3.1 Tövbe: Günahlı Varlığımızla Yüzleşmek

Kutsal Kitap’ta insan günaha köle olarak tanımlanmaktadır. Eğer kişi kendi günahlı varlığını görmeyip bahanelerle vicdanını yatıştırırsa, kendisinde Tanrı’ya dönmeyi gerektirecek geçerli bir neden bulamayacaktır. Eğer insan günahın getirdiği ruhsal köleliğini görebilirse, ruhsal kurtuluş sonucunda gelecek gerçek özgürlüğü de isteyecektir.

Kutsal Kitap bizlere günahın köleliğinden nasıl kurtulacağımızı en iyi biçimde açıklar. Romalılara Mektup 3:2446 ayetinde geçen apolytrosis rehinden kurtarmak anlamında kullanılmıştır. Pazar meydanından ödünç alınmış ticari bir terimdir; aynı zamanda Tevrat’ta özgür kılınmak üzere satın alınan köleler için kullanıldı. Yasal olarak bir köle kendisini özgürleştiremeyeceği gibi, günah boyunduruğunu taşıyan hiçbir insan da kendi gücüyle günahın köleliğinden kurtulamaz. İnsanın özgürlük kazanması ancak bir kurtarıcı aracılığıyla gerçekleşir. İnsanlık böyle bir durumdayken İsa Mesih günahkârları kölelikten fidye bedeli olarak aktığı kanıyla satın aldı, işlenen günahların karşılığında öldü. Bu fidye bedeliyle kurtulmanın sonucunda şimdi Hristiyanlar günahtan özgürdür, sonsuza dek İsa Mesih’e aittir.47

Tanrı Adem’e “Neredesin?” diye seslendiğinden beri, insan yaptıklarını kendine göre doğrulamaya ve buna göre açıklamaya çalışmakta ya da Tanrı’dan kaçmaktadır (Yaratılış 3:9). Kişi ruhsal kölelikten ruhsal özgürlüğe geçmek isterse, alçakgönüllülükle günahlı varlığını kabul etmelidir. Tanrı’nın İncil’de sunduğu kurtarıştan yararlanmak, İsa Mesih’in günahlarımıza karşılık çarmıhta ölüp dirildiğini, akılımızla ve yüreğimizle onayladığımızda geçerlilik kazanır. Kutsal Kitap ve Kutsal Ruh böyle bir kurtuluşun, tövbeye dayalı iman yaşamında kutsallaşmanın güvencesidir (Efesliler 1:13-14; Koloeliler 1:27).

Tanrı sözü ve Kutsal Ruh dünyaya günahın kötülüğünü gösterir. Ancak yabancılaşma insanın günahlı varlığını kabul etmesinin önündeki güçlü engeldir. İncil metinlerinde Kutsal Ruh (İsa’nın ruhu) yeryüzüne döküldükten sonra, Petrus’un yaptığı konuşma dinleyenleri derinden etkilendi (Elçilerin İşleri 2:36b-41). Petrus’un ağzından çıkan sözler, Kutsal Ruh’un etkisiyle dinleyenlere günahlı varlıklarını hissettirdi. Böyle bir tarihsel olayda Tanrı insanları kurtarmak için her şeyi hazırlamıştır. Her Şeye Gücü Yeten Rab, günümüzde de çağrısına yanıt verenleri kurtarmak istemekte, seçimi insana bırakmaktadır.

Eğer kişi İsa Mesih’e dönmek, yaşamını O’na teslim etmek isterse şöyle dua edebilir: “İsa Mesih, bugüne dek senden kopuk yaşadım. İç varlığıma baktığımda kendimden kaynaklanan iyilik göremiyorum. Bugüne dek bilerek ve bilmeyerek işlediğim tüm suçları üstlenmen, beni bağışlaman için yalvarıyorum. Ruhumun senin kurtarışına, sevgisine ihtiyacı var. Şimdi seni yaşamıma Efendim, günahlarımı bağışlayan Rab ve kurtarıcım olarak davet ediyorum. Kutsal Yazılar uyarınca günahlarıma karşılık öldüğüne, gömüldüğüne ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirildiğine iman ediyorum. Senin sadık bir öğrencin olarak, senin ilkelerine göre yaşamak istiyorum. Amin.”

Tanrı’nın, İsa Mesih’e ait olmakla sağladığı kurtuluşun kişiye getirdiği ayrıcalıklar Tanrı’nın çocuğu olmak ve kutsallaşmadır (Yuhanna 1:12; Efesliler1:4). Tanrı’nın çocuğu olmakla imanlı yeni bir kimlik kazanır; kutsallaşmakla da yaratılıştaki ruhsal-bedensel özellikler yeniden yaşamında görülmeye başlar.

İncil öğretisinde kutsallık günahsızlık demek değildir; iyi değişiklikler sürece bağlı gelişir. Tövbe, bağışlanmayı; bağışlanma yenilenmeyi getirir. Bu nedenle tövbesiz bir iman yaşamı sürdürmek imkânsızdır: “Günahımız yoktur dersek, kendimizi aldatırız, içimizde gerçek olmaz. Ama günahlarımızı itiraf edersek, güvenilir ve adil olan Tanrı günahlarımızı bağışlayıp bizi her kötülükten arındıracaktır. Günah işlemedik dersek, O’nu yalancı durumuna düşürmüş oluruz; O’nun sözü içimizde olmaz” (1. Yuhanna 1:8-10).