1Herkes, baştaki yönetime bağlı olsun. Çünkü Tanrı'dan olmayan yönetim yoktur. Var olanlar Tanrı tarafından kurulmuştur. 2Bu nedenle, yönetime karşı direnen, Tanrı buyruğuna karşı gelmiş olur. Karşı gelenler yargılanır. 3İyilik edenler değil, kötülük edenler yöneticilerden korkmalıdır. Yönetimden korkmamak ister misin, öyleyse iyi olanı yap, yönetimin övgüsünü kazanırsın. 4Çünkü yönetim, senin iyiliğin için Tanrı'ya hizmet etmektedir. Ama kötü olanı yaparsan, kork! Yönetim, kılıcı boş yere taşımıyor; kötülük yapanın üzerine Tanrı'nın gazabını salan öç alıcı olarak Tanrı'ya hizmet ediyor. 5Bunun için, yalnız Tanrı'nın gazabı nedeniyle değil, vicdan nedeniyle de yönetime bağlı olmak gerekir. 6*Vergi ödemenizin nedeni de budur. Çünkü yöneticiler Tanrı'nın bu amaç için gayretle çalışan hizmetkârlarıdır. 7Herkese hakkını verin: Vergi hakkı olana vergi, gümrük hakkı olana gümrük, saygı hakkı olana saygı, onur hakkı olana onur verin.
AÇIKLAMA: Baştaki yönetime boyun eğmek hiç bir zaman popüler olmamıştır. Bugün ülkeler çoğunlukla ‘demokratik’ devletler tarafından yönetilir ama eninde sonunda hepsinde bir yaramazlıklar çıkıyor. Pavlus’un gününde durum daha da kötüydü. Roma İmparatorluğu döneminde insanların demokratik hakları çok sınırlıydı. Her şey baştaki İmparatora bağlıydı. Kimi zaman Tiberius gibi saygıdeğer biri çıkardı kimi zaman Neron gibi kafayı oynatmış bir deli çıkardı. Ama yönetimin durumu ne olursa olsun İncil’in buyruğu aynıdır: Boyun eğ. Bu çoğumuzun hoşuna gitmiyor ama ilerdeki ayetlerde Pavlus sebeplerini sıralar.
En başta, yönetim Tanrı’nın bilgisi dahilinde iktidara gelmiştir diye hatırlamak lazım. Her kim kral ya da başbakan olduysa Tanrı’nın müsaadesiyle olmuştur. Bu, Tanrı’nın yöneticilerinin yaptıkları her şeyi onaylıyor anlamına gelmiyor. Ancak dünyada belirli bir düzen olsun diye Rab hükümetlerin kurulmasını uygun gördü (E.İşleri 17:26). Sonuçta kötü bir düzen bile düzensizlikten yeğdir. Dolayısıyla yönetime baş kaldırmak Tanrı’nın kurmuş olduğu genel düzene karşı direnmek demektir. Tabii bu demek değil ki yasanın çerçevesinde şikayetlerimizi dile getirmeyeceğiz. Pavlus da Roma vatandaşlığını öne sürerek pek çok defa haklarını savunmuştu (E.İşleri 22:25). Ama Mesih’e bağlıyım deyip yönetime karşı gelmek yoktur.
Yönetimin en temel görevi adalet sağlamak. Evrenin yargıcı olan Tanrı onlara bu görevi teslim etmiştir. Tabii yine insanlardan oluştuğu için kusursuz bir adalet sağlaması mümkün değil. Ama bütün eksikliklerine rağmen hükümetler genellikle kötü eylemleri yargılar. O yüzden kötü bir şey yapmıyorsak korkmamıza gerek yok. Tabii bizler sırf ceza yememek için değil kendi vicdanımızı Tanrı’nın önünde pak tutmak için iyi olanı yapmalıyız. O yüzden gerektiğinde vergi ya da gümrük, saygı ve onur hakkı olana vermeliyiz. Bunu hakkettiklerinden yapmıyoruz. Bunu Tanrı’dan ötürü yapıyoruz çünkü onlara bu yetkiyi veren Rab’dir. (bkz. 1.Petrus 2:13-17)
Sonuç olarak her yönetimde kusur bulmak kolay. Ancak Mesih imanlısı olarak yönetime boyun eğmemiz emredilmiştir. İncil’de tek bir istisna görünüyor o da eğer yönetim inancımıza karşı gelip Tanrı ile olan ilişkimize müdahale etmeye kalkarsa saygıyla direnme hakkımız doğuyor. (bkz. E.İşleri 4:18-20) Böyle şartlar oluşursa da tümden yönetimi başımızdan atmak gibi bir lüksümüz yoktur. Sadece inancımızla ilgili konularda itaatsizlik yapabiliriz. Bunun dışında başka istisnai durumlar oluşabilir mi? Belki, ama İncil’in burada kurduğu temel gerçekten uzaklaşmamaya dikkat etmeliyiz yoksa insanlara karşı değil Tanrı’ya karşı gelmiş olabiliriz.