1Böylece imanla aklandığımıza göre, Rabbimiz İsa Mesih sayesinde Tanrı'yla barışmış oluyoruz. 2İçinde bulunduğumuz bu lütfa Mesih aracılığıyla, imanla kavuştuk ve Tanrı'nın yüceliğine erişmek umuduyla övünüyoruz. 3-4Yalnız bununla değil, sıkıntılarla da övünüyoruz. Çünkü biliyoruz ki, sıkıntı dayanma gücünü, dayanma gücü Tanrı'nın beğenisini, Tanrı'nın beğenisi de umudu yaratır. 5Umut düş kırıklığına uğratmaz. Çünkü bize verilen Kutsal Ruh aracılığıyla Tanrı'nın sevgisi yüreklerimize dökülmüştür. 6Evet, biz daha çaresizken Mesih belirlenen zamanda tanrısızlar için öldü. 7Bir kimse doğru insan için güç ölür, ama iyi insan için belki biri ölmeyi göze alabilir. 8Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü. 9Böylece şimdi O'nun kanıyla aklandığımıza göre, O'nun aracılığıyla Tanrı'nın gazabından kurtulacağımız çok daha kesindir. 10Çünkü biz Tanrı'nın düşmanlarıyken Oğlu'nun ölümü sayesinde O'nunla barıştıksa, barışmış olarak Oğlu'nun yaşamıyla kurtulacağımız çok daha kesindir. 11Yalnız bu kadar da değil, bizi şimdi Tanrı'yla barıştırmış olan Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla, Tanrı'nın kendisiyle de övünüyoruz.
AÇIKLAMA: İnsanın Tanrı katında ancak ve ancak İsa Mesih’e iman ederek aklandığını gördük. Peki bu tam olarak ne demek? En başta Tanrı’yla barışmış oluyoruz. Tanrı’nın bize karşı bir küskünlüğü yoktur tabii ama biz hep günah işleyerek kendisine düşmanca davrandık. Baştan gördüğümüz gibi insanlık her türlü pisliğe ve putperestliğe dalarak (Romalılar 1:18-32) Şeytan’la birlikte asıl sahibine ve yaratanına karşı cephe açmış durumdaydı. Tanrı ise kutsal Oğlu İsa Mesih’i yerimize kurban ederek aradaki düşmanlık setini indirdi. Bunun adı lütuftur - yani hak ettiğimizin tam tersi. Düşünün bizi yok etmesi gerekirken kendisi günahlarımızı üstlenip barış sağladı. Böylece Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kalmış bizler (Romalılar 3:23) Mesih’e olan iman sayesinde Rab’bin yüceliğine erişme umuduna sahip olduk. Ölümden sonra bizi gazap değil Tanrı’nın görkemi bekliyordur. Ayrıca bu umut sadece bir sonraki hayat için geçerli değil, daha şimdiden dünyada her gün çektiğimiz cefa için de geçerlidir. Bu umut bize yeni bir bakış açısı kazandırır öyle ki dünyada gördüğümüz sıkıntıların bile yararını görebiliriz. Çünkü Mesih uğruna acıya katlandıkça imanda güçlenip Tanrı’nın beğenisini kazandığımızın farkına varıyoruz. İşte bu umut hem bu hayat için hem de sonraki hayat için bizi güçlendirip ayakta tutar. Daha da önemlisi bu umut Tanrı’nın sevgisine yol açar. Evet, Mesih’e iman ettiğimizde Tanrı’nın Ruhu içimize yerleşir ve ruhumuzu mükemmel sevgisiyle doldurur. Pavlus’un başka yerde yazdığı gibi: ‘Kalıcı üç şey vardır: İman, umut ve sevgi(1.Korintliler 13:13).’ Tanrı’yla barışmanın sonucunda bu üçlü niteliğe sahip oluyoruz.
Sevgiden konu açılmışken Pavlus onu daha da açmak istiyor. Sevgi derken genellikle insanlara verilen hediyeler, ya da kişiler arasında yaşanan bazı duygusal ilişkiler akla gelir. Ancak İncil’e göre sevgi demek fedakârlık demek. Mesih şöyle dedi: ‘Hiç kimsede, insanın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur(Yuhanna 15:13).’ Sonraki ayetlerde Pavlus Tanrı’nın bize olan sevgisini Mesih’i feda ederek gösterdiğini açıklar. Ancak bunu hak ettiğimiz için yapmadı. Tersine bizim için ‘çaresiz, tanrısız ve günahkâr’gibi ifadeler kullanır. Bir kimse sevdiği insan için canını vermeye razı olabilir, ama düşmanı için hiç kimse bunu yapmaz. Tanrı’nın sevgisi ise bizimkinden çok farklıdır. Bizler küstah, asi, günahkârlar iken Mesih bizim için öldü. Bu gelmiş geçmiş tüm sevgilerin en üstünüdür. İşte barışın kilidini açan anahtar bu sevgidir. İnsanın mutlu ve huzurlu bir hayata sahip olması için öncellikle Yaratan’ıyla barışması gerek. Tanrı’yla barışmak için Oğlu İsa Mesih aracılığıyla bize gösterdiği olağanüstü sevgiye yani çarmıhtaki mükemmel kefaretine inanmamız gerek. Bu gerçeği kabul ettiğimizde artık Tanrı’nın düşmanı değil dostu oluyoruz. Artık O’nun gazabından korkmamıza da gerek yoktur çünkü Tanrı bizi yüce sevgisinin emniyetine alıyordur. Tek yapmamız gereken İsa Mesih’e imanla teslim olmaktır.