Yaratılış kitabının ilk iki bölümüne baktığımızda insan yaratıldığında fiziksel ve duygusal yönlerden ‘tam’dır. Yaşama koşulları olağanüstüdür; Tanrı’nın yeryüzündeki kâhyasıdır (Yaratılış 2:15). Aile Tanrı tarafından kutsanmıştır; utanç nedir bilmemektedirler (Yaratılış 2:21-15).
Tanrı’nın benzeyişinde yaratılan insan günaha düşüşle Aden Bahçesi’ndeki konumunu yitirdi. Fiziksel zorlukların yanında duygusal sorunlar da yaşamına girdi. Günah insanı özüne yabancılaştırarak köleleştirdi.
Bugün Tanrı’nın insana sağladığı özgürlük kavranmak istenirse, insanların kendi kendilerine koyduğu yasaklara bakılmalıdır. Örneğin, tüm trafik kurallarını insanların yararına, yine insanlar koymuştur. Kişilerin sürücü belgesine sahip olmak ve araç kullanabilmek için yüzlerce uyarı, kural ve yasaklara uyacağını gönüllü kabul ettiğini düşünmek, Tanrı’nın insana verdiği özgürlüğü anlamak için yeterlidir.
Bu yasaklara uymamak, keyfi davranış ölüm getirdiği gibi insanın yaratılıştaki özüne uymayan düşünceler ve istekler ruhsal ve fiziksel ölümü getirmesinin yanında; onun günlük yaşamında kendisini sevgisizlik, yalnızlık, huzursuzluk, şiddet vb. olarak gösteriyor. Tanrısız yaşayan bir kişi sevginin kaynağından kopuk olması nedeniyle kendi gücüyle üretmeye çalıştığı yapay sevgiyle yaşamak zorunda kalacaktır. Aynı durum her duygusal, fiziksel ihtiyaç için geçerlidir. Yabancılaşmayla insanda gerçeğin yerini gerçek olmayan duygusal, düşünsel süreçler yer alır.
İnsanın öz varlığında cinayet işlemesini gerektirecek bir neden yoktur. Habil ile Kayin’in hikâyesinde (Yaratılış 4), öfkenin, kötülük tasarlamanın, cinayetin, yalanın, tembelliğin (yargı olarak) ilk örneklerini görürüz. Tüm bunlar insandaki iyi şeyleri unutturarak kendisine yabancılaştırır.
Yaratılışı anlattıktan sonra Kutsal Kitap’ın ilerleyen bölümleri kötülüğün hızla çoğaldığını yazar. Her kötülük insanı yaratılıştaki konumundan biraz daha uzaklaştırmıştır. Efeslilere Mektup 4. bölüme geldiğimizde bir yandan insanın özüne aykırı istek ve eylemler gösterilirken, öte yandan ona esenlik veren istek ve eylemler de gösterilir. Yabancılaşma ya tamamen Tanrı’yı yadsımakla ya da iman edilen Mesih’e, Kutsal Kitap ilkelerine uygun yaşam sürmemekle kendini göstermektedir. Tanrı’nın istemi, Mesih İsa’ya ait olanların, O’nun istemlerine göre yaşamalarıdır (Koloseliler 1:21-23).