Tanrı şöyle konuştu:
"Seni Mısır'dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın RAB benim.
"Benden başka tanrın olmayacak.
"Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın.
Mısır’dan Çıkış 20.1-4
Bir varmış bir yokmuş, kör bir çocuk varmış. Çocuğun tek bir arzusu varmış; filin nasıl bir hayvan olduğunu anlamak. Günün birinde arkadaşları çocuğu filin bulunduğu yere götürmüşler. Orada kör çocukla dev fil yüz yüze gelmişler.
Çocuk ilk önce filin bacağına dokunmuş; ‘Haa, fil bir ağaca benziyor; güçlü ve sağlam.’
Sonra çocuk filin kulağını ellemiş; ‘Haa, fil büyük bir yaprağa benziyor; pürüzsüz.’
Sonra çocuk filin dişini ellemiş; ‘Oha, fil sert, soğuk ve keskin. Korkmam mı gerekiyor?’
En sonunda fil hortumunu çocuğa uzatmış; ‘Haa, fil duyarlı, canlı ve yumuşak.’ demiş.
Biz de Tanrı’nın kim olduğunu, nasıl bir Tanrı olduğunu mantığımızla kavrayamıyoruz. Tanrı şöyle ya da Tanrı böyle diyenler olur; ama Tanrı sadece ve sadece kendini vahiy yoluyla bize açıklar. Tanrı büyük olduğu için bir anda olmuyor – ha çözmüşüm – Tanrı şöyledir: Mısır’dan Çıkış bölümünde Tanrı kendi özelliklerini, aşamalı bir şekilde halkına anlatıyor. Musa’ya 7 defa görünerek, yeni bir adla, yeni bir özellikle açıklıyor kendini.
Şu ana kadar Tanrı kendini ‘Ben Benim’ olarak, ‘Kurtarıcı’ olarak ve ‘Şifacı’ olarak tanıttı. Şimdi filin dişine geldik; yani büyük resmi bilmeden bugünkü niteliği kabul etmek bize oldukça zor gelir. Tersine, büyük resmi bildikçe, filin dişinin korunmamız için faydalı olduğunu öğrenmiş olacağız.