1İsa Mesih'in kulu, Tanrı'nın Müjdesi'ni yaymak üzere seçilip elçi olmaya çağrılan ben Pavlus'tan selam! 2-4Tanrı, Oğlu Rabbimiz İsa Mesih'le ilgili bu Müjde'yi peygamberleri aracılığıyla Kutsal Yazılar'da önceden vaat etti. Rabbimiz İsa Mesih beden açısından Davut'un soyundandır; kutsallık ruhu açısından ise ölümden dirilmekle Tanrı'nın Oğlu olduğu kudretle ilan edildi. 5Her ulustan insanın iman edip söz dinlemesini sağlamak için Mesih aracılığıyla ve O'nun adı uğruna Tanrı lütfuna ve elçilik görevine sahip olduk. 6İsa Mesih'in çağrılmışları olan sizler de bu uluslardansınız. 7Tanrı'nın Roma'da bulunan, kutsal olmaya çağrılan bütün sevdiklerine, Babamız Tanrı'dan ve Rab İsa Mesih'ten size lütuf ve esenlik olsun. 8İlkin hepiniz için İsa Mesih aracılığıyla Tanrım'a şükrediyorum. Çünkü imanınız bütün dünyada duyuruluyor. 9-10Oğlu'nun Müjdesi'ni yaymakta bütün varlığımla kulluk ettiğim Tanrı, sizi durmadan, her zaman dualarımda andığıma tanıktır. Tanrı'nın isteğiyle sonunda bir yol bulup yanınıza gelmek için dua ediyorum. 11Çünkü ruhça pekişmeniz için size ruhsal bir armağan ulaştırmak üzere sizi görmeyi çok istiyorum. 12Yani, ben aranızdayken karşılıklı olarak birbirimizin imanıyla cesaret buluruz demek istiyorum. 13*Kardeşler, öteki uluslar arasında olduğu gibi, çalışmalarımın sizin aranızda da ürün vermesi için yanınıza gelmeyi birçok kez amaçladığımı, ama şimdiye dek hep engellendiğimi bilmenizi istiyorum. 14Grekler'e ve Grek olmayanlara, bilgelere ve bilgisizlere karşı sorumluluğum var. 15Bu nedenle Roma'da bulunan sizlere de Müjde'yi elimden geldiğince bildirmek için sabırsızlanıyorum. 16*Çünkü Müjde'den utanmıyorum. Müjde iman eden herkesin –önce Yahudiler'in, sonra Yahudi olmayanların– kurtuluşu için Tanrı gücüdür. 17*Tanrı'nın insanı akladığı, Müjde'de açıklanır. Aklanma yalnız imanla olur. Yazılmış olduğu gibi, “İmanla aklanan yaşayacaktır.”
AÇIKLAMA: Pavlus’u sıradan bir imanlıdan ayıran O’nun Mesih’in müjdesine karşı duyduğu olağanüstü tutkuydu. Kendini İsa’nın kulu olarak görürdü çünkü ilk kez Mesih’le Şam yolunda karşılaştığı günden itibaren iradesini O’na teslim etmişti. Böylece Tanrı’nın almış olduğu elçilik sorumluluğu her gün omuzlarında taşıyordu (1.Korintliler 9:16). İsa Mesih’i bütün uluslara tanıtmayı kutsal bir görev olarak üstlenmişti. Böylece bugünkü Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan bölgelerinde İsa Mesih’i duyurarak pek çok kilise kurduktan sonra Roma kentine de gidip Tanrı’nın ‘armağanını’paylaşmak istiyordu. Elçi Pavlus sadece onlara vaaz vermek değil, başkentteki imanlılardan da teşvik almayı umuyor. Böylece Pavlus mektubuna başlarken onları Tanrı’nın lütfuyla selamlıyor ve onlara olan büyük sevgisini dile getiriyor.
Peki Pavlus’un bu kadar büyük özveriyle yaydığı Mesih’in müjdesi neydi? En başta Pavlus Mesih’le ilgili bu mesajın çok önceden peygamberlerce bildirildiğini söyler. Peygamberlerin sözlerine göre beklenen büyük Kurtarıcı Mesih’in, Davut’un soyundan gelmesi gerekliydi. (bkz. 1.Samuel 7:11-16) Aynı zamanda beklenen Mesih’in sonsuz bir Kral olacağı da belirtilmişti. Bunun için Mesih’in sıradan insandan çok ötede olup ebedi bir niteliğe sahip olması gerekiyordu. Böylece Cebrail ilk defa Meryem’e Mesih’in doğuşunu müjdelerken O’nun esas ‘Yüceler Yücesinin Oğlu’olacağını belirtir (Luka 1:32-33). Özellikle İsa’nın görkemli bir biçimde ölümden dirilmesi O’nun peygamberlerin çok önceden duyurduğu hem Davut’un hem de Tanrı’nın Oğlu olduğunu kanıtlamıştı. Çünkü ancak ölümü yenip ölümsüzlüğe kavuşan biri Davut’a vaat edilen sonsuz Krallığı yerine getirebilirdi. Mesih’in Tanrı’nın Oğlu oluşu kesinlikle Pavlus’un bir icadı değildi. Kendisinden yüzlerce sene önce peygamberler beklenen Mesih’in ‘Tanrı’nın Oğlu’ olacağını duyurdular. (bkz. Mezmur 2, 1.Tarihler 17:13) Pavlus ve İsa’nın diğer elçileri bu gerçeği yaymaya hayatlarını adadılar ve sonunda Tanrı Oğlu Mesih uğruna canlarını da verdiler.
Mesih’in müjdesine ‘bütün varlığıyla kulluk eden’ Elçi Pavlus’un tek bir amacı vardı, o da İsa’yı bütün uluslara duyurmaktı. Pavlus için inancı kendine özgü ya da toplumuna has bir miras değildi. Onun için Mesih’in müjdesi bütün uluslar için ‘Tanrı’nın gücüdür’. Yani dünyayı kurtaracak tek güçtür. Bugün birimiz her çeşit kanseri iyileştiren ilacı bulsak hangimiz bunu kendimize saklarız? Böylesi bir müjdenin bütün uluslara acilen duyurulması gerek. Mesih’in müjdesi bundan daha da acil ve güçlüdür. Çünkü kanserden iyileşen yine ölecektir ancak Mesih’e iman eden ölse de ebediyen yaşayacaktır. Böylece Pavlus bu kurtuluş müjdesini tüm uluslara duyurmayı borç biliyordu. Onun için müjdeyi paylaşıp paylaşmamak gibi bir seçim yoktur. Kendisini bunu yapmak mecburiyetinde hissediyordu. Duyurduğu müjdenin özeti de şöyle: “İsa Mesih’e iman eden herkes günahlarından aklanacaktır”. Kısacası Mesih’in müjdesi herkes için tek kurtuluş yoludur. Bu şekilde henüz mektubun başında Pavlus müjdeye olan tutkusunu harika bir şekilde sergiler. Pavlus’un uğruna hayatını harcadığı müjdeden hiç utanmayıp büyük cesaretle herkese duyurmayı amaç edindiğini görüyoruz. Elçi Pavlus’un hayata bakış açısı oldukça net ve açıktır: Herkesin müjdeye acilen ihtiyacı vardır. Böylesi bir müjde için insan yaşar da ölür de.