İtiraf disiplini tövbeyle birlikte görülen bir eylemdir. Suçun kabul edilerek günahın gizli olmaktan çıkarılmasıdır. Tevrat bölümlerinde günahların itirafı aynı zamanda bu günahlardan dönüş anlamına gelir, Rab’be sunulan kurbanlar da günaha kefaret eder (Levililer 5:5; Nehemya 9:3; Mezmur 32:5). İncil’deyse yine itiraf günahlardan dönmeyi içeren bir uygulamadır. İsa Mesih’in insanların günahlarına karşılık çarmıhta ölüp dirildiğine iman edildiğinde günahların bağışlanacağı vaat edilir (1. Yuhanna 1:9). Süleyman’ın Özdeyişleri kitabında kişinin günahını Rab’den gizlemeyi başaramayacağı, günahlarını itiraf ettiğinde merhamet bulacağı yazar (Süleyman’ın Özdeyişleri 28:13).
Gerçeğe uygun olmayan her işimize vicdanımız tanıklık eder. Yalan söyleyen, kıskanan, düşkünlük yapan kişi iç varlığında bunun doğru olmadığını bilir. “Günahım yoktur” diyen kişi kendisini aldattığı gibi, Rab’bin günahlarını bağışlayıp kendisini her kötülükten arındırmasının önüne set çeker (1. Yuhanna 1:8-10).
Günahkârın günahlarını itirafında temel zorluk kişinin yaptığı kötülüğü devam ettirmek ya da utanç nedeniyle örtmek istemesinden kaynaklanır. Böyle bir karşılaşmada Hristiyan günahlarını İsa Mesih’e getirip günah sorununu çözmek-çözmemek arasında tercih yapmak durumundadır. Vereceği karar Rab ile ilişkisini doğrudan etkileyecektir.
Günahların itirafı konusunda Yuhanna 3:19-21 ayetleri referans olarak kabul edilebilir: “Yargı da şudur: Dünyaya ışık geldi, ama insanlar ışık yerine karanlığı sevdiler. Çünkü yaptıkları işler kötüydü. Kötülük yapan herkes ışıktan nefret eder ve yaptıkları açığa çıkmasın diye ışığa yaklaşmaz. Ama gerçeği uygulayan kişi yaptıklarını, Tanrı’ya dayanarak yaptığını göstermek için ışığa gelir.”51