bu değişiklik gerçekleşirken, Tanrı’nın Sheila’yı iki kez alçakgönüllü kılmaya çalıştığını seyretmiştim. İlk çabası çocuklarından biri aracılığıyla idi. En büyük kızı Sheila’ya başkalarının önünde çok utanç veren bir fiziksel durumla doğmuştu. Kızının sorununu kabul edip bunun sosyal ve parasal açıdan nelere mal olacağına aldırmadan kendini onu sevmeye adayacağı yerde, Sheila Mindy’i reddetti. Mindy’nin kontrol alanının dışında olan şeyler için onu herkesin önünde eleştirdi. Sonunda Sheila Mindy kendi kendine bakabilecek yaşa gelene dek ona bakmaları için onu başkalarının yanına yerleştirdi. Ve bunları yaparken de Tanrı’ya olan hizmetinin önemini belirterek davranışlarını aklamaya çalıştı.

Bundan birkaç yıl sonra Sheila’nın kocası işini kaybetti. Bunun sonucu olarak kendine güvenini de kaybetti. Bir süre işsiz kaldı, sonunda belediyede bir işe girdi. Hem yaptığı iş, hem de eve getirdiği maaş Sheila’nın alışık olduğunun çok altındaydılar. Tanrı’nın onu alçakgönüllü kılmak için yaptığı bir şey olduğuna inandığım durumdan bir kez daha kurtuldu. Kocasının kendisine gerçekten ihtiyacı olduğu bir zamanda ona destek olacak yerde onu terketti.

Sheila’yı uzun süredir görmedim. Kocasını terk ettikten sonra kendi işini açtı. Bunun üzerinden çok geçmeden İnanlılar topluluğundaki bütün hizmet sorumluluklarını bıraktı. Onun hakkında en son duyduğum şey işinin çok iyi gittiği ama Rab’den tamamen uzak bir yaşam yaşadığıydı. Dünyanın gözünde çok başarılıydı ama Tanrı’nın gözünde bundan çok uzaktı.

Acı Veren Sevgi

Tanrı’nın havari Pavlus için büyük planları olduğu gibi sizin için de büyük planları vardır. Sadece sizin erişebileceğiniz kurtulmamış insanlar vardır. Sadece sizin teselli edebileceğiniz acı çeken kutsallar vardır. Ve Tanrı gururun potansiyelinizi azaltmasına izin vermeye niyetli değildir.

Sheila gibi siz de karşı koyabilirsiniz. Ama sadece kendinize zarar verirsiniz. Sıkıntılar ne kadar acı verirse versin Tanrı’nın sevgisinin bir dışavurumudurlar. Tanrı gururunuzu fethetme üzerinde çalışarak aslında potansiyelinizi ve yaşamınızı korumaya çalışmaktadır. Gururu her zaman bir tür yıkım izler. Bu, ailenizin, mesleğinizin ya da yaşamınızın ta kendisinin yıkımı olabilir.

Şu anda herhangi bir sıkıntı çekiyor musunuz? Tanrı gururunuzu fethetmek için yaşamınızda bu zorluğa izin vermiş olabilir mi? Eğer öyleyse bunun için O’na teşekkür etmeye, sıkıntı için değil ama size ve ailenize olan büyük sevgi ve ilgisinden ötürü Tanrı’ya teşekkür etmeye razı mısınız? Size karşı bu aktif ilgi ve sevgisinden ötürü O’nu size içtenlikle övebilirseniz; sıkıntınızın üstesinden gelmek için dev bir adım atmış olursunuz!