ACILARIN SONU

Romalılar 8:18-25

18Kanım şu ki, bu anın acıları, gözümüzün önüne serilecek yücelikle karşılaştırılmaya değmez. 19Yaratılış, Tanrı çocuklarının ortaya çıkmasını büyük özlemle bekliyor. 20-21*Çünkü yaratılış amaçsızlığa teslim edildi. Bu da yaratılışın isteğiyle değil, onu amaçsızlığa teslim eden Tanrı'nın isteğiyle oldu. Çünkü yaratılışın, yozlaşmaya köle olmaktan kurtarılıp Tanrı çocuklarının yüce özgürlüğüne kavuşturulması umudu vardı. 22Bütün yaratılışın şu ana dek birlikte inleyip doğum ağrısı çektiğini biliyoruz. 23*Yalnız yaratılış değil, biz de –evet Ruh'un turfandasına sahip olan bizler de– evlatlığa alınmayı, yani bedenlerimizin kurtulmasını özlemle bekleyerek içimizden inliyoruz. 24Çünkü bu umutla kurtulduk. Ama görülen umut, umut değildir. Gördüğü şeyi kim umut eder? 25Oysa görmediğimize umut bağlarsak, sabırla bekleyebiliriz.


AÇIKLAMA: Dünyada yaşarken acılardan muaf olmak mümkün değil. Bunun için pek çok insan Yaratan’a isyan eder. Fakat O’nu yargılamadan önce bir kaç soru sormak lazım: Bu acılar nereden geldi ya da ne zaman başladı? Aslında Tanrı’nın yarattığı dünya tek sözle mükemmeldi. Ancak Adem ve Havva Tanrı’ya güvenmek yerine İblis’e aldanıp isyanına katıldılar. Bu ilk günahın ardında Tanrı onların bundan böyle pek çok acılara maruz kalacaklarını belirtir. (bkz. Yaratılış 3) İşte yeryüzündeki ıstırap, adaletsizlik, cefa ve ölüm Tanrı’dan değil insanın isyanından kaynaklanıyor. Ne var ki sadece insan değil, bu bölümde okuduğumuz gibi, bütün kainat da amaçsızlığa teslim edildi. Neden? Çünkü Tanrı dünyayı insanın eline emanet etti, dolayısıyla insan günaha daldığında arkasından bütün yaradılışı da sürükledi. Böylece sadece insan değil yaratılış da inleyip acı çekiyor. Peki, ne zaman bitecek bu çile?

Bu acıların kaynağı insanın günahıysa o halde ne zaman insanlar özgür olursa o zaman bu acılar da sona erecektir. İşte İsa Mesih insanları Şeytan’ın ve günahın esaretinden kurtarmak için geldi. Bunu çarmıhta yerimize ölerek ve üçüncü gün ölümü yenerek başardı. Böylece kendisine iman eden herkes kurtuluyor. Ancak ruhen ne kadar kurtulduysak da hala bu dünyada ve bu bedenlerde yaşadığımız için fizikken henüz kurtulmuş değiliz. Mesih’e iman eden şimdiden Tanrı’nın çocuğudur ancak Mesih geri döndüğünde ve dünyayı yenilediğinde esas kim olduğumuz gözükecektir (1.Yuhanna 3:1-3). Böylece kainat Tanrı’nın çocuklarının tam anlamıyla özgürlüğe kavuşmalarını büyük özenle bekliyor. Çünkü ne zaman insanlar asıl mevkilerine geri dönerse o zaman bütün dünya da esenliğe kavuşacaktır.

Tanrı insanı kendi çocukları olmak üzere yarattı. Fakat insan Şeytan’a köle olmayı yeğledi ve beraberinde tüm kainatı üzüntüye boğdu. Ne var ki Mesih’e iman ederek Tanrı’nın çocukları olma hakkına sahip oluyoruz (Yuhanna 1:12). Bir gün İsa Mesih yeryüzüne dönecektir ve Tanrı’nın bütün çocuklarını ortaya çıkartacaktır. O zaman kuzuyla aslan birlikte yatacak, insanlar savaş aletlerini imha edecek çünkü Mesih yeryüzünde Kral olacak (Yeşaya 11). C.S Lewis adlı yazar Narnia Günlüklerindeki ‘Aslan, Cadı ve Dolap’ kitabında bunu harika bir şekilde resmeder. Sonuç olarak hayatta yaşadığımız hüsran ve acılar Tanrı’dan değil Şeytan ve insanın isyanından kaynaklanıyor. Ama Mesih’e iman ettiğimizde bu lanetten kurtuluyoruz ve bir gün İsa Mesih geri döndüğünde dünyayı yine orijinal haline geri çevirecektir. O zaman acılar sona erecektir. İncil’in son bölümlerinde yazdığı gibi: ‘Onların gözlerinden bütün yaşları silecek, artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak(Vahiy 21:3-4).’ Böylece bugün bazı acılara katlanmamız gerekiyorsa da bunlarıngözümüzün önüne serilecek yücelikle karşılaştırılmaya’ değmediğini unutmayalım.