1.2 Tövbe Kelimesinin Anlamı


Tövbe kavramı için Tevrat’ta15 “İbranice naham (pişman olmak, düşünceyi değiştirmek) ve şuv (geri dönmek, sırt çevirmek); İncil’de Grekçe metanoia (düşünceyi değiştirmek, dönmek) sözcüklerinin anlamına uygun terimler kullanılmıştır.”16

Buna göre tövbe, insanın Tanrı’ya, Tanrı’nın düzenlediklerine, insanlara karşı hareket, isyan içeren düşünce ve davranışlarından dönmesi anlamına gelir. Tövbe, dilekte bulunmanın ya da istek bildirmenin ötesinde insanın iç varlığında, düşüncelerinde ve davranışlarında köklü değişiklik yapmaya yönelmesidir.

Kurtuluş Öğretisi’nin alt başlıklarında geçen tövbe, günah kavramıyla sıkı sıkıya ilişkilidir. “Günah, Tanrı’nın yasalarına uymamak; Tanrı’ya başkaldırmak, yetkisini yadsımak ya da O’na meydan okumak; kötülük yapmak, suç işlemektir. İncil’de günahı tanımlayan en temel Grekçe terim harmartia’dır; hedeften şaşmak, yanlış yola sapmak anlamına gelir. Kötülük yapmak, suç işlemek, Tanrı’nın yasasını çiğnemek bu terimin kapsamına giren fiillerdir (Yuhanna 8:46; Yakup 1:15; 1.Yuhanna 1:8). Romalılar 5-8. bölümlerde bu terimin ifade ettiği günahın insan yaşamı üzerinde egemen bir etken olduğu görünür.17 İncil’de günahı tanımlayan Grekçe terimlerden bir başkası asebesia’dır; etkin tanrısızlığı ve ruhsal yozluğu ifade eder. Anomia yasasızlıktır, yasayı hor görmek ve çiğnemektir (Matta 7:23; 2. Korintliler 6:14). Adika özellikle komşuya yönelik kötülüğü tanımlar; zaman zaman ‘adaletsizlik’ (Romalılar 9:14; Luka 18:6); ‘haksızlık’ (Yuhanna 7:18; Romalılar 2:8) ve ‘kötülük’ olarak çevrilir (2. Timoteos 2:19). Ayrıca, ‘suçlu’ anlamına gelen enokhos (Markos 3:29; 1. Korintliler 11:27) ve ‘borç’ anlamına gelen opheilema (Matta 6:12), günahla ilişkili diğer terimlerdir.”18

Hristiyanlık tarihi boyunca günahlı varlıklarının değişimiyle kutsallaşma ya da bunun tersi günaha yer vermekle düşkünleşme imanlıların asıl sorunlarından biri olmuştur. Tanrı’yı yadsımanın, İsa Mesih’in ilklerine uygun yaşamamanın, görmediğimiz ruhsal dünyada bizleri etkileyen şeytansal bir karşılığı bulunsa da yaratılıştan beri insan kararlarıyla ve davranışlarıyla sorumlu tutulmaktadır.

Şeytan, Havva’ya “iyiliği ve kötülüğü bilme ağacından” yemesini söylediğinde, Adem de buna ortak olduğunda, verdikleri karar nedeniyle Şeytan’ın yanında onlar da yargılandılar. O günden günümüze insan, bedenin ve benliğin istekleri nedeniyle düşkündür.

İlk cinayet (Yaratılış 47b); Tanrı’ya karşı durmak (Örneğin firavunun itaatsizliği, Çıkış 10:16-17); putların Tanrı’nın yerini, yüceliğini alarak insan yaşamına yön vermesi; buna bağlı olarak falcılık, büyücülük, medyumluk, çılgınca eğlenceler, zina, fuhuş (1. Petrus 4:3); hayvanlarla cinsel ilişki (Levililer 20:15-16); işçinin ücretini zamanında ödememek (Yasanın Tekrarı 24:15); vergi kaçırmak (Romalılar 13:6-7); yalan söylemek (Çıkış 20:16); hile yapmak (Levililer 19:11) gibi konulara baktığımızda günah sözcüğüne, Tanrı’nın verdiği anlamı, daha iyi görebiliriz.

Öyleyse insanın Tanrı’ya karşı hareket içeren düşünce ve davranışlarını bırakarak, İsa Mesih’in günahlarını üstlendiğine iman etmesinin pratik yönünü tövbe sözcüğüyle ifade edebiliriz. Tanrı’yla başlayan bu yeni ilişkide tövbe, süreç içinde imanlının kutsallaşmasını sağlayan eyleme dönüşür.